•🕯️•

244 35 85
                                    

Bölüm müziği: Criminal // Cover by Sofia Nicole

Becky bezmiş bir hâlde müdürün odasından ayrılmış, çıkış kapısına doğru ilerliyordu. Hem Müdürden hem de odaya sonradan gelen Bayan Daphne'den, Izana'ya olan yakınlığından ötürü yemediği laf kalmamıştı.
Hızlı hızlı yürüdüğü sırada ofladı.
"Kaç dakikadır azar işitiyorum... Beynimin suyu aktı... Okula geç kalacak olmasam daha da bırakmıyorlardı bile..."

İki kadın da o grubun, özellikle de Izana'nın, ne kadar tehlikeli kişiler olduğu, onlardan uzak durması gerektiği, bu işin şakası olmadığı ve hatalı hareket ettiğini içeren upuzun, bitmek tükenmek bilmeyen konuşmalar yapmıştı.
Bayan Daphne'nin onu azarlamasına kendini bildi bilerek alışıktı fakat Bayan Reiko ilk defa Becky'e bu kadar çok kızmıştı.
Becky ise onlar böylesine onun üzerine gelirken adeta bir toz tanesi kadar küçülüp kimsenin bulamayacağı bir yere saklanmak istemişti. Söyleyebileceği ya da kendini savunabileceği hiçbir şey yoktu.
Eğer anlatırsa onları ele vermiş olurdu, ve herşeye rağmen Becky Izana'ya bunu yapmak istemiyordu.

Tüm bunları düşündüğü sırada binanın dışına çıktı ve etrafına bakınıp adımlarını hızlandırdı.
Orada söylediklerinden sonra bir süre onunla yüz yüze gelmeye cesareti yoktu...
Birden hiç olmadık bir yerden belirmesinden korkuyordu. Ne de olsa bu Izana'nın hep yaptığı bir şeydi...
Hızlı hızlı yürüdüğü sırada bir süre daha gerginlikle etrafına bakındı.
"Görünürde kimse yok, belki de gitmiştir..."

Böyle düşünmek içini biraz olsun rahatlatmıştı ama hâlâ rahatlayıp rahatlamaması gerektiğinden emin değildi.
Adımlarını biraz daha hızlandırsa neredeyse koşacaktı. "Gitmiş galiba..."

...diye düşündüğü sırada birinin onu dizinin arkasından sertçe ittirmesiyle ağzından ufak bir çığlık kaçırdı. Tam olduğu gibi sırtüstü yere kapaklanıyordu ki aynı kişi onu aniden yakasından tuttu.

Nefes nefese ve korkmuş bir hâlde istemsizce sımsıkı yumuverdiği gözlerini, hafifçe aralamaya çalıştı. Güneş ışığının arkadan vurmasından dolayı karşısındaki kişi karanlık bir silüet olarak gözüküyordu.
Buna rağmen kim olduğunu anlamak pek de zor değildi...
Kulaklarındaki rüzgarla sallanan kan kırmızısı hanafuda küpeler gün ışığında parlıyordu.
Yüzünde çarpık bir gülümseme ve yarım açık gözlerinde ise alaylı bir ifade vardı.
Ah... Böyle bakınca ne kadar da hoş gözüküyordu...

Becky onun yüzünü ayırt edince yanakları aniden kızardı. Panikle ayağa kalkmaya çalıştı ama onu öyle savunmasız bir pozisyonda tutuyordu ki küçük kız hiçbir şey yapamadı.
Izana onun bu ümitsiz çabasını görünce başını hafifçe yana eğerek onu kendine yaklaştırdı.
Becky daha da çok gerildiği sırada onun belli belirsiz kıkırdadığını duydu...

-Bu ne acele, bir yere mi gidiyordun?~ (Izana)

Becky onu duymuyormuş gibi yapıp ayağa kalkmak için biraz daha çabaladı. Izana onu görmezden geldiğini fark edince adeta dalga geçerek, bırakıyormuş gibi yapıp aniden tekrar tuttu.
Küçük kız ağzından kaçan diğer bir ufak çığlığa engel olamamıştı, düşeceğim korkusuyla daha da çok gerildi. Izana'nın onu tutacağına güvenmiyordu. Panikle onun koluna tutundu.

-Ne yapıyorsun!? Yapma! (Becky)

Izana umursamaz bir tavırla sırıttı, verdiği tepki hoşuna gitmiş gibi görünüyordu.
Tek kaşını kaldırarak alayla sordu:

-Ne oldu, rahatsız mı oldun? Hmm? (Izana)

Becky hâlâ hem düşmemek hem de onu bırakması için çırpınıyordu. Aslında ikisini birden aynı anda nasıl yapacağı konusunda da bir fikri yoktu. Bırakırsa düşerdi.

I was a child, Izana x reader Tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin