Dilerseniz beni Twitter'dan @vitavemors adıyla takip edebilirsiniz.
Lütfen yorum yapmayı unutmayın^^
10. NEŞTERİN KESKİN UCU
Sezen Aksu, Biliyorsun
SYML, The War
Tamino, Habibi
Sena Şener, Ölsem
Zella Day, Compass
Medison Beer , Nothing Matters But You (Bölümü bu şarkıyla düzenledim. İsterseniz tüm bölüm bu şarkıyı da dinleyebilirsiniz.)
İnsan yolunu kaybettiğinde ne yapardı? Düşünür ve bulurdu. Her şeyin, her yolun elbet bir çıkış yolu bulunurdu. Muhakkak o çıkmaz sokaktan çıkacak bir yol çıkardı karşına. Peki, ya düşüncelerinde kaybolduğunda? Daha kötüsü zihninde. Her düşünce benzer, çoğu yargılar. En çok kendini hor gördüğü o yerde. Bulamazsın. Oranın adı tam anlamıyla çıkmaz sokak. Çıkamazsın. Nasıl girdiğini bile anlamazsın. Orada sıkışıp kalırsın. Sonra bir bakmışsın yok olmuşsun.
Sözlerin affı olurdu, peki ya düşüncelerin? Onların affı olur muydu?
Güçlükle yatağı ilacın üstüne bıraktığımda nefes nefeseydim. Kemiklerimdeki acı halen daha geçmemişti. Bu basit işlemi yapmak bile canım bedenimden alınıyormuş gibi hissettiriyordu. İlacın kırılma sesini duyduğumda bu sefer rahat bir nefes verdim. Kendimi yatağa bıraktığımda hissettiğim sızılarla gözlerimi kapadım. Doktor dediğini yapmıştı. Beni oradan çıkarmıştı. Hem de akşamında. Sözünü tutmuştu. Onu bir daha görmemiştim o günden sonra. Gerçi yaşananların üstünden kaç gün geçtiğini bile bilmiyordum. Yemek yemeye bile gidemiyordum. En ufak harekette bile inanılmaz bir acı hissederken, yürümek ölüm gibiydi.
Eskiden umursamaz biriydim. Eskiden. Böyle diyordum çünkü şuan zihnimdeki sesler bu tezi çürütüyordu. Aklımda sürekli bana söylenen sözler dolaşıyor, onlarla tekrar bir araya gelirsem ne yapacağımı düşünüyordum. Tekrar bir araya gelmemiz kaçınılmazdı. Doktorun teklifini kabul etmiştim ve bu demek oluyordu ki, aynı odada bulunacaktık. Bu iş olmasa onlarla yemekhanenin diğer uçlarında olmak daha çekilir olabilirdi. Fakat aynı odada denk geldiğimizde onlara tahammül edemeyecekmiş gibi hissediyordum. Sanki o küçümseyen bakışlarını, beni yaralamaktan gocunmayan dillerini tekrar bana savuracaklarmış gibi hissediyordum.
Odamın kapısı tıklatılarak açıldığında bir hemşire içeri girdi ve ardından kapıyı kapattı. "İlaçlarını içtin mi?" diye sordu düz bir tonda bana doğru adımlarken. Sesimi çıkarmadığımda derin bir nefes alarak ilaç kutusunu kontrol etti ve ağzının içinden bir şeyler mırıldandı. Söylenmesinden tek anladığım onun anlamıyorum deyişi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARESE: MAHZEN
Action"Şu halime baksanıza doktor." dedim yüzümdeki küçük bir tebessümle. "Beni kim sever ki? Arkamdan ne dediklerini biliyor musunuz siz? Ben uzun saçlarım yüzünden kezban diye adlandırıldım en basit örnekle. Birinin gözüne güzel gelmem mümkün mü?" "Saç...