Merhabalar, iftara son birkaç saat kala yeni bir bölüm paylaşmak istedim. Allah hepimizin tuttuğu oruçları kabul etsin^^
Facebooktan beni ekleyen arkadaşlar varmış galiba ama ben bazılarınızı tanımadığım için hemen isteği kabul edemiyorum maalesef :/ Beni facebooktan ekleyen arkadaşlar kendilerini söylerse memnuniyetle kabul ederim^^
Neredeyse bir milyon kişi olduk. Bu zamana kadar bizimle olan herkese teşekkürler! İyi ki varsınız! :*
Bu bölüm yorumlarınızı merak ediyorum nedense^^ bol ve uzun yorumlu bir bölüm olması dileğiyle diyorum o zamanJ
Bu bölümün ithafı 'mydreamworld_' e gidiyor.
Keyifli okumalar, hayırlı iftarlar!
"Ya inanmıyorum sanki bir romanın içindeyim. Peki ya sonra?" diyor Peri hevesle ayıcığına iyice sarılarak
"Sonrası yok! Artık uyuma vakti." Diyorum gözlerimi kapatıp yastığıma iyice gömülerek
Hava aydınlandı, güneş doğdu ama biz hala ayaktayız. Kerem uyudu tabi ama Peri hala uyumak veya yorgunluktan uyuyakalmak gibi eylemlerin hiçbirini yerine getirmiyor.
"Yaaa, ortak ne olur! Sonrasını da anlat söz uyuyacağım!"
"Tamam, sonra uyuyacaksın söz verdin!"
Peri bu dediğimle ellerini çırpıp yattığı yataktan geri kalkıyor. Benim odam da kaldığımız için gayet rahat bir şekilde yayılıyoruz yatağa,
"İşte bu benim olaylarım vardı ya, babamın tekrardan ortaya çıkması falan işte ondan sonra çiftlik evine git-"
"Ah, biliyorum çiftlik evi çok güzel bir yer değil mi? Ha bu arada beraber gittiğinizi de biliyorum. Babam orayla ilgili sana güzel şeyler yapacaktı. Sürpriz gibi yani!"
Evet, haklıydı. Orası gerçekten devasa güzellikte bir yerdi. İnsanın huzuru bulması için ideal bir mekân. Yeşillikler içinde kaybolma dürtüsüyle yaşamak.. Ve tabi ki Kerem'in sürprizleri, yaşadıklarımız. Hatırlayınca yüzüm kızartan o eşsiz anlar. Kerem'in vücudum da dolaşan nazik elleri, öpüşleri, doyasıya bakmak için çırpındığım yeşilleri...
"E, sen her şeyi biliyorsun bence anlatılacak bir şey yok." diyorum Peri'ye bilmiş bir ifadeyle
"Yaa, hayır. Sürprizi bilmiyorum. Orada ne yaptınız bilmiyorum. Hadi ortak anlat ne olur!"
"Özel hayata saygı lütfen!" Diyorum gülerek ama Peri buna biraz bozuluyor. Yüzünü asıp yastığa başını geri gömüyor. Ayıcığına sarılarak gözlerini kapatıp öylece duruyor. Yavaşça arkasını dönüp yorganı üzerine çekiyor.
Aferin Zeynep! Şaka kaka oldu işte! Beğendim mi yaptığını!
Sessizce yanına sokularak kulağına eğiliyorum;
"Evlenme teklifi etti."
Peri hız kesmeden arkasını dönüyor ve yatağın üzerinde ayağa kalkıyor ve zıplamaya başlıyor.
"Aaaa, oley! Oley!" diyerek sevinmeye devam ederken ben ise onu susturmak için dizlerimin üstüne doğru kalkıyorum. Havaya kaldırdığı kollarını tutup ağzını elimle kapıyorum.
"Baban uyancak hayatım, lütfen azıcık sessiz olalım."
"Ay, kocasını da pek düşünürmüş."
Peri dediklerine kahkaha atarken bu sefer bende gülmeye başlıyorum. Yüzünü ellerimin arasına alıp kızarmış yanaklarına uzun öpücükler bırakıyorum. O da aynı şeyi bana yapıp yanaklarıma sulu öpücükler bırakıyor.