"Deren, aşağı gelsene akrabalarım geldi," dediğinde Barış, finallere çalışıyordum. "Gelmek istemiyorum," dedim suratına bile bakmadan. Rize'deki ikinci günümüzdü ve dün işittiklerimden sonra kahvaltıya bile inmemiş, türlü bahanelerin arkasına sığınmıştım.
"Selam bile mi vermeyeceksin?"
"Hayır, sonuçta beni değil seni görmeye geldi bu insanlar," dedim umursamadan. Barış'ın dakikalarca orada durduğunu ve inatla gitmediğini fark edince kitabımın kapağını kapadım. "Öylece dikilecek misin orada?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Sen aşağı inene kadar evet," dediğinde Barış, of'ladım. "Nefret ediyorum bana bir şeyleri dikte etmenden."
Barış, samimiyetsizce gülümsedi. "Ve ben de sana bir şeyleri yaptırmak için ısrar etmekten nefret ediyorum ancak beni buna sen zorluyorsun."
"Ben mi?" diye yükseldim birden. Barış'ın gözleri sonuna kadar açıldı, uyarır gibi. "O sesini kıs, milleti başımıza mı toplamak istiyorsun?" Sinirle güldüm. "Duysunlar, gelsinler de sana hayatı nasıl zindan ettiğimi şahsen izlesinler. Duyduklarıyla değil de gördükleriyle yargılarlar ne güzel!" dedim annesine gönderme yaparak.
"Sen neyden bahsediyorsun?" dedi Barış anlamayarak. Ona annesini şikayet mi edecektim? İstiyordum ancak yapmayacaktım. "Hava alacağım," dedim ve yanından geçip gitmek için hareketlendim ancak eli koluma dolandı. "Deren, seni uyardım değil mi? Kaçma, geri dönüşü olmaz dedim, değil mi?" Burukça gülümsedim. "Olmasın. Belli ki ben beceremiyorum terk etmeyi, bir kere de sen terk et beni," dedim. "Kapat bütün kapıları suratıma, geri dönmek istesem bile dönemeyim, lütfen."
Hıçkırarak ağlamaya başladım. "Baksana bize Barış, üç yıl önceki insanlar mıyız biz? Yedik bitirdik birbirimizi, ben artık dayanamıyorum. Sevgimizi tüketiyoruz ve korkarım ki en nihayetinde geriye kalan tek şey, nefret olacak. Lütfen, beni azad et çünkü ben aynaya baktığımda artık kendimi tanıyamıyorum." Barış'ın suratına öfke yayıldı. "Gerçekten istediğin bu mu? Bitirmek, tamamen." Kafamı salladım usulca.
"Deren, emin misin? Bak, ben sen değilim. Seni terk edersem her şey biter, temelli. İstediğin bu mu cidden? Tarihe karışmak. Unutulmak ister misin cidden? Seni biliyorum, yapamazsın geri dönersin ama ben kabul etmem bu sefer, emin misin?" Barış, beni vazgeçirmek için elinden geleni ardına koymuyordu. Unutulmak istemiyordum ancak unutmak istiyordum. Gözlerimi güne açmak, üç yıl öncesine uyanmak istiyordum ancak her istediğimiz olmuyordu. Sadece kafamı salladım.
"Toplan öyleyse seni havalimanına bırakacağım," dedi Barış. Onun sözleriyle beraber çoktan hazır olan el valizime ilerledim. Göz göze geldik. "Hazırlanmışsın," dedi inanamayarak. "Ne zamandır düşünüyordun bitirmeyi?"
"Çok uzun bir süredir." Sadece cesaret edemiyordum ancak artık her şey bitmişti. Barış, beni bir daha kabul etmezdi.Onun yanından geçtim ve merdivenlerden inerken yukarıdan gelen parçalanma sesleriyle irkilsem de adımlamaya devam ettim. Üst katı dağıtan Barış'ın sesleriyle herkes holde toplanmıştı.
Barış'ın annesi ve babasıyla göz göze geldim. "Her şey için teşekkürler," diyebildim sadece ve kapıyı açtığımda Yüksel amca seslendi. "Kızım ne oluyor, nereye?""Ankara'ya dönüyorum," dedim sadece ve o sırada parmaklarından kan aka aka merdivenleri indi Barış. "Oğlum," diye korkuyla soludu annesi. Ona uzanmak istediğinde elini kendine çeken Barış "Yok bir şey," dedi sertçe. "Hazır mısın?" dedi bana dönerek. "Hazırım," dedim ve son kez arkama bakmadan kapıdan çıktım.
Konaktan havalimanına uzanan yol boyu, sessiz kaldık. Vazgeçmek için son dakikalardaydım. Barış'ın son ana kadar beni affedeceğini biliyordum ancak dönüp de suratına bakmadım. Araba durdu ve Barış inmek için yeltendiğinde kolunu tutup onu durdurdum.
"Gerisini ben hallederim," dedim suratına bakarken. O ela gözlere doyasıya baktım, suratının en ince ayrıntısına kadar hafızama kazıdım. "Teşekkür ederim, her şey için." Barış'a sarf ettiğim son sözlerimdi; hikayemizin son sözleri.
Ve hayır, yeni bir sayfa açmıyordum; kitabı komple yakıyordum. Onun gözlerinde gördüm, değerimi yerle yeksan etmiştim.
Final değil tabi ki!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahadakiler | Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Ankara Keçiörengücü'nün yıldızı Barış Alper Yılmaz, Galatasaray'a transfer oldu." Ona kariyerinin zirvesini yaşatan bu cümle, bizim ilişkimize dibi boylattı.