56| Beraber Uyumak Kaçınılmazdı
"Hocam telefonunuz, uzun uzun çaldı ama açmadım."
Taylan'ın uzattığı telefonumu almadan önce kirli eldivenlerimi çıkartıp çöpe attım. Ameliyattan yeni çıkıyordum. Telefonun ekran tuşuna basıp arayana baktım. Karan'ın annesi Güleser Hanım'dı. 2 kez aramıştı.
"Karan odasında mı? Bir sorun mu var?" dedim hala yanımda bekleyen Taylan'a.
"Bir sorun olsa bilirdim hocam bana bir şey söylenmedi." derken o da merak etmiş gibiydi.
Telefonumu bir kenara koyup üzerimdeki ameliyat önlüğü ve bonesinden kurtulduktan sonra zaman kaybetmeden çıktım ameliyathaneden. Oyalanmadan Karan'ın odasına gelip aceleden kapıyı çalmayı unutarak içeri girdim.
Karan yatağında uyuyor, annesi baş ucunda bekliyordu. Beni gören kadın hemen oturduğu yerden kalkıp yanıma gelmişti. "Güray Bey bir konuşabilir miyiz?"
"Bir sorun mu var Güleser Hanım?"
Oğluna göz atıp "Saatlerdir ateşi var. Hemşireler geldi gitti uğraştılar düşürmeye. Daha yeni düşüyor." dedi üzülerek. "Son zamanlarda sürekli böyle ateşli. Bütün gün ilaçlar serumlar yüzünden elleri kolları delik deşik. Ayağından taktılar serumu bugün, acıdan uyuyamadı çocuk."
Annesini dinlerken gözlerim yatan bedene kaymıştı. Uyurken ki yüz ifadesi bile acısını belli ediyor, yanaklarındaki kızarıklık hala hafiften ateşi olduğunu söylüyordu. İç çekip "Ben Karan'la yeterince ilgilenemedim son birkaç gün yoğun olduğum için. Kollarındaki yaraların bende farkındayım, krem de sürdüm hatta. Ama ne yapabilirim şu an bilmiyorum." dedim.
Kadın bir adım atarak bana yaklaştı ve elini koluma atıp sıktı gülümseyerek. "Ben size teşekkür ederim Güray hocam. Oğlumla çok güzel ilgileniyorsunuz yokluğumda."
Bende aynı şekilde samimiyetle gülümsedim. "Ne teşekkürü Güleser Hanım. Tabi ilgileneceğim benim hastam Karan."
Gözleri dolan kadın "Ona kitap almak zorunda değildiniz." dedi titreyen sesiyle. "Tavanına yıldızlar yapıştırmak, hastane yemeğini sevmiyor diye evden yemek yapıp getirmek, gezmeye dışarı çıkarmak, uyuyana kadar yanında durmak zorunda değildiniz. Her geldiğimde bana sizi anlatıyor, dilinden düşmüyorsunuz. Uykusunda bile sizin adınızı sayıkladı. Her gün farklı bir şey yapıyorsunuz hiç üzülmesine izin vermiyorsunuz." Tekrar Karan'a dönüp ona bakarak konuşmaya devam etti. "Gözüm hiç arkada kalmıyor. Ne kadar teşekkür etsem az size."
"Teşekkür etmenize gerçekten gerek yok." dedim içten düşüncelerimle "Karan'la biz arkadaşız. Birbirimizle ilgileniyoruz, yalnızlığımıza eşlik ediyoruz. Birbirimize iyi gelmeye çalışıyoruz. Bu yüzden bana teşekkür etmeyin."
Gözünden akan bir damla yaşı silip tebessüm etti. "Oğlum size emanet."
"Bende ona emanetim." deyip güldüğümde bana eşlik etmişti gözyaşlarının arasından.
"Bir su almaya gidip gelsem yanında durabilir misiniz?"
"Tabi."
Güleser Hanım odadan çıkarken Karan'ın yanına ilerleyip açılan pikesini üzerine örttüm. Annesinin kalktığı sandalyeye oturup uyuyan çocuğu izledim bir süre. Birkaç dakika içinde aralandı gözleri endişeyle. Hemen etrafına bakınıp tahminimce annesini aradı. Beni görünce hiç beklemeden kollarını boynuma sardı. "Güray, çok korktum."
Küçük bedenine sarılıp sırtını sıvazladım yavaş yavaş. "Kabus mu gördün?"
Yatağına oturup "Evet. Çok korkunçtu." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Recreation | bxb | reenkarnasyon
Romance[TAMAMLANDI] Acımasız bir cinayete kurban gitmiştim. Ama şimdi ikinci bir şansım vardı, yeniden doğmuştum. - 0542: allahın selamını almicak mısın gardas sen Eser: siz kimsiniz 0542: hesap mı soruyosun birader sen bana Eser: e yazmayın o zaman 0542:...