BEBEK GİBİ

296 26 14
                                    

Saatler geçmiş, Yağızı uyutmuştum. Zor olmuştu ama nihayet uyumuştu. Ama gelin görün ki bana sarılarak uyumuştu. Nasıl kalkacaktım ki ben şimdi? Kalka bilecek miyim buradan? Yapacağım her harakette uyanırdı. O derece sıkı sarılmıştı bana.

Kımıldamamayı seçtim. Bir süre burada kalırsam iyi olucaktı sanki. Başımı kaldırıp göğsümde uyuyan bedene bakmaya çalıştım. Yüzünü göremiyordum. Başımı yeniden yastığa koyup derin bir nefes aldım. Tam o sırada havalanan göğsümle kımıldadı ve yüzünü biraz yukarıya kaldırdı. Lab bu bebek la. Şuan dudaklarını büzmüş uyuyordu ve tam bir bebek gibiydi. En bebeksi tarafıysa bana sikıca sardıgı ellerinden sağ elinin küçük çocuklar gibi yumruk yapmasıydı.

Gülümseyip dudaklarımı saçlarına bastırdım. Küçük bir öpücükten sonra geri çekilip yüzüne bakmaya devam ettim. Ben yüzüne bakmaya devam ederken kapı sessizce açıldı. Gelen Soner abiydi. Bizi böyle görünce o'da gülümsedi.

Kapıyı kapatıp yanımıza dogru yürümeye başladıgında "uyudu mu?" diye sordu. Başımı sallayarak onayladım onu. Yatağa doğru gelip yanıma oturdu. "Çok üzüldü. Koray abim manyak mı? Bir insan kardeşine öyle mi bağırır? Ben asla Cana böylr davranmadım."

Fısıldayarak konuşmamla o'da Yağız uyanmasın diye fısıldamaya başladı.

"Koray Yagızı canından çok sever aslında. Son iki aydır Yağızdaki değişimi fark etmişti. Sordu ona. Ne kadar anlatmasını istedi. Ona gerçekten çok dikkatle yanaştı. Üzülmemesine dikkat etti. Her şeyiyle ilgilendi. Konuşması icin ısrarda etmedi. Ama Yağız bir şey anlatmadı. E o'da Yağızın kötü bir şey yaptığını, bu yüzden anlatamadığını düşünmeye başladı. Hep sabretti ama bu gün patladı işte. Sinirli oldugunda hep böyle olur o. Çok nadiren sinirlenir normalde ve buda bize karşı, arkadaşlarına karşı olur.  Asla Yağıza sinirlenmezdi. Bende anlamadım bu gün olanları."

Soner abim sağ elini Yağızın saçlarına götürüp okşamaya devam ettiginde yine konuştu. "Bazen size iyi abilik yapamadığımı düşünüyorum...kardeşlerimden biri eskiden ailesinden şiddet görmüş, ruhunda yaralar açılmış, onu şimdiye kadar fark edememişim. Diğeri daha da karışık. Onun hakkında zaten bir şey bilmiyormuşum...özür dilerim Kaan. Anlayamadım bazı şeyleri. Halbuki bakışlarınızdan belliydi acı çektiğiniz."

Gözlerini bana çevirdi. Elini geri çekti ve derin bir iç çekti. "Senin bir suçun yok ki. Biri istemeyince kimse onun acılarını göremez. Beni görmenize izin vermeyen bendim. Yağızda izin vermemiş anlaşılan. O'da istememiş onu anlamanızı. Bu senin, sizin suçunuz değil."

Gülümsedi. Başını iki yana sallayıp yeniden konuşmaya başladı. "Hayır işte. O öyle olmuyor. Siz kendinizi bizden gizlemeye çalışsanız bile biz anlamalıydık. Abiler her şeyi anlar. Ama biz kendi işimize o kadar çok dalmıştık ki size ilgi gösteremedik bile. İşte bu bizim suçumuz. Benim suçum."

Üzerimdeki haraketlilikle Yağıza döndü bakışlarım. Haraketlenip daha sıkı sarıldı bana. Başını boyun girintime soktu ve burnunu boynuma sürttü. Rahat bir pozisyon aldıktan sonraysa kımıldamayı bıraktı. Nefesini boynumda hissediyordum.
Tatlı.

Soner abim kıkırdamaya başlayınca odak noktam o oldu. Bende kıkırdadım. "Genelde Korayla böyle olurdu. Anlaşılan bir süre seninle olucak. Hatta baya çok bir süre. Korayın öyle bağırmasından sonra onunla konuşacağını sanmıyorum."

"Abi...o adam konusunu ne yaptın? Kardeşim Can ve Okan iyi mi?" Nihayet günlerdir beni geren ve rahatsız eden konuyu açmıştım. Canla konuşamıyorduk son zamanlar. Sürekli Okanla ilgileniyordu. Onlardan da haber almam gerekti benim.

Başını salladı. "Doğru ya sana anlatamadım. Onlar, yani Can ve Okan başka bir şehre taşındılar. Her şeyi ben hallettim. O adamıda hapse attırdım. Mahkemesi olduğu zaman da Okan ve Can tanıklık etti. Sana yaptıklarınıda söyledi Can. Büyük bir hapis cezasina çarptırıldı. Şuan ceza evinde"

Büyük DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin