finali yazıp yeni kurguya basladım onu da 9 bölüm yazdım desem
52| Böcek Kaçınılmazdı
"Alo, geldiniz mi?" dedi Taylan telefonun diğer ucundan.
Arabanın kapısını kapatırken "Geldik. Odanda mısın, yukarı çıkıyoruz dimi?" dedim.
Hışırtı seslerinden sonra Taylan'ın sesi duyuldu. "Benim çok az bir işim kaldı. Siz şimdi gelin odamda bekleyin. 10 dakika falan sürer benim işim."
Hafif rüzgara rağmen sigarasını yakmaya çalışan Karan'a bakarak "Geliriz biz, sen bak işine." dedim. Kapattığım telefonumu arka cebime atıp Karan'ın yanına yürüdüm. "Az daha işi varmış Taylan'ın, gelin odamda bekleyin diyor."
Sigarasının dumanını üfledikten sonra elindeki tespihle yanağımı sıktı hayvan gibi. "Olur gülüm çıkalım."
Kaşlarımı çatıp parmak uçlarıma çıktım. Çocukluğundan beri yaptığım gibi yanağını ısırdım Karan'ın. Küçükken olduğu gibi hala yumuşacıktı teni. "Kaşınıyorsunuz Karan bey."
Kolunu omzuma atıp yürümeye başladı. "Kaşırsın sende, sonra ben seni kaşırım. Ödeşiriz. Nasıl fikir?"
"Ay kuduz muyuz biz Karan ya?" deyip güldüm söylediği saçma şeye.
Güle eğlene hastaneden içeri girmiş, Taylan'ın odasına çıkmıştık. Odaya girmeden hemen önce koridorun başında Güray'ın amcasını görmüştüm. "Enver Çelik..."
Boş odanın içinde Karan rastgele bir yere otururken ben volta atmaya başlamıştım. Bir şekilde Enver'in ağzından laf almak istiyordum. Dayımla anlaşma mı yapmıştı? Neden kaza raporum değiştirilmişti? Kim değiştirmişti? Uzun zamandır aklımdan çıkarmaya gayret ettiğim sorular yine gün yüzüne çıkmıştı. "Eser başımı döndürdün." dedi Karan elindeki telefonla ilgilenirken.
"Amcamı gördüm az önce." deyip durakladım "Güray'ın amcasını."
"Seni hapse attıran adam değil miydi o?" derken telefonunu bırakmış, oturuşunu düzeltmişti.
İstemsizce tırnağımı kemirirken dayanamayıp Karan'ın karşısındaki sandalyeye oturdum. "Karan benim sana söylemediğim bir şey var."
"Al işte..." deyip başını başka bir yere çevirdi. Elindeki tespihi çevirirken kendi kendine söyleniyordu "...bizim aramızda hep böyle gizli saklı mı olacak Eser?"
Ciddi yüz ifadesi beni bir tık korkutmuştu ama bu tepkisi beklediğim bir şeydi. "Karan kızma bir dur ya..." dedim hemen dudak büzerek "...zaten buraya gelince öğrenecektin sadece hemen söylemek istememiştim."
Üzgün suratıma bakıp sabır çekti. "Ne söyle ona göre karar vereceğim kızacak mıyım ne yapacağım?"
Dudaklarımı büzmeye devam ederken oturduğum yerden kalkıp nazlı nazlı ona doğru yürüdüm ve hiç düşünmeden tek bacağının üzerine oturdum. Bir elimi omzuna atıp diğerini de ince gömleğinin yakasına attım. Göz teması kurmadan oynaşıyordum onunla. "Taylan'la biz bir şeyler konuştuk birkaç gün önce."
Dudaklarını yalayıp yutkundu. "Ne konuştunuz?"
Bir elini belime diğerini de şort giydiğim için açıkta duran bacağıma attı. "Enver Çelik. Sakladığı şeyler var. Taylan geçenlerde avukatıyla konuşmasına şahit olmuş. Yine Güray'dan bahsediyormuş. 'Nasıl olur böyle bir şey aklım almıyor' falan demiş. Adamdan zaten şüpheleniyordum, iyice şüphelendim o anlattıklarından sonra." Yakasındaki elimi yanağına atıp sakallarının arasında gezdirmeye başladım yavaş yavaş. "Taylan'da dedi ki bir şekilde bu adamı konuşturmalıyız. Bende hak verdim, çünkü haklı yani." Sakallarında gezinen parmağım dudaklarına kayıp dolgun iri dudaklarda turladı. "Sonra biz de küçük bir plan yaptık bugün için... Tabi sende kızmayıp bizi desteklersen." Konuşmak için aralanan dudaklarından içeri soktum parmağımı. Dilinin üzerinde gezdirip yeniden dudaklarına dokundum ıslanmış parmağımla. Islattığım dudaklarına yavaş ama küçük bir öpücük kondurup geri çekildim. Gözleri dudaklarıma kaydığında dilimle onun dudaklarıyla ıslanan dudağımı turladım. "Kızmazsın değil mi.... aşkım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Recreation | bxb | reenkarnasyon
Roman d'amour[TAMAMLANDI] Acımasız bir cinayete kurban gitmiştim. Ama şimdi ikinci bir şansım vardı, yeniden doğmuştum. - 0542: allahın selamını almicak mısın gardas sen Eser: siz kimsiniz 0542: hesap mı soruyosun birader sen bana Eser: e yazmayın o zaman 0542:...