hardest level of music [yoonmin]

chapter twenty one

unlike you.

"Cham, cham, cham!"

Elini kendine göre sağa çevirdiğinde karşısında oturan Taehyung da kafasını aynı anda sağa çevirmiş ve derin bir nefes alıp kendini koltukta arkaya atmıştı. "Kurtuldum!"

"Tamam, sıradaki."

Uzaktan onları izlerken, Taehyung kalkmış ve oturduğu yere Hoseok geçmişti. "Cham, cham, cham!" Aynı şeyi ona yapıp bu kez parmağını düz tutmaya devam ettiğinde Hoseok kafasını sağa çevirmişti. Sevinçle yerinde zıplarken, "Koydum!" diye bağırmıştı.

"Nayeon, geç." İşaret ettiğinde Nayeon korkarak Hoseok'un yerini almış ve aynı oyun bir kez daha oynanmıştı. "Cham, cham, cham!"

Nayeon kafasını düz tuttuğunda, parmağını sola döndürmüştü. Zavallı kız derin bir nefes alıp koltukta kendisini yuvarlayarak yana kaymıştı. Bana kaşlarını kaldırıp alayla gülümsediğinde önünü işaret etmişti. "Çök önüme."

Alt dudağımı stresle ısırdığımda ağır adımlarla önüne geçmiştim. Parmağını bana doğru uzatıp, "Cham, cham, cham!" diye tekrarlamıştı. Kafamı sola çevirdiğimde, onun parmağı da aynı yöne dönmüştü.

"Kaybetti! Cezayı Jimin alacak!" Hoseok 'We are the Champions' eşliğinde zafer dansı yapmaya başladığında Taehyung Jungkook'un sırtına atlamış ve benimle alay etmeye başlamıştı.

"Bilerek yaptı!" diye bağırdığımda karşımda dikilen Yoongi kendini rahatça savunmuştu. "Bilerek değildi. Ben kafanı hangi yöne çevireceğini nereden bilebilirim?"

"Haksızlık! Ben kaybedeyim diye yaptın. Nereye döneceğimi biliyordun."

Sırıtırken, "Olay da bu zaten." demişti. "Seni kandırıp kaybetmeni sağlamak."

Somurttuğumda Namjoon beni koltuktan kaldırıp, muşamba serdiğimiz yerin üzerine getirmiş, kafamı öne eğmemi söylemişti.

"Bekleyin, tişörtüm kirlenmesin. Annem gebertir." Üzerimdeki uzun kollu tişörtü çıkartıp bir kenara attığımda Nayeon, "Vuhhu!" diye bir ses çıkartmıştı yalandan. "Ortam iyice kızışıyor."

"Bir sonraki turda burada sen duracaksın ve hepimiz erkek olduğumuz için üzerini çıkartamayacaksın." Onu tehdit ettiğimde bana orta parmak çekmişti. Terbiyesiz kız.

"Yoongi, en çok kelimeyi sen anlattığın için vurma hakkı senin." Namjoon Yoongi'ye yumurtayı verdiğinde keyfim kaçmıştı.

"Çok sert vurursan, ben de senin başka yerlerine vururum. Ona göre." Yoongi'yi de tehdit ettiğimde bana sırıtmış ve yumurtayı havaya atıp yakalamıştı.

"Böyle tehdit etmen kulağa sadece seksi geliyor." diye mırıldanmıştı. "Yani ben varım." Hızlıca cümlesini tamamladığında göz açıp kapayıncaya kadar yumurtayı kafama yemiştim. Leş gibi bir koku üzerimi sardığında gözlerim sıkıca kapanmış ve yerimde zıplamaya başlamıştım.