Odama girdiğimde daha yeni yanından ayrılmama rağmen merak ettiğim Canı aradım. Telefon açılır-açılmaz konuşmaya başladım.
"Can bir şey yapmadı size değil mi? İyisiniz."
"Evet abi. İyiyiz biz."
Doğruya daha Canın ne yaptığını konuşacaktık.
"Neden seni dövmeye kalkmıştı?"
"Ya neden olucak hep olduğu gibi bir bahane buluyor zaten."
"Can.." uyarıcı ve yüksek çıkan sesimle bir süre ses gelmemişdi telefondan. Bu gerici telefon konuşmasını bozansa kapımın açılmasıydı. Kapıya döndüğümde gelenin Yağız olduğunu gördüm. Lan bir sen eksiktin zaten.
"Neden geldin?" diye Yağıza ithafen konuştuğumda telefondaki Canda "kim geldi abi?" diye sordu.
Yağız sessizce durmuş beni izliyordu. Yüzünde bir tereddüt vardı. Konuşmayacağını anladığımda tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Cansa telefonda "abi?" diye sordu.
"Bekle bi dakika Can." Canın susması için ona kısa bir cevap verdikten sonra tamamen Yağıza odaklandım. "Konuşucak mısın yoksa kapı dışarı mı ediyim?" Tabii ki bu dediğimi yapmazdım da, sadece konuşması için söylemiştim.
"Şey...matematik ödevimde yardım eder misin?" Bu muydu cidden? Hayır değildi. Başka bir şey diyecekti ama son anda vazgeçmiş gibi duruyordu. Yani tamamen lafı çeviriyordu. Vay kurnaz vay. Ama bu benim gözümden kaçar mı? Tabii ki hayır. Koskoca Kaan Bayr- pardon Akbuluttum ben.
"Hayır." dedim sert bir sesle. Çünki anlamasını istedim. Bunu demiyeceğini anladığımı anlamasını istedim. Ona sert sesimin aksine şefkatli gözlerle bakmaya başlamıştım. Sonuçta kabul etmesem bile diğer abilerimle birlikte benim de kanımı taşıyordu. Benim de kardeşimdi.
"Tamam. Rahatsız ettiysem özür dilerim." Ne? Nasıl yani? Bu kadar mı?
Ona şaşkınca bakarken kapıyı açtı ve çıktı odadan. Söylenilenlerin aksine bana hiçte şımarık biri gibi gelmemişti. Yinede bilemem. Sonuçta onu sadece 2 gülüğüne tanıyorum.
"Abi ne oldu yaa?" Canın yüksek sesiyle telefonu kulağımdan çekip yüzümü buruşturdum. Lan kulak zarımı patlatıcan.
"Aslında bende ne olduğunu bilmiyorum. Yağız geldi. Bir süre bekledi ve ödevinde benden yardım istedi. Ama kesinlikle bunu söylemiycekti bak. Eminim. Başka bir şey demek istiyordu ama son anda lafı çevirip bunu söyledi. Neyse işte bende hayır diyince 'tamam. Rahatsız ettiğim için özür dilerim' dedi ve çıktı."
"Garipmiş."
"Eee sen anlat şimdi. Ne yaptın?"
Yüksek sesli bir oflama ve "sinirlendim va şirket dosyalarından birini yırttım. Çok önemliymiş" dedi.
"Ne? Lan sen şaka mısın? Ne demek şirket dosyasını yırttım?"
"Ya yırttım işte. Abi sana hakaret etti. Bize hakaret etti. Okanla geldiğinden beri öyle bi konuşuyordu ki sanki şimdiye kadar bizi döven o değilmiş gibi. Anlamıyorum yaa. Seni geçtim ben de onun öz evladıyım. Bana neden öyle davranmıyor? Okan odasına çıkınca tehdit etti beni. Neymiş Okan her şeyi anlarsa be i fena yaparmış. Okana da sinir oldum zaten. Geldiğinden beri odasından çıkmadı. Hiç gelip benle kaynaşmaya çalışmadı. Aptal çocuk"
Can böyle söyleyince anlamıştım zaten neden böyle bir şey yaptığını. Can sinirli minirli çocuktur ama duygusal tarafı daha üstündür. Bakmayın böyle güçlü durduğuna. Ailesi hakkında kötü bir şey söylerseniz oturur saatlerce ağlar o.
En çok aile sevgisine ihtiyacı olan oydu. Bu yüzden evdeki her kese iyi davranır. Karşılık alamayınca da böyle sinirlenip saçma haraketler yapa bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Değişim
Horrorailesi tarafından sürekli şiddet gören Kaan ailesinin aslında öz ailesi olmadığını öğrenir. Acaba gerçek ailesi onu kabul edecek miydi? Veya o gerçek ailesini kabul ede bilecek miydi?