KARAKOLDAN ÇIKIŞ

343 32 14
                                    

Geçen 20 dakikanın ardından bizi dinlemeden nezarethaneye atmışlardı. İçeride sadece ikimizdik. Acaba buradan çıka bilirmiydik? Polisler bizi alırken diğerlerini de almışlardı. Bu yüzden birazda olsa rahattım. Ama Yağız için aynısını söyleyemeyeceğim. Deminden beri kas katı kesilmişti çocuk. Ne haraket ediyor nede konuşuyordu. Yerde duvara yaslanmış yeri izleyerek oturuyordu. Yüzü bembeyaz olmuştu ve garip bir şekilde derin derin nefes alıp veriyordum Çocuk işte ne yapasın? Korktu, psikolojisi bozuldu. Ah canım...

"Yağız" bir umut konuşur diye seslenmiştim ona. Peki aldığım cevap? Yok. Hiç bir şey konuşmuyordu. Töbe yarabbim. Ne yapıcam şimdi ben? 5 çocukla ortada kalmış kadın gibi hissediyorum kendimi. Lan ne yapmalıyım onun için?

"Ya konuşur musun artık? Senin için dövdüm onları. Sana zarar vere bilirlerdi. Hiç bir şey demeyecek misin?" Sesimi yükselterek konuşmamla göz kapakları titredi. Ama bende sinirleniyordum yani. Artık konuşmasa sinirden duvara kafa atıcaktım o derece yani. Biz çocuk için adam dövelim, o gelip burada konuşmasın. İnsan bir teşekkür eder ya.

"Neden dövdün onları?" Ne? Gerçekten ilk cümlesi bu mu olmuştu? Konuşmasa daha iyiydi be.

"Gerçekten bunu mu soruyorsun?" Başını evet anlamında salladı. Neden böyle bir şey sormuştu? Sanki kötü bir şey yapmıştım. Seni koruyordum lan. Bu mu tek diyeceğin? Yeni nesilde saygı kalmamış ya. Yemin ederim bakın. Tamam bu çok oldu. Çarpılıcam ya.

"Senin için dövdüm. Anlaması bu kadar zor mu? Ben engel olmasaydım seni gebertmişlerdi şimdi. Bak ne kadar anlayışlıyım?"

"Bu mu anlayışlı olman? İnsanları dövmek anlayışlı olmak mı?" Şuan ya aşırı derecede duygusala bağlıyordu yada bana öyle geliyordu. Bu çocukta bir şey vardı evet ama kimse bilmiyordu. Buna eminim. Hatta ona en yakın olan Koray abi bile bilmiyordu. Belkide gerçek ailem benim bildiğim gibi bir aile değildi. Belkide de çocuğun böyle olmasında onların parmağı vardı. İşte o zaman...eğer böyle olursa onları asla yaşatmam.

"Yağız sencede aşırı tepki vermiyor musun? Hiç mi sokakta kavga eden birileri görmedin? Bu yaptığım gayet normal bir şey. Biri kendini savunmak için karşısındakine saldıra bilir. Olayları fazla dramatize etmiyor musun?"

Bakışları hemen bana döndü. Deminden beri gözleri yere kenetlenmiş olan Yağız, sadece sonuncu cümlemle hemen bana dönmüştü. Bir şey vardı işte. Ve ben abisi olarak bulacaktım. Bakın yazıyorum şuraya. ABİSİ OLARAK ONA NE OLDUĞUNU BULUCAM.

"Dramatize etmek mi? Ben mi? Böyle mi düşünüyorsun? Neyi dramatize ediyorum pardon? Ben sadece doğru olanı söylemeye çalışıyorum. İnsanları dövmek hoşuna mı gidiyor? Neden birilerini dövmek zorundasın? Kendini havalı mı sanıyorsun? Ne sanıyorsun kendini? Ben kendimi koruya bilirim anladın mı? Benim senin yardımına ihtiyacım yoktu" şimdi gerçekten saçmalamaya başlamıştı işte. Yok daha neler. Sesini yükseltmaside fazla bir garipti. Tanımasam çocuklarla çok yakın bir arkadaş oldugunu söyliycem de tanıyorum işte.

"Yağız...benim tepemin tasını arttırma. Sana bir iyilik yaptım. Kendimi koruya bilirim diyorsan ama hiç bir şey yapmıyordun. Gebermek mi istiyorsun? Yani geberip gitmek istiyorsan yüzüme söylemen yeterli. Seve-seve sana yardım ederim"

"Sen bana hiç bir bok yapamazsın" iddialıydı. Ama benim hakkımda hiç bir şey bilmiyordu. Acaba onu döverkende böyle söyleye bilecek miydi? Kaan kendine gel. Nezarethanedesiniz ne dövmesi?

"Haddini.aşıyorsun. Benimle.doğru.konuş." artık bende gerçek anlamda sinirlenmeye başlamıştım.

Dudağının kenarı alayla yukarıya kıvrıldı. Tam konuşacağı sırada kapı açıldı ve bir polis memuruyla Savaş abi içeriye girdi. Yağız hemen kalkıp demir parmaklıklara doğru yürürken bende kalktım. Ama gariplik vardı. Yağızın yüzü bembeyaz olmuştu. Hatta dahada garibi deminden beri böyle olmasıydı. Kapı açılınca hemen çıkıp hızlı adımlarla terk etti burayı. Kaşlarım çatık onu izlerken Savaş abi "klostrofobisi var" dedi. Ah doğruya. Demek o yüzden deminden nefes alamıyor gibiydi. Bunu nasıl unuta bilirdim? Salak kafam benim. Birde çocuğu dövmekten bahsediyorum. İyiki çok fazla kötü olmadı.

Büyük DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin