"Kraliçe ile tanışmak."
Taehyung motordan inerken "Buradayız Jendeuk" dedi. Biz hep böyleyiz, arabam olmadığı için beni okula hep o getiriyor. Evimizde bir şoförüm var ama babama yalnız kalıp dairemde tek başıma yaşamak istediğimi söyledim.
Birinci derse henüz erken geldiğimizden kafeteryaya gittik. 'Parvenu Üniversitesi' sadece zenginlerin kayıt olabileceği okulumuzun adı. Ancak yeterince akıllıysanız, bir akademisyenin diplomasıyla kayıt olabilirsiniz.
"Ye bunu."
Gözlerim sesin geldiği yere baktığında, İrene ve onun önünde diz çökmüş olan bir çoçuk'u gördü. Diz çöken çocuğun yanında ise arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir çoçuk daha vardı.
Yerde bir köri vardı. Ne oluyordu? Bugün okulun ilk günü neden sorun çıkarıyorlardı?!
Bu arada Irene bu okulun varisi. Gerçek adı Bae Joo-Hyun ama insanlar ona Irene diye hitap eder. Güzel yüzüyle ama rahatsız edici tavrıyla tanınıyor. Okulumuzun kraliçe arısıdır, herkes ona kraliçe gibi davranır ve seslenir. Benim dışımda..
"Lütfen kraliçemi bağışlayın lütfen!" dedi diz çökmüş çocuk. Irene'in ayaklarını öpmek istemiyor değil mi?
Hareket etmek üzereydim ki şok oldum çünkü Irene'in ayakkabılarını öptü ve Irene ise sadece sırıttı. Taehyung da şok olmuştu. "YİYİN YOKSA BU OKULDAN ATILACAKSINIZ! BU OKULUN SAHİBİNİN BABAM OLDUĞUNU MU UNUTTUNUZ? ŞİMDİ O KÖRİYİ YİYİN"
"YE!" dedi Irene ama çocuk hâlâ köriyi yemiyordu.
"Bu adamın bir alim olduğunu biliyor muydunuz?" Irene tüm kafeteryaya bağırarak adamın kendinden utanmasına neden oldu. Bu okuldaki her öğrencinin paraları olmadığı gibi saçma bir nedenden dolayı zorbalığa maruz kalacağını bilerek kafeteryayı mırıltılar doldurdu. Bu okulun sistemi gerçekten sinir bozucuydu.
"Bu okulun sadece zenginler için olduğunu biliyorsun değil mi?!" tekrar bağırdı.
"Neden babana beni bu okula neden kabul ettiğini sormuyorsun? Bu okulun sadece beyinsiz zenginlere değil, akademisyenlere ihtiyacı var!" Diz çökmüş adam söylendi. Gülümseyerek haklı olduğunu söylemek istiyordum. Ama sadece Taehyung ve benim beyinsiz olmadığımızı söylemek istedim. Sadece onlar. Taehyung ve ben akedemisyen değildik.
"Az önce ne dedin?! Şimdi köriyi ye, hemen!" bağırdı. Öne doğru adım attığım da adam yerdeki köriyi yemeye çok yaklaşmıştı.
"Kes şunu Irene."
Kafeteryadaki tüm öğrenciler bana baktı.. "Beni durdurmaya nasıl cesaret edersin? Buranın kraliçesi benim!" şımarık bir sürtük gibi kaşlarını çattı.
"Sen mi kraliçesin? Ah hadi ama" Ona bakarken öne çıktım ve o geri çekildi.. Korkak. "Bir kraliçenin güzel bir yüzü olmalı ve sen zaten buna sahipsin ama senin güzel bir kalbin yok" dedim ve o aynı anda hem sinirlenmiş hem de şok olmuş görünüyordu.
"Bu ne cüret!" dedi ve yüzüme tokat attı. Ne oluyor be?!
Peki, sürtük modu açık.
Bu arada, eğer ona tokat atacağımı düşünüyorsan bunu yapmayacağım. Çünkü ben tokat atmıyorum, yumruk atıyorum.
Sol yanağına yumruk attım, dengesini kaybetmek üzereydi. Taehyung dahil kafeteryadaki herkes şok olmuştu. Herhangi bir belaya bulaşmayı istemiyordum ama bir baş belasını öylece durduramazsın!
"Tek bir sert yumruk, yüze atılacak beş tokattan iyidir" sözüme her zaman inanırım. Ve işte burada, acıdan yüzünü buruşturuyor. Çok yazık ama.
"Irene, ne oldu?" bir adam Irene'e doğru koştu. Uzun süredir hoşlandığım kişinin Irene'in erkek arkadaşının Kai olduğunu yeni fark ettim.
"O kaltak bana yumruk attı!" dedi ve ağlıyormuş numarası yaptı. Numara yapmamalı çünkü gerçekten acıttığını biliyorum.
"Hadi gidelim" dedi Kai, Irene'in ayağa kalkmasına yardım ederek.
Irene kafeteryadan çıkmadan önce "Daha işimiz bitmedi seni kaltak" dedi.
✩
Y: Merhaba arkadaşlar! Buradaki tüm Irene Stans'lardan özür dilemek istedim, ben de Irene'i seviyorum sadece burada bir düşmana ihtiyacım var ve o bu role uyuyor, ben de onu bu hikayeye yerleştirdim.
Umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir.💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞ#1 -Taennie-
FanfictionOnlar en iyi arkadaşlar. Ama bu şekilde mi bitecek? Jennie normal hayatından, ünlü bir üniversitede okumasından, sevdiği her şeye sahip olmasından ve en yakın arkadaşı Taehyung'un yanında olmasından memnundur. Mükemmel hayatından gerçekten çok mutlu...