chapter twenty

102 28 182
                                    


the truth untold

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




the truth untold

1 hafta sonra

Önümdeki kahveyi yudumlarken arkadaşlarımla bir masanın etrafında oturuyordum. Son telafi sınavımdan da az önce çıkmıştım. Geçen haftaki hadise hepimizi büyük etkilemişti.

Taehyung, Jungkook ve Hoseok'la yaşadığımız bu travmatik durum sayesinde yakınlaşmıştık. Şu an birlikte oturuyorduk. Taehyung her gün beni yoklayıp, yanıma geliyor, iyi hissedip hissetmediğimi soruyordu.

Ben iyiydim, hiçbir şey olmamıştı.

-1 hafta önce, Yoongi'nin rehin alındığı gün-

Yoongi ve ben polisler tarafından sudan çıkartıldığımızda ilk yaptıkları şey, Yoongi'nin iplerini çözmek ve onu serbest bırakmak olmuştu. Sonunda özgür kalan Yoongi bitkin bir yüz ifadesiyle bana döndüğünde ona sarılmıştım. Hala belli başlı bir panik halindeydim.

Ondan fazla uzaklaşmadan, ellerimi yüzüne koymuş, suratındaki su damlacıklarını baş parmağımla temizlemiştim. "İyisin değil mi? İyisin. Hastaneye gidiyoruz, biraz daha dayan tamam mı?"

Yoongi ellerimi tutup yüzünden uzaklaştırmış, beni sırtımdan destekleyerek kendisine yaslamış, ıslak saçlarıma belli belirsiz bir öpücük kondurmuştu. "İyiyim." Sonunda konuştuğunda ikimiz de hala nefes nefese sayılırdık. Soğuk bir suda birkaç dakika kaldığımız içindi. Üzerimize battaniyeler atılırken onlara sıkıca sarılsak bile Yoongi'den bir saniye olsun ayrılmamıştım.

Yoongi belime ellerini sarıp kafamı göğsüne yaslamamı sağlarken belli belirsiz bir tonda mırıldanmıştım.

"Seni bir daha asla kaybedemem, sakın beni bırakma."

Ben gözlerimi yumup onun göğsüne sıkıca sarılırken, beni duyduğunu biliyordum. Saçlarımı okşamaya başlaması ve alnımı öpmesi, beni duyduğunun bir işaretiydi.

*

Derin bir iç çekip o gün olanları hatırlarken Yoongi'yi düşünmeye başlamıştım. Hastaneye gidip kontrole alındığımızda, ikimizde de bir sorun çıkmamıştı. Yoongi'yi tam zamanında sudan çıkartmayı başarmıştım.

Babam bana kızamayacak kadar halime üzüldüğünde, beni rahat bırakmış, yalnızca bana sıkıca sarılıp, "Bir daha sakın böyle bir şey yapma." diye dişlerini sıkarak konuşmuştu. Onu çok korkutmuş olmalıydım. "Sakın bir daha beni kendinle sınama." demişti.

Ona söz verdiğimde, kalan tüm zamanda Yoongi'yle ilgilenmiştim. Bilekleri, sıkıca bağlandığı ve kurtulmak için çırpındığından kan ve kesik içindeydi. Solunum durumunu kontrol altına alıp bileklerine pansuman yapmalarının ardından bana sadece yorgun bir gülümsemeyle teşekkür ettiğini duymuştum.

hardest level of music [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin