Birkaç gün sonradan yine ben.. Bugün GB başlayalı tam bir yıl oldu. Koskoca bir yıl; aşkıyla nefretiyle üzüntüsüyle sevinciyle bir yıl.. #GBile2TemmuzdanSonsuza ve de hala belli olmayan bir final konuşmaları var.. Ben hayatım boyunca ilk defa bir diziye ve oyuncularına bu kadar bağlanmıştım. Şimdi nasıl koparım.. Final bölümüyle ilgili bir hikaye yazmışlar. Okumayan varsa okusun hikayenin adı “Masalın Son Sayfası” okurken gözyaşlarınızı tutmanız imkansız. Gerçekten çok harika..
Birkaç okuyucum bana hikayede işlenen konuların klişe olduğunu söyleyen mesajlar attı. İnanın klişeyi sevmeyen bir insanım fakat hemen sevgili yapmak istemediğimi de söylemiştim bu yüzden az klişe oluyor galiba. İstediğiniz sahneler olursa bana söylerseniz sevinirim. Çok konuştum gene galiba :D son olarak Balıkesir de yaşayan var mı yaa? :D
Bu bölümün ithafı “eslemozturk” e
Keyifli Okumalar..
“Gel buraya küçük cadı geell!” diyerek tekrar kucağına alıp yanaklarını öpücüklere boğuyor Kerem. Bir süre sonra Defne tekrar konuşmaya başlıyor.
“Baba şıya Zeynep abya da!”
Ne! Sıra bende mi? Hah! Yok artık! Açlık Defneni başına vurdu galiba!
Keremle bir an göz göze geliyoruz ama ikimiz de sevgili olan ergenler gibi gözlerimizi kaçırıyoruz.
“Aaıı Defnecim Zeynep ablan istemeyebilir bunu. Zorlamayalım bence.” Diyor Kerem sanki siz çok istiyorsunuz Kerem Bey!
“Evet, Defnecim ne ben ne de baban istemez.” Diyorum
“Valla benim için pek bir farkı olmaz yani Zeynep, ben sadece seni düşündüğüm için öyle dedim.”
“Hah! Sizin için sorun yoksa benim için neden olsun ki?! Alt tarafı bir öpücük” Daha demin ne olur bana alt tarafı bir öpücük demedin deyin? Yo olamaz dedim mi? Vurun beni!
“Alt tarafı bir öpücük diyorsun. E o zaman Defneyi kırmaya ne gerek var.” Diyerek yanıma yaklaşıyor Kerem. Elini yanağıma değdirerek beni yavaştan kendine çekiyor. Şimdi kalbim yerinden çıkacak! Düşünme Zeynep, düşünme öpücüğü düşünme? Peki, ne düşüneyim? Ah şu an aklıma hiçbir şey gelmiyor. Aklım, kalbim tamamıyla birbirinden farklı davranıyor. Dudaklarını yavaşça yanağıma dokunduruyor. O an içimden bir elektrik akımı geçmiş gibi oluyorum. Burası biraz sıcak mı oldu? Ah Zeynep ne yapıyorsun? Sen ergen misin? Aptallık etme! Kendine gel! Sen Zeynep Yılmazsın! Yanağımdan sonra dudaklarını kulağıma yöneltiyor. Üfleyerek konuşuyor.
“Seni çözeceğim Zeynep! Ve şu an eminim ki hiçbir erkek, seni bırak dudağından yanağından bile öpmemiştir ya da biz bu yanak kızarmasına Kerem Sayer etkisi diyoruz.” Hah! Kas hayvanı! Öküz! Ukala! Kendini beğenmiş! Pislik!
Şu an Defne bize baktığı için ona ne bir şey diyebiliyorum ne de yapabiliyorum. Sadece kulağına eğilip bende onun gibi üfleyerek konuşuyorum. “Unutma Kerem Sayer, ben izin vermezsem kimse beni çözemez! Ve yanıldınız o sizin dediğiniz öpücükleri ben çoktan aldım.” Yalandan kim ölmüş?!