"Misafirin olduğunu söylemedin?" Dedi Barış, Didem'in kulağıma eğilerek. Eve geldiğinde gördüğü yabancı ile gerilmiş, eli ayağı birbirine dolanmıştı. Didem'in arkadaşı, Hasret, tatlı dilli bir kızdı. Ama Barış'ı korkutan bir şeyler vardı. Tıpkı Didem'de olduğu gibi.
Her şeyden önce gizlemek konusunda Didem ile anlaşmışlardı. Arada duygusallık olmayan açık ve gizli bir ilişki. Şartlar müşterekti. O zaman simdi bu neyin nesiydi? Neden Didem'in arkadaşı her şeyi biliyormuş gibi dikmişti gözünu Barış'a.
"Yabancı değil, 20 senelik arkadaşım." Dedi Didem.
"Biliyor mu?"
"Ben bir şey söylemedim." Didem yalan söyledi. Gayet de anlatmıştı her şeyi. "Ama anladı sanırım."
Barış sessiz bir küfür sayıldı. Bu kız başına iş açacaktı. İkisini de ifşalayana kadar durmayacaktı. Neden söylememişti müsait olmadığını? Arkadaşının geleceğini? Barış da ona göre davranır ortalıkt gezinmezdi.
"Ee?" Dedi Hasret, adamın bu haliyle eğlenirken. "Futbolcusun demek. Ne tatlı! Hangi takımdasın?"
"Galatasaray." Dedi Barış.
"Hm... biz de koyu Beşiktaşlıyız." Didem ile kendisini işaret etti. Barış şaşırdı. Didem ile hiç böyle bir şey konuşmamışlardı. Gerçi Didem ile genel olarak konuşmuyorlardı ama yine de bu bilgiye hakim olmak isterdi.
"Öyle mi?"
"Öyle. Hatta Didem'in babası daha koyu Beşiktaşlıdır. Tüm ailenin kombinesi var."
"Gidiyor musunuz maçlara?" Diye sordu Barış.
"Hayır," dedi Didem. Her zamanki soğuk ve mesafeli tavrıyla. "Öyle bir vaktim yok zaten. Biliyorsun."
Barış huzursuzca kıpırdandı. Hasret'in karşısında bu kadar samimi konuşmasalar olmaz mıydı? Ödü kopuyordu zaten açık verecekler diye.
"Biz de işte yeni tanıştık Didem ile. Çok iyi bir komşu. Öyle bazen kahve içiyoruz denk geldikçe." Dedi Barış telaşla. "Zaten benim bir kız arkadaşım var Miray. Eee... şey... o da çok tatlı biridir." Saçmalıyordu, sustu. Didem kötü bir bakış attı Barış'ın olduğu tarafa.
Hayvan herif.
"Ne güzel." Dedi Hasret. Barış'ın kız arkadaşım dediği yerde Didem'e baktı. Arkadaşının duygularını okumaya çalışıyordu ancak Didem bu konuda çok başarılıydı. Hiçbir şeyi açık etmezdi.
Ama Hasret, Barış'ı sınamak istedi. "Ali görüşmek istiyor bu arada." Dedi Didem'e. Sonra Barış'a döndü. "O da arkadaşımız da. Yani benim arkadaşım. Didem'in flörtü."
Didem hayrete düştü. Ne yapıyordu Hasret?
"Flörtü?" Barış kaşlarını kaldırdı. Flörtü mü vardı? Bu kız hiç boş bırakmaya gelmez miydi?
"Evet. Görsen çok yakışıklı. Erkek halinle aklın uçar."
"Abartma." Dedi Didem.
"Bir de doktor." Ali hakkındaki tüm bilgiler doğruydu. Biri hariç, Didem onu en son 2 sene önce görmüştü. Ali ile Sevinç'i birlikte bastıktan sonra.
İlk tepkisi herhalde oldukça yerindeydi. Ali'ye bir vazo fırlatmış, Sevinç'e tehditler savurmuş ve sonra ikisini de her yerden engellemişti. Ali ile hiçbir şey yolunda gitmiyordu, biliyordu. Ama Sevinç ile aldatılmayı da beklemiyordu. Aslında Ali de umrunda değildi. Didem'i üzen, düşündüren Sevinç'in ona bunu yapmasıydı. Ali ile bir daha ne görüştü ne konuştu. Ama Sevinç'i affetti. Başka ne yapabilirdi bilmiyordu. Hasret ona bu konuda çok yüklendi. Arkadaşının sert görüntüsünün altında bir enayi vardı ona göre.
"Doktor?" Barış papağan gibi tekrarlıyordu Hasret'in söylediklerinim "Bence kaçırma o zaman." Dedi anlık bir sinirle Didem'e. "Hem doktormuş falan."
Sen milleti hasta ediyorsun, o da iyileştirir.
Yalnız olsalardı söyleyeceği şey buydu.
"Bakalım, hayırlısı." Didem.
Barış iyiden iyiye sinirlendi. Kahvesini yarım bırakarak kalktı. "Ben gideyim artık yarın maç var."
"İyi şanslar." Dedi Hasret, sanki iki dakika önce adamın sinirleriyle oynamamış gibi.
"Ben seni kapıya kadar geçireyim."
Birlikte kapıya ilerlediler. Hasret'in onları duymayacağından emin olduktan sonra Barış hışımla Didem'e döndü.
"Eğer birinden bir şey duyarsam bu boşboğaz arkadaşından bilirim." İşaret parmağını kıza doğru salladı.
Didem sinirlendi. Hakikaten sinirlendi. Kendine sallanan parmağa baktı. Sağ eliyle kavradı o parmağı, büktü.
"Bana bak!" Dedi Barış'a tehditkar bir ifadeyle. "Sen ne benden ne arkadaşımdan hesap soramazsın. Hiçbir şey için!"
Barış elini indirdi. "Böyle anlaşmadık ama Didem." Geri vites yaptı.
"Ben anlaşmamızın arkasında duruyorum. Ama kimsenin de ağzını büzemem."
"Duyulursa canımı okurlar."
Didem alayla güldü. Korkak herifin tekiydi Barış. Gördüğü en korkak herifti. Eylemlerinin arkasında duracak bir gram yürek yoktu onda. "Duyulmasını istemediğin, arkasında duramayacağın seyler yapma o zaman Barış."
Barış korktu, Didem'in vazgeçmesinden ve bir daha görüşmeyecek olmalarından. Ellerini kızın omzuna koydu. "Seninle olmaktan mutluyum. Ama beni de anla lütfen." Dedi. Kıza yaklaştı. Yanağını öpeceği sırada Didem geri çekildi.
"O zaman ona göre davran." Dedi Didem. "Bir daha herhangi bir sebeple beni tehdit etmeye çalışırsan canını yakarım Barış. Bu kadar net söylüyorum."
***
Yorum istiyorum :)