Yıldızı turuncuya boyamadan geçmeyin lütfeenn🧡
İyi okumalar🌸
Korku ve endişe barındıran gözlerim Cihangir'e çevrilmişti.
Cihangir ani bir atakla yataktan kalkıp yatağın sağında bulunan çekmeceden iki adet silah çıkardı.
Dün salonda uyuya kalınca Cihangir beni yatak odasına taşımıştı. Şu an yatakta mis gibi uyumak varken kalkıp aksiyonla uğraşmayı hiç ama hiç istemiyordum.
Bedenimi yorgunca doğrulttum. Ayağa kalktığımda Cihangir'de elinde iki adet silahla bana doğru geldi.
Off ne vardı yani iki dakika da çatışmadan uzak dursaydık, azıcık nefes alsaydık. Ama bu dünyada bu istediklerim imkansız gibi bir şeydi.
Cihangir, bana yaklaşıp benim gibi bıkkın bir ifadeyle yüzüme baktı. Onun da bu işlerden sıkıldığı yüzündeki ifadeden açıkça anlaşılıyordu. Eindeki bir silahı bana uzatıp
"Güzelim sen bu silahı al odadan sakın ayrılma ve pencerelerden uzak dur anlaşıldı mı?" Dedi.
Dedikleriyle kaşlarım anında çatılırken "ne demek odada dur bende seninle geliceğim Cihangir." Dedim.
Cihangir, derin bir şekilde oflayıp "Mahi bu çok tehlikeli kalabalıksalar ikimizi aynı anda korumam güçleşir."dedi.
Ona sinirle gülüp "sence benim senin beni korumana ihtiyacım var mı?"dedim. İmalı bir ses tonuyla. "Ayrıca inadımı bilirsin boşuna bize zaman kaybettirme bak adamlar kapıyı kıracaklar."
Cihangir sinirle elini gür ve dağınık saçlarından geçirip "tamam amına koyim tamam ama sakın arkamdan ayrılıp bir kahramanlık yapayım deme" dedi.
Küfürüne cevap vermekle uğraşmak istemediğim için onu onayladım.
Hızla arkasını dönüp elbise dolabından beyaz bir tişört çıkardı. Çıplak bedenine geçirdiğinde kapı hala deli gibi çalıyordu. Eline geçirdiği bir eşofman altını alıp bana uzattı. "Giy bunu güzelim." Onu onaylayıp hızla çıplak bacaklarıma geçirdim. Tişörtü eşofmanın altına sokup iplerini sıkıca bağladım ama baya bol olmuştu ve tabi uzun.
Cihagir beni bekliyordu. Bana bakıp hazır olduğumu görünce yatak odasının kapısını araladı. Temkinli bir şekilde ikimiz de elimizdeki silahları sıkı sıkı tutup salona doğru ilerledik. Cihangir kapıyı açmadan önce pencereden baktı.
Lakin onun bakmasıyla Yiğit'in sesini duymam bir olmuştu. "Abi biziz aç kapıyı her şeyi öğrendik. Senin bir suçun yok lütfen aç kapıyı" diyordu. Sesinden ağladığı belli oluyordu.
Aker, Cihangir'in arkadaşı olduğu için otomatikman onların da arkadaşıydı.
Silahı sıkı sıkı tutuğum elimi gevşetip Cihangire yaklaştım. Ama o hala silahı kapıya doğru tutuyordu.
Şaşkınaca ona bakıp elimi omzuna koydum. "Cihangir, kapıdaki Yiğit silahı indirsene güvenilir biri"
O beni şaşırtarak "dünden sonra artık kimseye güvenemem Mahi."dedi.
Bunu demesi beni üzerken Yiğit'e neden güvenemediğine anlam verememiştim. Neyse ki Duygu'nun "Cihangir aç şu kapıyı donduk Allah aşkına. Hava buz gibi."demesi üzerine Cihangir bir kaç saniye düşünsede silahı arkadan tişörtünün altına pantolonunu arasına soktu. Bende kendi silahımı ona uzatıp kapıyı açmak için öne atıldım. Ama o benim verdiğim silahı da kendikisinin yanına koyarken ne olur ne olmaz diye beni gerisinde tutup kapıyı kendisi araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurgun(+18)
JugendliteraturYanık kumral teninin ısısını hissediyor keskin kokusunu iliklerime kadar duyumsuyordum. Aramızda milimler vardı. Yutkunup gözlerini siyah harelerimde gezdirdi. Evet yine hiç yapmaması gereken bir şey yapıp cayır cayır yanan elini sıyrılmış tişörtümü...