"Şu halime baksanıza doktor." dedim yüzümdeki küçük bir tebessümle. "Beni kim sever ki? Arkamdan ne dediklerini biliyor musunuz siz? Ben uzun saçlarım yüzünden kezban diye adlandırıldım en basit örnekle. Birinin gözüne güzel gelmem mümkün mü?"
"Saç...
Duyurulardan ve bölümlerden haberdar olmak için instagram hesabımı takip edebilirsiniz
İg: catchmonalisa
Twitter: vitavemors
TikTok: mealonia
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
20. TUTULMAYAN SÖZLER
Ramsey, The Art of Survival
April Rain, Sleeping Beauty Syndrome
Ghostly Kisses, Empty Note (acoustic)
Billie Eilish, What Was I Made For?
HARESE, 3 MAYIS
Sana yalanları gösterebilirler. Yalanları süsleyip önüne sunabilirler. Kimsenin vaat etmediklerini edebilirler. Gözlerini boyamak zor mu sanıyorsun? İrade, yavrucuğum. İrade seni yaşatacak.
Damardan akan her kanda vardır elbet ihanet. Bunu biliyor. Bunu göre davranıyor. Buna göre önlemini alıyor. Sen o uyuyor sanırsın ama aslında o senden önce uyanmış ve pusuya yatmıştır. Sen o ölecek sanırsın ama aslında o senden önce bir planı devreye sokmuştur bile. Sen onu yıkmak istersin ama o seni yıkmaya başlamıştır bile. Sen onun sana güvendiğini sanırsın ama aslında o seni öldürmeye başlamıştır bile.
Elindeki piyonu oynattı adam. Gözleri fotoğraftayken elinde hareket ettirdiği siyah piyon oradan oraya dönüyordu. Eskiden, daha gençken, hiçbir şeyin onu alt edemeyeceğini düşünürdü. Kendini öylesine korunma altına alırdı ki korunma altına aldırdıklarını bile tekrar korumaya aldırırdı. Kimseye güvenmezdi. Borç vermezdi. Senet imzalamaz, geremedikçe konuşmaz bununla birlikte de yalan söylemezdi. Söylenen her yalanın altına yatan başka bir yalan olduğunu bilirdi. Yalanlar her zaman diğer yalanlara gebeydi. Ve bu onu çok iyi biliyordu. İhaneti tatmış ve tattırmıştı. Bazı şeyleri sırf tecrübe için yapar, bazı şeylere sırf tecrübe için izin verirdi.
O asla hazırlıksız olmazdı.
Ama o gün öyleydi.
Ve bunun bedelini ödetmişti. Ödetiyordu.
“Hâlâ nerede olduklarını bulamadınız mı?” diye sorarken düz sesi ketumdu.
“Hayır, efendim. Araştırıyoruz. Kimlikleri yok. Paraları yok. Onların sığınabilecekleri birileri dâhi yok. Elbet köşeye sıkışacaklardır.” dedi hemşire ellerini önünde birleştirmiş bir halde. O bir casus muydu? Yoksa onun ajanı mı? Ya aslında her hemşire bir casus ise? Onlarda ihanet edebilir miydi? Ederdi. İnsan nankördü. Güvenme. Güvenmeye çalışma. Güven sadece öldürür.
