YARA İZLERİ

492 37 26
                                    

Pencereden içeri sızan güneş ışığı ile gözlerim yavaş yavaş açılmaya başladı. Ellerimi iki yana açıp gerildikten sonra kalkıp perdeyi çektim. Geri yatağıma döndüğümde ise yatağımda yatan Soner abimi gördüm.

Şaşkın surat ifademle yatağıma bakarken dün olanları hatırladım. Doğru ya, dün burada kalmıştı. Gıcıklık yapıp uyandırsam mı yoksa uyumasına izin mi versem?

Dün bana destek olmuştu belkide uyandırmadan işlerimi halledip uyumasına izin vermeliyim. Buda benden ona hediye olsun. Bakmayın onlara yavaş yavaş ısındığıma, gıcıklık benden sorulur. Normalde onu öyle bir uyandırırdım ki...her neyse. Dedim ya, bu sefer hiç bir şey yapmiycam. Belki başka zaman.

Sessiz adımlarla banyoya gidip kısa bir duştan sonra yeniden odama geldim. Üzerimdeki havluyla dolabıma yönelip dolaptan siyah eşofman ve siyah bol thsirt aldıktan sonra yeniden banyoya geçtim.

Üzerimi değiştirip, saçlarımı şekillendirdikten sonra odama döndüm. Bu hala uyuyordu. Neyse. Biraz daha zaman vericem.

Odamdaki koltuklardan birine oturup telefonumu çıkardım ve Canı aradım. Onunla konuşurken abimin uyanmaması için balkona çıktım. Hava baya güzeldi yalnız. Hem güneşli hem serin. Harika ikili.

Canla 20 dakikalık konuşmanın ardından telefonumu kapatıp cebime koydum ve bir süre balkonda kalıp manzarayı izledim. Buranın manzarası tek kelimeyle harikaydı.

Bir kaç dakikanın ardından yeniden odama girdim. Fakat bu fil hala uyanmamıştı. Benden günah gitti. Ben ona uyuması için bir süre izin verdim. Uyanmadı. Ne yapıcam? Tabii ki onu uyandırıcam. Ama öyle normal olmiycak bu. Sonuçta ben bir Bayr- pardon Akbulutum.

Yataga yaklaşıp kısık sesle "abi" diye mırıldandım. Bunu eğer bağırarak 'böyle adam mı uyandırılır' derse diye yaptım. Ben de o zaman 'seni çağırdım ama uyanmadın' derim. Çok zekiyim değil mi?

Uyanmayacağına kanaat getirdikten sonra komodinimin üzerindeki sürahiden bardağa su doldurdum. Veeeee bir sonraki hamle.

Bardağın içindeki suyu sert bir hamle ile yüzüne boşalttım. Yüzüne deyen suyla irkilerek doğruldu ve thsirtünü çıkardı. Kaslıymış bu lan.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" Sesini yükselterek sorduğu sorudan sonra ters ters bana bakmaya başladı. Galiba anlama sorunu vardı. Tamam iyi biri dedik. Ama bu ona gıcıklık yapmayacağım anlamına gelmez sonuçta değil mi?

"Uyandırma servisi abicim." dedim ve o rahatsız edici sırıtmamı yüzüme yerleştirdim. "Uyandırma servisi demek ha?" İşte bu sefer onun yüzünde bir sırıtma vardı. Kaşlarımı çatarak ona bakmaya başladığımda komodinideki sürahiyi aldı ve ben hiç bir şey anlamadan tüm suyu üzerime boşalttı. Gözlerimi sinirle yumup tüm suyun üzerimden akmasını bekledim. Tüm su süzüldüğündeyse gözlerimi açıp sinirle ona baktım ve sesimi yükselterek "bu neydi şimdi?!" diye sordum.

Sırıtmaya devam ederken "uyandırma servisi part two" dedi. "YA SENİ BEN SİNİRLENDİRECEKTİM" hayallerim yıkıldı resmen. "Maalesef başarısız. Bir daha ki sefere abicim." Yine yüzündeki o sırıtmayla kalktı ve yatağın üzerindeki thsirtünü de alıp çıktı odadan. Geriyeyse sinir küpüne dönmüş bir ben bıraktı. Mal. Gerizekalı. Hayvan. Artist. Alıcam öcümü ama.

Dolabımı açıp yeşilin haki tonunda olan paraşüt bir pantalon ve beyaz thsirt alıp üzerimi değiştirdim ve ıslak kıyafetlerimi de kirli sepetine attım. Aç olduğum için çok oyalanmadan odamdan çıkıp asansöre yöneldim. Tam o sırada merdivenlerden aşağıya inen Yağız gözüme çarptı. Bu çucugu hiç bir zaman asansör kullanırken görmemiştim. Buda ayrı bir maldı.

Büyük DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin