chapter twelve

135 30 289
                                    


(dans partında yukarıdaki müziği açabilirsiniz.)

Hate or Love?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hate or Love?

Sınırları zorlamanın kötü bir şey olmadığını savunurdum. İnatçı bir karakterdim ve bu huyum çevremdeki insanları bazen zor duruma sokardı. İnsanları sınadığım bir gerçekti.

Ancak, söz konusu Min Yoongi ise, o kendisinin sınırlarını zorlamama bayılırdı. Ben de ona istediğini verecektim.

Elimdeki kahvelerle oturduğu yerde onu aramaya başlamıştım. Sonunda onu kafeteryanın en köşesinde gördüğümde ne yazıkki yalnız değildi. Gözlerimi kısıp görmeyeceğini bile bile Dahyun denen kıza kötü bir bakış attığımda hızlı adımlarla oturdukları masaya yönelmiştim. "Selam." Neşeli bir tonla dikkatlerini üzerime çektiğimde gülümseyerek Yoongi'nin yanına oturmuştum.

"Selam?" Yoongi burada olmama şaşırdığı için sorar gibi konuşmuştu. Hakkı vardı. Gelmemi beklemiyordu elbette.

"Sana kahve aldım. Buzu da istediğin gibi, bak." Kahveyi ona uzattığımda alıp bakmış, ağzının içinden bir teşekkür mırıldanmıştı. Dahyun'a döndüğümde, "Kusura bakma, senin burada oturduğunu bilmiyordum. Bu yüzden Yoongi'yle ikimize aldım." demiştim. Hiç de üzgün değildim ve sesimdeki ton bu yapaylığı açıkça gösteriyordu. Dahyun da niyetimi anlamış, benzer bir yapaylıkla bana gülümsemişti. "Sorun değil."

"Ah, bu arada ben bir şeyi bölmüyorumdur umarım?"

"Aslında-"

Dahyun bir şey söyleyecekken onu görmezden gelip Yoongi'nin koluna dokunmuş, bakışlarının bana dönmesini sağlamıştım. "Projemiz üzerinde artık çalışmaya başlayalım diyecektim."

Yoongi, belli ki hala ona yaptığım serenatı atlatamamış gibiydi. Benim bu samimi tavrımı da haliyle garipseyerek şaşkınca bana bakmıştı. Dahyun bölündüğü için ikimiz de pek onu umursamamıştık aslında.

"Bir şeyler ayarlarız Jimin." demişti ve Dahyun'u işaret etmişti. "Ama senden önce Dahyun buradaydı ve o da benimle bir şey konuşacaktı. O yüzden, izin verirsen?" Bozulup Dahyun'a döndüğümde kızın bana ukala bir gülümseme verdiğini görmüştüm. 'Bak, ben kazandım.' der gibiydi bakışları. Sinsi.

"Evet ama özel olarak konuşursak daha memnun olurum." Dahyun bana bakarak söylediğinde üstüme alınmam gerektiğini bilmeme rağmen yüzsüzlüğe devam etmiştim.

"Ah, beni dert etme. Biz Yoongi'yle çok yakınızdır." Ellerimi birleştirip havaya kaldırmıştım. "Böyleyiz resmen." demiştim. "İçimiz dışımız birdir."

"Anlıyorum." Dahyun sıkıntılı bir şekilde iç çekmişti. "Yine de, dediğim gibi, özel."

Kız açıkça beni masadan kovduğunda Yoongi'ye dönmüştüm. "Pekala." Elimi Yoongi'nin ensesine attığımda gerildiğine gözlerimle şahit olmuştum. Ona imalı bir bakış atmayı sürdürürken kızın bizi pür dikkat izlediğinden emin oluyordum. "Çalışmalarımıza evde devam ederiz. Tercihen, senin evinde." Flörtöz bir gülümsemeyle Yoongi'ye baktığımda o benim tutumumdan etkilendiğini belli etmemeye çalışsa da her şey gayet açıktı. Ağzı aralanmış, neredeyse onun ağzına düşecek gibi olmamla birlikte gerilmişti.

hardest level of music [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin