"Şu halime baksanıza doktor." dedim yüzümdeki küçük bir tebessümle. "Beni kim sever ki? Arkamdan ne dediklerini biliyor musunuz siz? Ben uzun saçlarım yüzünden kezban diye adlandırıldım en basit örnekle. Birinin gözüne güzel gelmem mümkün mü?"
"Saç...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
14. DOĞRU KILINAN YALANLAR
Kalandra, Borders
Fleurie, Love and War
Crows in the Rain, We Were in the Backseat
Beynimde bir çığlık sesi duyar gibi oldum. Duyduklarımı duymak istemedim.
Olduğum yerde ayaklandığımda kendimi onların eline vermemek için camdan atlamaya hazırdım. Onların eline düşmek bu sefer ölmem demekti. Biliyordum. Benden kurtulmaya çalıştıklarını biliyordum. Bunun için hiçbir fırsatı kaçırmamışlardı. Kaçırmayacaklardı.
Yalan söylüyorlardı. İftira atıyorlardı.
Başımı hafifçe çevirip doktora baktım. Ona bakmamla göz göze geldiğimizde gözlerinin hafifçe kısıldığını gördüm fakat gözlerinden hiçbir duygu okunmuyordu. Onlara mı inanıyordu? "Aslında bakarsanız," diye konuşmaya başladı Hilal doktor. "Bunu düşünmek için oldukça haklı nedenlerimiz var. İlk neden şüphesiz ortada. Bugün DNA için herkes aşağıdayken o yoktu. Listeler kontrol edildi ve bilin bakalım kimin adının yanı işaretlenmemişti?"
Hafifçe yutkunduğumda bu sefer Hilal doktora baktım.
Öleceksin diye fısıldadı zihnim bana. Onların eline düştüğün an, öleceksin.
Zihnimi susturmak istedim fakat ona delicesine atan kalbim eşlik etti. Korkuyordum. Kanıtım yoktu. O silahlı doktordan kurtulmuştum ve yaşıyordum. Onlara benim olmadığıma dair göstereceğim bir kanıt yoktu. Bunu çok iyi biliyorlardı.
Bir suçu, bir masumun üstüne atmaktan daha kolay ne vardı ki?
"Ben böyle bir şey yapmadım." diyebildim en sonunda sesimi bulabildiğimde. Sesimi düz çıkarmaya çalıştım. Bunda pek başarılı olamadığımı Hilal doktorun hafifçe gülen suratı belli etti. Bu öylesine bir gülüştü ki insanın tüylerin diken diken ediyor, kalbini tedirginlikle attırıyordu.
"Bunu göreceğiz." dedi ve ekledi. "Ama sanmıyorum."
Başıyla yanındaki iki hemşireye işaret verdiğinde hemşireler sanki bu anı bekliyorlarmış gibi harekete geçtiler. "Hilal bekle." dedi Efdal doktor ama o bunu durdurmak için herhangi bir davranışta bulunmadı.
