Merhaba, benim çok sabırlı harika okuyucularım! Uzun süredir sabırla yeni bölümü bekliyorsunuz. Bu sabrınızdan dolayı çok teşekkür ederim. Yorumlar olsun bana attığınız mesajlar olsun hepiniz çok şekersiniz. Şu an Akşehir/Nadir piknik alanından bulduğum internetle size yeni bölümü paylaşmış bulunuyorum. Bir daha ki bölüm yine böyle bir yerlerden internet bulduğum da gelecek. Çok seviyorum ve hepinizi çok öpüyorum. En kısa zaman da görüşmek dileğimle.. :*
Bu bölümün ithafı “oishei” ye gidiyor.
İyi ve keyifli okumalar :*
Eğer yatak odasının pencereleri doğuya bakıyorsa ve perdeler çekili değilse güneşin doğuşuyla birlikte, odanın içi kıpkırmızı bir ışıkla dolar sabahın köründe. İşte bununla uyanmak en keyifli uyanma şekillerinden biridir. Ama tabi ille de kalkmak gerekmiyorsa. Manzarayı yatağın içinde, yorgana sıkı sıkı sarılarak izlemek ve tekrar huzurlu bir uykuya dalmak gibisi de yoktur. Tabi bunu yapmak bana zıt bir şey çünkü uyanmamı sağlayan tek şey yatağımın üzerinde zıplayan küçük cadı.. Ve bir daha uyumam da imkânsız olabiliyor. Tepenizde birinizin zıplamasıyla uyanmak bazıları için kötü olsa da benim için bu çok mutluluk verici bir şey halini alabiliyor. Özellikle zıplayan kişi hayatınızda büyük bir yer ediniyorsa..
“Uyanma vakti uyuyan güzeeey!” diyor Defne zıplamayı bırakıp yanıma kıvrılırken
“Uyanmak istemiyorum ama ben.” Diyorum onu kendime daha çok çekip yorganın altına alırken
“Ama ya ben çoyk sıkıydım ve kaynım acıktı.” diyor dudaklarını büzerken
“Hmm karnın acıktı yani şurası mı?” diyorum ellerimi karnının üzerinde biraz gezdirip sonra onu gıdıklamaya başlıyorum
“Hahaha duy hahaha duy yoksa hahaha fena oyacak hahah-“ diyor Defne hala gülmeye devam ederken
“Şu an korkmalıyım galiba ha.” Diyerek gıdıklamaya devam ediyorum Defneyi, kapının bir anda açılmasıyla tiz çığlığım etrafı sarıyor. Tabi Defnenin de.
“AAA!” aynı anda bağırıyoruz
“Şş şüşş kızlar sakin olun benim.” Diyor Kerem üzerinde şort ve göğüs kısmına yapışmış iç gösterecek şekilde giydiği beyaz bluzuyla yunan heykellerine benzerken
“K-Kerem?” diyorum Kereme şaşkın gözlerle bakarken
“Babaaa?”
“Sen gitmemiş miydin y-yani işe?” diyorum hala şaşkın ifadeyle devam ederken ne işi var bu adamın evde bir de benim odamda?
“Aaığm şey aslında gidecektim ama Defne gitmemi istemedi galiba bugün alışverişe falan gidecekmişsiniz sizinle beraber olmamı istedi..” diyor bize doğru yaklaşıp gülümserken “Ha şey bir de gülüşmelerinizi duyunca ne olduğunu merak edip geldim şey ben çıkayım en iyisi odadan..”