chapter sixteen

130 33 160
                                    


bir önceki bölümü kontrol etmeyi unutmayın 💓

bir önceki bölümü kontrol etmeyi unutmayın 💓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


the stalker

Gözlerimi, saçlarımda hissettiğim dokunuşla hafifçe araladığımda Yoongi'yi bana bakarken görmüştüm. Kaşlarım çatılırken, "Ne?" diye olduğum yeri sorgulamış ve sebebini anlamadığım şekilde gülmesine sebep olmuştum.

"Sabah uyanınca böyle mi görünüyorsun yani? Hayal ettiğimden bile daha tatlı." Mırıltısı kulaklarıma ulaştığında bakışlarım yumuşamıştı istemsizce. Demek beni tatlı buluyordu? Hm.

"Neden yatağımda yatmadın gidip? Burada iki büklüm olmuşsun benim yüzümden." Bana ufak bir azar çektiğinde sıcak olduğu için istemsizce ona daha çok sokulup gözlerimi kırpıştırmıştım. Belimdeki tutuşu sıkılaştığında, "Orada sen yoktun." diye mırıldanmıştım.

Uykulu halimle saçmaladığımı ve söylediğim her şeyden pişman olacağımı biliyor fakat kendimi durduramıyordum. "Jimin." diyip ona yeniden bakmamı sağlamıştı. Çenemi hafifçe tutup, "Seni seviyorum demeden seni seviyorum demeyi öğreniyorsun." diye benimle dalga geçtiğinde onu ittirip ayaklanmıştım.

"Sen de ortamın içine sıçmakta bir dünya markası olduğunu biliyorsun değil mi?" Ona kızdığımda yattığı yerden oturma pozisyonuna geçen bana bakmış ve sırıtmaya devam etmişti. Alt dudağında dilini gezdirdiğini gördüğümde bana neden alıcı gözle baktığını anlamamıştım. Şu an uyuduğum için saçlarımın karmakarışık ve kabarık, gözlerimin ve yanaklarımın şiş olduğunu biliyordum.

"Ben söylediklerimin arkasındayım ama her zaman." Bana laf soktuğunda ona kötü bir bakış atmıştım. "Çatma hemen kaşlarını." Benimle uğraşmayı sürdürürken ona vurmak istemiştim. Elimi havada yakalayıp beni kendisinin üstüne çektiğinde dudaklarımız buluşmuştu. Bu hissi seviyordum.

Yoongi yanaklarıma nazik bir şekilde ellerini koyarken beni yönlendirerek öpüşmeyi sürdürmüştü. Yavaşça ondan ayrılıp yüzüne baktığımda bakışlarım yine yumuşamıştı. "Gerçekten." diye konuşmuştu dudaklarımda ve gözlerimde bakışlarını gezdirirken. "Hayal ettiğimden daha güzel."

Yutkunup söylediklerine sessiz kalırken gözlerimi kırpıştırmış ve ondan yavaşça uzaklaşmıştım. Kaçmayı iyice alışkanlık haline getirdiğim için Yoongi'ye zaman zaman üzülüyordum. Onu karşılıksız bırakmam onu yoruyordu.

Ama böyle olmak zorundaydı işte.

"Hadi, yemek yiyelim." Arkamdan kalktığında kollarını ve sırtını esnetmişti. Kemiklerinden 'kıt' sesinin geldiğini duyduğumda koltukta uyumamızın çok da iyi bir fikir olmadığını anlayıp halimize acımıştım.

"Benim eve dönmem gerek ama."

"Dönersin. Ne acelen var? Daha araban hazır mı değil mi onu bilmiyoruz." Son dediğinde haklıydı. Eve arabasız dönemezdim, götümü keserlerdi.

hardest level of music [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin