Onlar en iyi arkadaşlar. Ama bu şekilde mi bitecek?
Jennie normal hayatından, ünlü bir üniversitede okumasından, sevdiği her şeye sahip olmasından ve en yakın arkadaşı Taehyung'un yanında olmasından memnundur. Mükemmel hayatından gerçekten çok mutlu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ölüm."
Bölüm şarkısı- Dark Paradise (Lana Del Rey)
Kim Taehyung'un Bakış Açısından
Bitti. Kai kazandı. Ben, Jisoo, Nayeon, Jin ve... Jennie dışında herkes ona tezahürat yapıyor. Şaşırtıcı bir şekilde Kai'nin kazanması Jennie'yi sevindirmedi. Garip.
Dudağımın kenarına dokundum. Canımı acıtıyordu ama Jennie'nin beni görünce ağlamak üzere olması beni daha çok üzüyordu. Jisoo ve Nayeon'la birlikte tribündeki Jin'in olduğu bölgeye doğru yürüdüm.
"Taehyung, gerçekten nasıl karşı çıkacağını biliyor muydun? Herkes sana aptal gibi davranıyor ve sen hâlâ orada, duygusuz bir şekilde duruyorsun." Sakin ama gerçekten sinirlendiğini hissedebiliyorum.
"Sorun değil-"
"Sorun değil mi?! Hile yaptılar ve bunu biliyorsun! İtirafın Kai'den çok daha iyi. Gerçekten olmadığın halde iyiymişsin gibi davranmayı bırak." şimdi gerçekten sinirlendi, Jisoo onu sakin tutmak için omzunu okşadı.
"Jin haklı V, bize gerçekten ne hissettiğini göstermelisin. Biz arkadaşız değil mi?" Dedi Nayeon. Onlara bakmadan başımı salladım.
"N'aber millet!" Kai kendini bir kral gibi hissederek bize doğru geldi. Ah unuttum, o zaten kral. Jin, orta parmağını Kai'nin üzerine kaldırırken "Yüzünde ne var?" dedi. Kai kıkırdadı.
"Artık nasıl dövüşeceğini biliyorsun değil mi?" Daha sonra bana baktı, "Peki ya sen? Nasıl dövüşüleceğini zaten biliyor musun, korkak?" Sırıtarak konuştu. Sadece gülümsedim, zorbalara kızmaya alışkın değilim. Ama Jin'e baktığımda cehennem gibi görünüyor.
"Seni pislik!" Kai'ye yumruk attı. Yumruk atmaya başladıklarında her şey o kadar hızlıydı ki. Jin her zaman ağabeyim gibiydi, her zaman benim hakkımda boktan şeyler söylerdi ama asla kimsenin bana boktan şeyler söylemesine izin vermezdi.
Kai'nin yere düştüğünü gördüm. Sahada sadece birkaç kişinin olmasına ve olup biteni fark etmemelerine sevindim. Gülümsedi ve ardından dudağındaki kanı sildi. Jin incinmemiş gibi görünüyordu. Kai hemen ayağa kalktı ve bana baktı.
"Jennie artık benim. Kabul et ya da bu üniversiteyi terk et." Dedi ve sonra gitti. Sinir bozucu gülümsemesi neredeyse beni boğmaya başlamıştı.
Jisoo, "Onu dinleme Taehyung. Jennie, kız arkadaşı olmasını istediğinde evet bile demedi" dedi. Jin hafifçe omzuma dokundu, "Bunu atlatacaksın kardeşim."
...
Kim Jennie'nin Bakış Açısından
"Hey Jennie! Nereye gidiyorsun?" Irene bana doğru koşarken nefesini tuttum. "Eve gidiyorum, kör müsün?"
"Düğün nasıl?" Biraz endişeli. Onun ne umurunda ki? Öğleden sonra saat çoktan 'iki' ve uykum var.
"Neden bizi o düğünü yapmamız için zorluyorsun? Kai ve Taehyung zaten Tekvando konusunda yaralılar ama sen ısrar ediyorsun."
"Bunu isteyen tek kişi ben değilim. Ve bu festival yıllardır yapılıyor, sen transfer bile değilsin ama transfer olmuş gibi davranıyorsun. Bu düğün işi hep okulun kraliçeleri ve kralları tarafından yapılırdı ama o günden beri senden hoşlanan iki çocuk var, onlar için bir dövüş oyunu düzenlemeye karar verdim." diye açıkladı Irene.
"Ama yine de ben şöhreti ve senin istediğin her türlü pisliği isteyen o kraliçe değilim. Hala kraliçe olmak istediğini biliyorum ama okul seni istemiyor" dedim alaycı bir şekilde.
"Gerçekten mi? Bu kadar uyuşmuş olmana odaklanmaya ne dersin? Sen Kai ile flört etmekle meşgulken Taehyung'un senden hoşlandığının daha da farkındaydım." İtiraf etmeliyim ama söyledikleri beni çok etkiledi. Taehyung'un beni sevdiğine dair hiçbir fikrim yoktu.
"Neden benimle konuşuyorsun? Şu anda birbirimizin saçını tutuyor olmamız lazım," dedim ve beceriksizce güldüm.
"Her neyse. O boktan düğünü yapmak istemiyorsan yapma!" Dedi ve uzaklaştı, ben sadece kıkırdadım.
Irene'le ilgili bir şeyler var. Daha önce bu "biraziyi kız" gibi değildi.
