Herkese selam,
ilk önce şunu söylemeliyim ki Mahzen'in en uzun bölümlerinden biri oldu.Ve ekleyeceğim şey ise,
bir İnstagram hesabı açmayı düşünüyorum. Genel olarak hesabımla ilgili. Mahzen ve diğer kitaplarım hakkında bir şeyler paylaşnak istiyorum fakat tam olarak nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bana bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim^^Keyifli okumalar!
15. YENİDEN DAĞITILAN KARTLAR
Canozan, Toprak Yağmura (Akustik)
The Neighbourhood, Leaving Tonight
Taylor Swift, The Prophecy
Bazen bazı şeyleri değiştirmek için sadece saatler gerekirdi. O saatler belki geçmek bilmezdi ama geçtiğinde ise işte... her şey bitmişti. Bana olan tam olarak buydu. Yaşadığım onca saat geçmek bilmemişti. Yıllarca sabretmiştim amaçsızca. Fakat işte, şimdi buradaydım.
Karşımdaki kadın hepimizden çok farklıydı. Üstü başı düzgündü. Yüzünde sağlıklı bir gülümseme vardı. Sağlıklıydı dahası. Hemde hiçbirimizin olmadığı kadar.
"Hadi içeri girin." dedi kadın bir adım gerileyerek. Başımı çevirip doktora baktığımda gözlerinin bizlerin üstünde gezdiğini gördüm. Hafifçe yutkunduğumda adımlarımı yavaşça atmaya başladığımda ilk içeri giren ben oldum. Ben eve doğru adımlarken bize kapıyı açan kadın bir saniye bile gözlerini üzerimden çekmemişti.
İçeri girdiğimde ise neredeyse nefesimi tutacaktım. Krem ve kahveye yakın tonlarda döşendiği şimdiden belliydi. İçeri girer girmez hol önüme çıkmıştı. Başımı çevirip gözlerimi etrafta gezdirdim. Sağımda iki kapıdan oluşan bir salon vardı. Kapıların ikiside sonuna kadar açıktı. Salona girdikten sonra birkaç basamaktan iniyor ve hedefe ulaşıyordunuz. Solumda kalan yerde bir askılık ve komodin vardı. Onun biraz ilerisinde yukarı çıkan ahşap merdiven ve o merdivenin iki yanında odalar. Mutfak ise komodinin yanında genişçe kapılı bir yerdeydi. Olduğum yerden gözüktüğü kadarıyla şimdiden bile benim hayal edemeyeceğim bir yerdi. Her yer çok ferahtı. Komodinin üstünde kime ait olduğunu bilmediğim bir tablo asılıydı. Ve yanında da bir bitki duruyordu.
Elim gayriihtiyari bir ihtiyaçla kolumu bulduğunda bileklerim sızladı. Ufak adımlarla adımlarımı salona yönelttim. O birkaç basamağı inerek salona vardığımda krem rengi koltuklara değdi gözlerim. Koltuklar birbirlerine simetrik bir şekilde yerleştirilmişti. Uzun koltuğun karşısında bir şömine vardı. Fakat şu an yanmıyordu. Şimdiden böyle güzel görünüyorsa yandığında nasıl gözükürdü? Şöminenin üstüne ise bir televizyon yer alıyordu. Koltuk takımının arkasında ise uzun bir yemek masası vardı. Evde tablolar ve bitkiler vardı. Şöminenin üstünde iki adet raf vardı ve üstü kitaplarla doluydu. İçerisi geniş pencerelerden dolayı çok aydınlıktı. Harese'nin o kasvetli havasını unutturacak kadar ferah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARESE: MAHZEN
Ação"Şu halime baksanıza doktor." dedim yüzümdeki küçük bir tebessümle. "Beni kim sever ki? Arkamdan ne dediklerini biliyor musunuz siz? Ben uzun saçlarım yüzünden kezban diye adlandırıldım en basit örnekle. Birinin gözüne güzel gelmem mümkün mü?" "Saç...