Chapter 16

3.3K 184 49
                                    


Deren
Neredesin? 19.35
Seni bekliyoruz. 19.47
Çocuk musun sen, trip mi atacaksın? 19.50
Sipariş veriyoruz. 19.55
Girdiğin delikten sakın çıkma, halsiz hissettiğini söyledim. 19.58

Ve elbet, Barış gelmemişti.

Suratına kapıyı çarpıp çıktıktan sonra restorana inmiş ve Hakan ile Sinem'e katılmış, Barış'ı sorduklarındaysa geleceğini söylemiştim ancak Barış gelmemişti.

İştahım kaçtığından tabağımdakilerle uğraşıyordum ve Hakanla Sinem ise kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Hakan bana döndü ve gülümseyerek "Tebrikler, Barış'tan mezun olduğunu duydum," dedi. Sanırım karı koca sessizliğimi bozmaya karar vermişti.

"Evet."

"Hangi bölümden?" dedi Sinem. "Gazetecilik," dedim gülümseyerek. "Galatasaray yeni bir spor muhabiri kazandı desene," dedi Hakan. "Kazanamadı maalesef," dedim.

"O neden?" dedi merakla Sinem. "Barış'ı kırabileceklerini sanmıyorum."

"Ondan değil," dedim gülerek. "Spor çalışmak istediğim bir alan değil ve isteseydim de Galatasaray'da değil Fenerbahçe'de çalışırdım. Fenerliyim ben." Sinem'in ağzı iki karış açıldı. "Ne yani kocamsporlu değil misin?"

"O ne demek?"

"Kocan ya da sevgilin hangi takımda oynuyorsa onu tutmak işte. Ben Hakan neredeyse onu tutuyorum."

"Yok, bizde öyle değil."

O sırada masanın üstünde duran Hakan'ın telefonu çaldı ve Kerem yazısı yanıp sönmeye başladı. "Hemen geliyorum," dedi masadan kalkan Hakan. Sinem, nereye gittiğini bile sorgulamamıştı. Ben sorgulardım.

"Peki, Fenerbahçe ile Galatasaray maç yaptığında ne yapıyorsun?"

"Genelde katılmıyorum," dedim arkama yaslanıp. "Sadece bir kez katılmıştım o vakit de Barış forma şansı bulamamıştı zaten."

"Çok eskiden katılmıştın öyleyse şimdilerde hep ilk 11'de çıktığını duyuyorum." Kafamı salladım. "Sahi, kaç senedir berabersiniz?"

"Üç buçuk yıldır beraberdik, artık değil."

"Yanlış anlama ama beraber değilseniz neden buradasın, onunla kalıyorsun?" Haklı bir meraktı. "Hamile olabilirim," dedim çat diye. Sinem, ağzındaki şarabı püskürttü.
"Ne?"

"Evet, bir ay önce ayrılmıştık ancak ben çalıştığım medya şirketi tarafından maç için görevlendirilince karşılaştık. Leipzig'e geldiğimden beridir de midem kötüydü. Barış birkaç kez kusmama şahit olunca hamile olduğumdan şüphelendi. Dört test yaptık. İki pozitif iki de negatif çıktı."

Sinem'in ağzı bir karış açıldı. "Hastaneye gitmek için neyi bekliyorsunuz?"

"Hollanda maçını," dedim omuz silkip. "Ne alaka?" dedi hayretle Sinem. "Hamile değilsem Barış'ın üzüleceğinden ve kendini maçlara vermeyeceğinden eminim çünkü."
Ve ben bu adama bugün onunla bebek yüzünden zorunlu bir bağ kurmanın hayatımda istediğim son şey olduğunu söylemiştim.

Sinem, kısa süreliğine telefonuna daldı. "Kalk," dedi ayaklanarak. "Nereye?"

"Sus ve takip et sadece Deren," dediğinde pıtı pıtı peşinden gidiyordum. Basketbol sahasının orada bulduk kendimizi. Hakan, Kerem ve Barış basketbol sahasının tellerine dayanmış sohbet ediyorlardı. Barış, bir dizini kendine çekmiş ve o dizine de alnını yaslamıştı bu yüzden suratını göremiyordum.

"Ona şu dünyada bebeğine babalık yapmak istediğim tek kadının o olduğunu söylemiştim ancak o, şu hayatta en son istediği şeyin, benim gibi hasta bir herifle bebek yüzünden ömür boyu sürecek zorunlu bir bağ kurmak olduğunu söyledi."

Suratını göremiyordum ancak sesi ağlamaktan çatallanmış gibiydi.

"Dondum kaldım, biliyor musunuz? Ağzımı açıp da tek kelime edemedim. Salak gibi, hamileliğinin ikinci şansımız olduğunu düşünmüş ve çok sevinmiştim ancak o belli ki çocuğu bile istemiyor!"

Hakan ve Kerem, sessizce dinliyorlardı. Barış, kafasını dizinden kaldırdı ve ağlamaktan kıpkırmızı kesilen suratını gördüm.

"Çocuğumu bile istemeyecek kadar çok mu nefret ediyor benden? Eskiden çok severdi." Kafasını arkadaki tele vurdu. "Galatasaray'a transfer olduğum güne sokayım. Bok mu var İstanbul'da? Kal Ankara'da. Mis gibi. Yaşayıp gidecektik beraber. Kariyer hırsımı sikeyim. Al sana kariyer mal herif. Al kariyerini götüne sok." Kendi kendine kızıyordu.

"Bak, yeminle tek dilek şansım olsaydı dört yıl öncesine uyanmak isterdim. Deren'le yeniden tanışırdım. Deniz'in falan aracılığıyla değil ama, dümdüz karşısına çıkıp tanışırdım. Galatasaray'a falan da transfer olmazdım. Ankaragücü'ne giderdim çok çok. Evlenirdik sonra. Bence Ankara'da kalsaydım, bu kadar göz önünde olmasaydım Deren benimle evlenmek isterdi. İsterdi değil mi Kerem?"

"İsterdi tabi koçum," dedi Kerem.

Barış kafasını bir kez daha tele vurdu ve o an, göz göze geldik. Ona doğru ilerlemeye başladığımda Hakan ve Kerem gitmek için ayaklanmıştı.

Barış'a ulaştığım gibi dizlerimin üstüne çöktüm ve boynuna sıkı sıkı sarıldım.

Sahadakiler | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin