Gerçekler

2.3K 83 32
                                    

Kaan Bayraktar

Üzerime dökülen buzlu suyla irkilerek uyandım. Babam yine hep olduğu gibi bana sinirle bakıyordu. "h
Hadi hazırlan idiyoruz"

Babama hiç bir zaman karşı çıkamadığım için yine hiç bir şey demeden başımla onayladım. Ona ne zaman karşı çıksam beni çok kötü döver ve aç bırakırdı.

Babam dışarı çıktığın da kalkıp banyoya geçtim. Banyoda ki işlerimi hallettikten sonra saçlarımı kuruttum.

Odama geçip dolaptan siyah kot pantalon ve beyaz thsirt aldım. Üzerimi hızla giyinip aşağıya indim.

Babam beni görür görmez "lan daha çabuk gelemez miydin? Ağaç oldum burda" diye yüksek sesle konuşup yüzüme tokat attı. "Özür dilerim" diye bildim sadece. Yanağıma öyle bir vurmuştu ki zonkluyordu.

"Hadi çıkıyoruz" dedi sert sesiyle. O önden giderken bende arkadan onu takip ettim. Garaja gidip arabasına binmesiyle bende bindim. Dışarıdaki korumalar kapıyı açtığın da babam arabayı sürerek çıktı garajdan ve konuşmaya başladı.

"Hastane de karışma ihtimalin var. Eğer gerçekten karıştıysan seni dövdüğüme dair hiç bir şey söylemiyceksin. Aksi takdirde seni gebertirim. Zaten benim çocuğum olma ihtimalin bile yok. Eğer gerçek çocuğumu alırsam onu çok güzel yaşatıcam. O senin gibi aptal olmiycak. Anladın mı beni? Kimseye bir şey söylemiyceksin"

Duyduğum kelimelerle şaşkınlıktan gözlerim büyüdü. Gerçekten karışma ihtimalim var mıydı? Allahım lütfen karışmış olamayayim. Yoksa bu adam benim yerime kardeşim Canı dövmeye başlar. O dayanamaz ki buna.

"ANLADIN MI?" Babamın bağırmasıyla irkilip hemen "a-anladım" dedim.

Yaklaşık 10 dakika sonra büyük bir hastaneye geldik. İçeri girdiğimiz de personelin bizi yönlendirmesiyle 2 ci kata çıktık. Personel bizi bir odaya getirip kapıyı açtı. İçeri girdiğim de içerde babam ve annemle aynı yaşlarda olan ebeveynler ve benim yaşlarım da olan bir erkek çocuk vardı.

"Merhaba. Hoşgeldiniz. Öncelikle eğer bebekler gerçekten karıştırılmışsa bunun için sizden özür dilerim. İzninizle kan almaya başlaya biliriz."

Onlar konuşup onayladığın da bizi daha küçük bir odaya getirdiler. Kan alma işlemi bittikten sonra sonuçların 3 saate çıkacağını söylediler.

Her kes beklemek için bir kafeye giderken ben hemen çaktırmadan yanlarından uzaklaştım ve taksi durdurup sahile gitme kararı aldım.

Kimse fark etmeden sahile gelmiştim. Parayı ödeyip taksiden indiğim de hemen telefonumu çıkarıp kardeşim Canı aradım. Telefon 2 ci çalışın da açıldı.

"Alo? Abi nerdesin sen?

"Can şimdi sana bir şey söylicem ama panik yapma tamam mı?"

"Abi korkutma beni ne oldu?"

Derin bir nefes alıp "hastanede karışma ihtimalim varmış...Yani öz kardeş olmaya biliriz." dedim. Telefondan ses gelmedi.

"Can? Abicim üzülme tamam mı? Ben seni asla bırakmiycam. Eğer gitmek zorun da kalırsam hep seninle iletişim de olucam. Tamam mı?"

"Abi...git kurtar hayatını. Kurtar kendini bu cehennem yerden. Merak etme ben iyi olucam. Şimdi nerdesiniz?"

"Hastaneye gidip kan verdik. DNA testinin sonuçları 3 saate çıkacak dediler. Bende onlarla kalmak istemeyip çaktırmadan taksiye atlayıp sahile geldim."

"Delirmiştir şimdi Ziya bey."

Bu dediğine kıkırdadım. "Annem nerde?"

"Evde. Bu gün işe gitmedi. Deminden beri aşağılıyor beni Zehra sultan."

Yüzümde hüzünlü bir gülümseme oluştu.

Canla bir süre konuştuktan sonra 3 saat boyunca sadece manzarayı izledim. Telefonuma gelen mesajla telefonumu alıp mesaja baktım.

Lanet baban
Nerdesin? Hemen buraya
gel lanet çocuk. Sonuçlar çıktı.

Telefonu cebime koyup kalktım ve yine bir taksiye binerek hastaneye geldim. Taksiden indiğim de hızla içeri geçip 3 saat önce olduğumuz odaya geldim. Zira gecikirsem eğer gerçekten babamın oğluysam yine geciktiğim için beni döverdi.

İçeri girdiğim de babam bana çaktırmadan sert ifadesiyle bakıp "oğlum nerde kaldın? Sonuçları açıklamak için seni bekliyoruz saatlerdir." dedi. Hadi lan ordan. Saatlermiş.

"Geciktiğim için özür dilerim"

"Sorun değil tatlım" karşı ailenin annesi konuşunca ona baktım. Oda bana bakıp sıcak gülümsemesini sundu. Ona karşılık verip bende gülümsedim. Biraz sonra doktor elinde iki zarfla içeri geçip zarfları açtı ve sonuçlara baktı. Cevabı anladığında bize dönüp "Kaan Bayraktar Zakir Akbulutun, Okan Akbulutsa Ziya Bayraktarın oğludur." dedi.

Babama döndüğümde yüzünde gülümseme vardı. Hiç bir zaman bana böyle sıcak gülümsememişti.

"Ben öz oğlumu istiyorum. Kaan da artık sizindir." Ardından Okana bakıp "benimle gelmek ister misin?" diye sordu. Okan ona deliymiş gibi bakıp "bu kadar ısrar ediyorsan" dedi.

Bu dediğine sessizce kıkırdadım. Babam öz oğlu Okanı alıp çıktı odadan.

"Kaan, canım hadi bizden evimize gidelim istersen" dedi bana öz annem. Başımı salladığımda odadan çıkıp hastaneyi terk ettik. Ben onları takip ederek yürüdüm. Siyah bir arabaya geldiğimizde arabaya geçmeleriyle bende arkaya geçtim. Öz babam arabayı çalıp sürerken bende sessizce arkada oturmuştum ki öz annem konuştu.

"Canım lütfen kendini rahat hisset. Ben Beyza. Bana anne dersen mutlu olurum. Buda baban Zakir. Sana kendi soyismimizi vermeyi düşünüyoruz. Tabi eğer sende istersen." Kadının gülümseyerek konuşmasına bende gülümseyerek yanıt verdim. "Siz nasıl isterseniz"

"Aaaa oğlum, siz ne? Anne de bana lütfen"

Ona yine gülümseyip "tamam anne" dedim.

"Senin için Okanın odasını yeniden istediğin gibi dekore ederiz" bu sefer konuşan babamdı. "Gerçekten gerek yok efen- ah baba" son anda efendim demekten kurtuldum. Ağız alışkanlığı işte ne yapayim?

"Var gerek"

Ona gülümsedim. Geçen dakikaların ardından eve vardık. İndiğimizde eve baktım. Ev değil saray yavrusu mübarek.

Yavaş adımlarla eve geçtiğimizde annem bana dönüp "hadi abilerin, ablan ve kardeşinle tanış" dedi.

Oha hem abim hem de ablam mı var?

  
                     BÖLÜM SONU

_______________________________________

Bölümü nasıl buldunuz canlarım?

Oy vermeyi unutmayın 🤗

Çok iyi bölümler bizi bekliyor bu arada.

Başlangıç tarihi: 28/07/2024

Büyük DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin