hardest level of music [yoonmin]

chapter twenty eight

vacation

Bu seneki yılbaşı için fazla heyecanlıydık. Çünkü bu sene hepimizin hayatında bir şeyler değişmişti.

Ben, Namjoon, Nayeon ve Seokjin'den oluşan küçük arkadaş ekibimle kendi çapımda eğlenirken, hayatımıza aniden dahil olan Taehyung, Jungkook ve Hoseok'la çok yakınlaşmıştık. Hoseok, dans konusunda daha önce çalıştığım ve başarısına hayran olduğum bir üst dönemimken, birdenbire akıl hocam, en yakın arkadaşlarımdan biri ve kumam olmuştu.

Evet, Hoseok benim kumamdı. Ne olmuş yani? Yoongi beni bıraktığı her an koşa koşa onunla buluşuyor ve onunla vakit geçiriyordu.

Hoseok'la bu şakayı yapmayı severdik.

Jungkook; okulun meşhur zorbası Jeon Jungkook, beklenmedik bir anda düşmandan dosta dönüşmüştü benim için. Hayatına dahil olmam, başlarda onu mutsuz etse de, şimdilerde aramızdan su sızmıyordu. İlişki sorunları için Yoongi'yi değil de beni tercih ediyor olması ve bana gelmesi, hala güldüğüm bir durumdu.

Taehyung.

Kim Taehyung hayatıma ona attığım bir yumruk sonucu dahil olmuştu. Çaba sarf ederek arkadaş olmadığım tek ve ilk kişiydi. Ona attığım yumruğun sağlam bir etkisi olmuştu. Aramızda, tamamen bizi ilgilendiren, sevgililerimizi bile konu dışı edeceğimiz bir arkadaşlık vardı. Taehyung ve ben gerçekten çok iyi iki yakın arkadaş olmuştuk.

Eh tabi, o da Yoongi'nin kuması sayılırdı. Jungkook'un bu şakayı bilmesine ise hiç gerek yoktu.

Elbette Min Yoongi.

Sıradan hayatıma uzun süredir dahil olan ama senenin sonuna doğru tüm tabularımı yıkıp, hayatımın tam merkezine giren Yoongi.

Tüm güven sorunlarımı, geçmişimi, yaşadığımız kopuk ve sağlıksız iletişimi, tek bir hareketiyle ortadan kaldırmıştı. Zor olmuştu elbette. Ona aşık olacak potansiyelim hep olsa da, bunu reddetmiştim. Uzun bir süre onu reddetmiş ve ikimizi de zorlamıştım.

Yoongi, hayatımda gördüğüm en inatçı insandı.

'Aşk gurur tanımaz.' cümlesi, bizim için söylenmiş gibiydi. İkimiz de, ne kadar batmış olursak olalım, hep birbirimize koşuyorduk. Birbirimizden daha büyük hiçbir şey yoktu.

Gençliği en yükseklerde yaşıyordum.

Sevgilim, arkadaşlarım, hamile bir annem ve henüz arabamı bana yeni teslim etmiş otoriter bir babam vardı.

Yeni yıl için, tam da bu sebepten dolayı fazla heyecanlıydım.

"Hanımlar önden, ilk hediyeyi ben veriyorum!"

Yoongi'nin evinde, klasik bir toplanma yapmıştık. Ailemle yemek yedikten ve biraz vakit geçirdikten hemen sonra sevgilimin evine gelmiştim. Ay başında yaptığımız yılbaşı çekilişi sonucunda bugün, hediyeleri verme zamanıydı.