jeon jungkook's paybackMütevaziliğim ve yeteneğim sayesinde okulun konservatuvar bölümünün en bilinen öğrencisi olduğumu söylemiştim.
Heh, işte bu külliyen yalan.
Ben yetenekliydim, kendimden emindim ve kendime güvenirdim. Çünkü hayallerim uğruna çok çalışmıştım. Kimse bana hiçbir şeyi altın tepsiyle sunmamıştı.
Ancak, Kore gibi bir yerde yaşıyorsanız, bazı batılı geleneklere ortak oluyordunuz. Zorbalık, her yerde vardı. Kendimden emin olmak, beni güçlendiren bir özelliğimdi.
Kimsenin, en çok da aptal Min Yoongi'nin beni ezmesine asla izin vermemiştim bugüne kadar.
Ergenliğe geldiğimde ve okuldaki tüm öğrenciler benden uzun olup basketbol, futbol, voleybol gibi dalları ilgi odağı edindiğinde ben kısa kaldığım için bir dönem zorbalanmıştım. Hatta boyum yüzünden dansçı olamayacağımı iddia edenler bile olmuştu.
Onlara kısa boylu bir insanın nasıl dansçı olabileceğini göstermiştim. Kafam böyle çalışıyordu. Biri benimle dalga geçtiği anda ona ağzının payını vermek için hırsla çalışırdım.
Tabi, o insanların hiçbiri zorbalıklarını ben hırslanayım diye yapmıyordu. Yoongi de bu yüzden yapmıyordu. Onun ruhsal problemleri vardı ve ezelden beri kafayı bana takmış durumdaydı.
Anlayacağınız, popülerliğimi yeteneğimden önce Yoongi'yle kavga ederek yakalamıştım. Okuldaki herkes hala ergenliğinden çıkamayan bir avuç aptal topluluğundan oluşuyordu. Bu sebeple Yoongi'yle olan restleşmelerimiz hepsinin ilgisini çekmişti.
Nasıl başladığına bile tam emin değilim... Okulun ilk günü? İlk haftası? Doğum günüm bile olabilir.
Yoongi'yle veletler gibi kavga ediyor oluşumuz diğer insanlar için söylediklerime kasten biraz ironik oluyordu fakat sözden anlamayanı dayaktan gebertirdiniz. Benim de Yoongi'ye uyguladığım tarife buydu.
Gündüzleri, en büyük düşmanlardık. Tüm okul acaba bugün hangimiz diğerine sataşacak da insanlara dedikodu malzemesi çıkacak diye beklerdi. İstisnasız her gün onların isteklerini yerine getirirdik de gerçi. Birbirimizle uğraşmadığımız gün sayısı bir elin parmağını geçmemiştir. O günlerde de muhtemelen okula uğramamışızdır.
Yine de 1 yılın ardından hala tüm okul heyecanla bizim kavgamızı seyretmekten zevk alırdı, orası ayrı.
Onun ve benim kendi arkadaş gruplarımız vardı. Ben Namjoon'la liseden beri arkadaştım. Jin ve Nayeon'u üniversitede tanımıştık. Klasik bir partide işte, bilirsiniz.
Onun hakkında ise bildiğim en önemli şeylerden biri, Hoseok'un can yoldaşı olduğuydu. Hoseok da bizimle aynı bölümdeydi ve onun partiler sayesinde ne kadar ünlü olduğunu söylememe gerek bile yok. Hoseok muazzam bir dans makinesiydi. Partilerde bu özelliğiyle öne çıkardı ve herkes onunla iyi geçinmeye çalışırdı. Yoongi ise... Zaten bir baş belasıydı. Okulun bitirim ikilisi gibi bir şeylerdi. Yoongi ve Hoseok'un çok küçük yaşlardan beri tanıştıklarını ve hiç ayrılmadıklarını duymuştum okuldaki dedikoducu kızlardan, ne kadar doğruydu bilemem ama doğru gibi görünüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hardest level of music [yoonmin]
Fanfiction"Anlasana Park Jimin, seninle benden başka kimse uğraşamaz, arkadaşım bile." • "Gurur kelimesi ağzına hiç yakışmıyor Min Yoongi." Onun gibi alaycı bir sırıtmayı yüzüme yaymış ve bu kez de ben yüzümü ona yaklaştırmıştım. Ancak ben yanağımı yanağına d...