chapter twenty five

107 20 139
                                    



jin's lover

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





jin's lover

Yoongi günlerdir peşimden ayrılmıyordu.

Yaptığı hatanın pişmanlığını tüm bedeninde hissedebiliyordum. Okulda, okula giderken, okuldan dönerken, arkadaşlarımla dışardayken hep peşimdeydi. Sadece çalışması gereken saatler olduğunda yanımdan gitmek zorunda kalıyordu.

Genel olarak onunla konuşmuyor, yalnızca dinliyordum.

Devamlı çiçekler alıp masama bırakıyordu. Bazen soyunma odasındaki dolabımdan bir iki dal kardelen çıkıyordu. Hoşuma gidiyordu fakat hala ikna olmamıştım.

Uğraşmak da onun hoşuna gidiyordu, biliyordum.

Birkaç kere yanıma gelip bana yazdığı şarkı sözlerini okumuştu. İşyerindeki molalarında ya da akşamları uyku tutmadığında bu sözleri yazdığını söylemişti. Güzel sözlerdi...

Bir kere de, kendi topladığı deniz kabuklarından bir bileklik yapmış ve bana hediye etmişti. Bilekliği koluma takarak ona bir yeşil ışık yakmıştım fakat teşekkür etmemiştim. Hala onu affetmediğimin, ancak doğru yolda olduğunun farkındaydı.

Bugün de, ders arasında beni kapıda beklerken yakalamıştım onu. "Güzelim, selam."

"Senin dersin yok mu? Niye sürekli dibimde bitiyorsun?" Onu terslediğimde kaşlarım çatıktı.

"Dersim biter bitmez senin sınıfına koştum işte. Öğleden sonra başka dersim yok. İşe gitmeden önce seninle kahve içmek istiyorum."

"Benim işlerim var ama, kusura bakma." Onu es geçip yürümeye başladığımda kolumu yakalayıp beni durdurmuştu. Hareketleri sakin ve naifti.

"Lütfen Jimin'im. Artık benimle aynı masaya otur. Çok özledim seninle bir şeyler yapmayı."

Gözlerine bakıp, oradaki pişmanlığı görmek ve onu reddetmek çok zordu. Kafamı iki yana sallamış ve bakışlarımı kaçırmıştım. "Başka zaman. İşlerim var." Beni bırakmasını sağladığımda bir kez daha harekete geçmiştim. Bu kez peşimden gelmemişti.

Mesajı anlamıştı.

* * *

Kayıt odasındaydık.

Bitirmemiz gereken bir proje olduğu için, Yoongi'yi bu kez reddedememiştim. Şarkı söyleyecek ve müzik yapacaktık.

"Sen kayıt odasına geç, ben buradan seni kontrol ediyor olacağım." Elindeki kağıdı bana uzatmıştı. "Sözler burada yazıyor."

"Gerek yok. Ezberledim zaten." Kağıdı ona doğru ittirmiştim. "Sen söylemeyecek misin? Burada durmaman gerekiyor."

Kağıdı masaya bırakırken gözlerini benden ayırmamıştı. "Önce senden tek kayıt alacağız. Sonra Hoseok gelecek, stüdyoda bize yardım edecek. Ben de seninle geçeceğim içeri."

hardest level of music [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin