Özgünlüksüz, sıradan bir kız, aynı zamanda 3 numaralı kahraman Hawks'ın kardeşi...bir yola baş koydu ve o yolu takip ediyor, tabii ki de bu yolda ona engeller çıkacak,... Acaba üstesinden gelebilecek mi? Enemies to lover hikayesi...
Tabii ki de gidecekti. Sonuçta o da kahraman olmak istiyordu. Başkalarını korumak ve kurtarmak istiyordu. Özellikle de bu kişi abisi ise...Üzerindeki pembe pijamalarını ve dağınık saçlarını umursamadan evden çıktı. Dizliklerini ve kaskını bile almamıştı. Abisi onu böyle görse çok kızardı. Kardeşinin güvenliğine gerçekten önem veriyordu. . "Ya ona bir şey olursa?" Bu düşünce küçük kızın aklından çıkmıyordu. Bu düşüncenin kaybolmasını umarak gözlerini kapattı ve başını sertçe iki yana salladı, fakat başarısız olmuştu. Endişesi arttıkça pedallari daha hızlı çevirmeye başladı. Ne kadar hızlandığını fark edememişti. Fark ettiğinde ise artık çok geçti. Bisiklet devrildi ve küçük kız savruldu. Yere sert bir iniş yapmıştı. Birkaç saniye hareketsiz kaldı ve daha sonra soyulmuş dizlerine baktı. Ellerine baktığında gözlerinden 1 damla yaş süzüldü. Gözyaşı avucunda kanla birleşmişti. Sanki kanı temizlemek ister gibi... . Belki onun yerinde başka bir çocuk olsa hıçkırarak ağlardı. Ama o güçlüydü, ne olmuştu ki biraz yaralansa, kahramanlar da yaralanırdı sonuçta. . Avuçlarını birbirine sürtüp ayağa kalktı. Bisikletinde hasar olmadığını görünce onu devraldığı yerden kaldırıp pedallari çevirmeye devam etti. O an aklına abisi ile bir anısı gelmişti... . -Abi. Bu ne?
+Onlar dizlik ve kask, bisiklet sürerkenbunları ne olursa olsun takmalısın.
-Eğer takmazsan ne olur ki?
+Düştüğündecanınçok yanar. . . Ama küçük kızın canı düştüğü için yanmıyordu ki... Abisine bir şey olur diye deli gibi korkuyordu. Bundan yanıyordu canı. . Yaklaşık 5 dakika sonra adamın attığı konuma varmıştı. Burası kasvetli gözüken bir depoydu. "Abimin burada ne işi var acaba?" Diye düşündü. Depodan içeriye bir adım attı. Görünürde kimse yoktu."Abi..." Ses yok. "Abi neredesin...?" Yine ses yok. . Belki de yanlış gelmişimdir. Diye düşündü küçük kız, arkasını döndü ve depodan çıkacaktı ki bir el onu göğsünden içeriye doğru itti. Kız kanayan avuçlarının üzerine düşmüştü elleri sızlamaya başladı. Arkasından deponun demir kapısını kilitleyen kişiyi görmemişti. Çünkü kapıda boşluk yoktu. Kafasını deponun içine doğru çevirdiğinde korkunç bir karanlıkla karşılaşmıştı. Tuzağa düşmüştü. Abisi aslında hiç buraya gelmemişti. Küçük kıza blöf yapmışlardı. Ama neden onu seçmişlerdi ki? Onun daha bir özgünlüğü bile yoktu. "Siktir..." dedi içinden. Çaresizce orada kalakalmıştı. Ne olacaktı şimdi? Burası şehir merkezine bayağı uzak terk edilmiş bir depoydu. Onu kimse bulamazdı. . Ayrıca karanlık onun en çok korktuğu şeydi. Hayat ne garip değil mi? Bizi en sevdiklerimizle sınar ve en çok korktuğumuz şeylerle baş başa bırakırdı. . Aslında küçük kız bu seylerden çok yaşamıştı. Karanlık odalarda saatlerce kalırdı. Ailesi yüzünden... Babaları bir katıldı ve anneleri onu saklamak için onunla evlenmişti. Küçük kız ve abisini ise babasını ihbar etmesin diye odaya kilitleyip dışarı çıkarmıyorlardı. . Yani küçük kız daha önce böyle şeyler yaşamıştı. Ama o zaman yanında abisi de vardı. Belki kardeşinden daha çok korkardı. Ama onun korkmaması için hep komik şakalar yapar, kardeşini güldürmeye çalışırdı. Fakat şuan tek başındaydı. . Gözlerini sıkıca kapadı küçük kız, ne kadar öyle durduğunu bilmiyordu. Acaba sabah miydi akşam miydi? Bilemezdi ki. . Acıkmıştı ayrıca susamıştı da, gözlerini hiç açmadan yaslandığın duvara daha da sindi ve uyumaya çalıştı. Uyusa belki geçerdi. . Birkaç dakika sonra parlayan bir şey hissettiğinde gözlerini araladı. Karşısında yıldız gibi parlayan genç bir kız vardı. Genç kız elini Hikari'ye uzatmıştı. . Hikari, onun gülümseyen yüzüne ve parlak Sarı gözlerine baktı. Uzun beyaz saçlarının önündeki bir tutam saç siyahtı. Üzerinde kolsuz ve dekolteli beyaz bir kıyafet vardı. Direklerini üzerine kadar uzanan parmaksız beyaz eldivenleri ve kolundaki gümüş zirh parlıyordu. Altında ise üstüyle birleşen beyaz kısa bir etek vardı. Üçgen kemerine bağlı önden arkaya doğru uzayan bel altı pelerini ise yine beyazdı. Dizlerinin üzerine gelen dar beyaz botları ona havalı bir görünüm katmıştı. Hikari tamamen beyazlar içindeki bu genç kızı izlemekten vazgeçip onun elini tutmaya karar vermişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GENÇ KIZIN KOSTÜMÜ . Parmak uçları buluştuğu anda kör edici bir ışık etrafı sardı. Hikari'nin bir eli genç kızın elindeyken, diğer elini gözlerine siper yapmıştı. Gözlerini açtığında gördüğü şey karşısında neredeyse dilini yatacaktı
