"Dokunmadan Sevmek"

5.8K 712 1.2K
                                    

***

Jimin ve Taehyung sallanan bir salıncakta, üstlerine battaniye çekmiş yatıyorlardı. Gece gece canı fazlası ile tatlı çeken omegası için kek yapan Jungkook mutfakta idi. Omega, vitanın omuzuna başını yaslamıştı ve onu bu sessiz gecede rahatsız eden tek şey Jimin'in gözyaşlarıydı. Nasıl da sessizce döküyordu pembe gözlerinden incilerini.

Belki de Jimin'in derdini arkadaşına rahatça anlatması için Taehyung ve Jungkook ikilisi bir kek bahanesi yaratmıştı. Bu gece Jeon'lar için değil, Park Jimin için çalışacaktı Efendi Jeon.

En başta ne kadar anlaşamasalarda şimdi ilişkileri farklıydı, Taehyung'un bir kere en yakınıydı ve ona nazik olmak da zorundaydı. Ayriyeten ilk zamanlar ki şiddetli ilişkileri son bulmuştu, ikiside birbirine saygı göstermekteydi. Bundan tabii ki en çok memnun olan kişi Kim Taehyung'du.

Şişmiş olan karnını okşayan Taehyung, kilo almıştı ve ekmek yanakları adeta beni ısırın diye bağırıyordu. Bu onu biraz bunalıma sokmuştu, hayatında hiçbir zaman kendisini bu kadar kilolu görmemişti. Bazen rüyalarında kendisini üç yüz kilo olarak görüyor ve korkuyla uyanıyordu, bu Jungkook'un o yanakları ısırıp öpmesi için güzel bir sebep oluyordu.

"Şey... Ne zaman anlatmak istersinmiş ben hep dinlerim."

Jimin bunu duyması ile ağzından bir hıçkırık firar etti, bir bir yanaklarından aşağı çenesine ince bir yol çizildi. Bir elini kaldırdı ve yanaklarını sildi, boğazında bir yumru vardı. Sanırım sandığı kadar sessiz olmamıştı. "Çok belli etmeye başladım."

"Benimle birlikte yeğenlerinde hissediyor Jimin."

"Şimdiden bu kadar zeki olmaları korkunç." Etrafı yumuşatmaya çalışsa da olmadı, Omega'dan kaçamazdı artık.

"Uzun zamandır böylesin, ne oldu? Endişeliyoruzdu."

Jimin onun mavi saçlarına burnunu yasladı ve gözlerini sımsıkı kapatıp ağlamamak için kendisini tuttu. Ha, bu arada Taehyung kendisini güzel hissetmek için saçlarını maviye boyamıştı. Kiloları cidden onun psikolojisini bozmuştu. Jungkook, onun güzelim doğal sarılarını yok ettiği için biraz üzülsede mavi saçları ile de ayrı bir güzel olmuştu, özellikle mavi gözleri de olması onu gerçek dışı biri gibi hissettiriyordu. Jeon Jungkook'un biricik omegası ne de güzeldi, dillere destandı.

Bu fikri de ona Jimin vermişti. "Benim gözlerimle saçlarım aynı renk ise senin de olmalı" demiş ve sürmüştü mavi boyayı. Hızlı akıyordu mavi boya bu yüzden çok da sıkıntı etmemişti Taehyung, iki saat boyunca "sarılarım hâlâ burada, benle" diye dil dökmüştü Jungkook'a. "Akacakmış, merak etme sevgilm."

Jimin gökyüzüne baktı ve yıldızları izledi. Eski kiralık evini hatırladı önce, çaldığı telefonları ve ondan çıkardığı paraları. Uyuşturucuya düştüğü zamanları... Tüm o sevdiği kadınları. Hiç uzaktan bakmamıştı kendisine, şimdi bakıyordu ve küçük görüyordu. Cidden eskiden çok küçükmüş, bir hiç olacak kadar küçük. Eskiden Jungkook ona yaptıklarını anlattığında sonda dediği çöp gibi küçük gördü kendisini.

"Eskiden hayatımda ben bir çöp yığınıydım Taehyung. Bizim oralarda sevmezlerdi, ailesi olmayanları sevmezlerdi. Dokunmadan sevmeyi kimse kimseye öğretmemişti."

"Dokunmadan sevmek?"

Jimin yutkundu. "Daha yumuşak anlatamam."

Aralarında biraz sessizlik olmuştu ve Jungkook bahçeye çok yakındı, kulakları istemsizce tüm bu konuşulanları duydu. Onun için üzülmüştü, bir deneği varsa eğer onun hakkında her şeyi bilirdi, dolayısı ile o bunları çok önceden biliyordu. Henüz gelişim çağında iken çalıştığı yerin patronunun ona zorla sahip olduğunu, bu yüzden bir daha hiçbir yerde çalışmadığını biliyordu.

1 OMEGA ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin