𝐏𝐚𝐭𝐥𝐚𝐦𝐚𝐧𝛊𝐧 𝐯𝐞 𝐏𝐚𝐫𝛊𝐥𝐭𝛊𝐧𝛊𝐧 𝐃𝐚𝐧𝐬𝛊ꨄ|Hikari ve Bakugo'nun hikayesi...

Bölüm 19; Kötülüğün İçindeki İyilik

Evett, yeni bölüm geldi. Fakat kimse hikayeyi oylamıyor. Fazla iy alirsa daha cok okunacagini düşünüyorum bu yüzden oylamayı unutmayınn🎀
.
Yes, the new episode has arrived. But no one votes on the story. I think it will be read more if it gets good reviews, so don't forget to vote🎀

Tabii ki de doğal olarak herkes ilk günden bu tarz bir sınavın yapılmasına karşı çıktı fakat yapacak birşey yoktu.
.
Aizawa-sensei de bu konuda kötüler sizin hazır olmanızı beklemez tarzında bir yorum yapıp bunun da biraz açıklayınca herkes bi gaza geldi. Tabii buna ben de dahilim.
.
Bu, kendimi göstermem için harika bir fırsat, bu testlerin hepsini başarıyla tamamlayacağıma inanıyorum. Bu özgünlüğü sonradan kazanmış olsam da onu geliştirdim. Bunun için çaba gösterdim. Emekler her zaman karşılığını alır derlermiş, göreceğiz bakalım.
.
İlk sınav; 50 metre koşusu
.
Tamam be, bu şey benim uzmanlık alanım. Bunu ben yapamazsam başka kim yapacak?
.
Unutmayın, ben ışığın ta kendisiyim. Yanii, ışık hızı diye bir kavram var değil mi? İşte o hız bende de var. Bir insan gözünü kırpmadan bu mesafeyi bitirebilirim. Ama bu beni fazlasıyla yorar. İlk testten gücümü fazla harcamak istemiyorum. O yüzden hızımı biraz daha az kullanacağım. Birinci olacağım şekilde ayarlayacağım.
.
İlk yarışmacılar Tenya ve Tsuyu mu olacakmış. Ha... Tsuyu şu kurbağa kız. Çok tatlı görünüyor.
.
İki yarışmacı da başlangıç çizgisine geçtiğinde sunucu saymaya başladı.
.
"Yerlerinize, hazır..., başla!"
.
Koşunun başlamasıyla Tenya bacaklarının arkasındaki motorlar sayesinde hızlıca 50 metreyi aşabildi.
.
3.04 saniye
.
Bu tam da Tenya'ya yakışan bir sayıyı bence. Harika...
.
Present Mic de yarışma öncesi yarışmacı hakkında bilgiler veriyordu. Sıra kahverengi saçlı kıza gelmişti. Acaba ismi neydi? Veya da özgünlüğü, Midoriya'yı tek dokunuşuyla kaldırabiliyorsa yerçekimi ile ilgili olmalı...
.
Ochaco Uraraka, Özgünlük; Sıfır Yerçekimi. Dokunduğu bütün nesneler için yerçekimini geçersiz kılabiliyor. Fakat kendini fazla zorlarsa, midesi aşırı bulanıyor.
.
5.49 saniye...
.
İsminin Uraraka olduğunu öğrendiğim kız 5.49 saniyede tamamlamıştı 50 metreyi. Sevincine bakılırsa ortaokuldakinden daha iyi bir performans elde etmişti.
.
Ondan sonra yarışacak olanların biri sınava eğlenceli olacak diyen kızdı. Pembe ten rengi ve pembe saçları uyumluydu. Bu kızın rakibi ise karnında garip bir cam bulunan Sarı saçlı İtalyan gibi duran bir çocuktu. Koşu başladığında arkası dönüktü ve karnından bir lazer çıkararak kendini geriye doğru püskürttü. Mantıklı, zekiymiş. Fakat çocuk yolun yarısında yere çakıldı ve kalkıp tekrar aynı hareketi yapacakken yanindaki pembeli kız onu geçti.
.
5.51 saniye...
.
Present mic Sarı saçlı İtalyan çocuğu anlatmaya başladı.
.
Yuga Aoyama, Özgünlük; göbek lazeri
Göbek deliğinden lazer çıkarabiliyor. Durmadan ateş etme süresi kısıtlı. Ateş edişi 1 saniyeden uzun sürerse karnı ağrıyor.
.
Aa sıra bana geldi, bakalım ben kiminle yarışacağım.
.
Hadi ama, cidden mi? Onunla mı? Listede ismimin karşısında yazan isim Bakugo'nun ismiydi. İkimiz de başlangıç çizgisine geçtiğimizde bana attığı bakışları fark ediyordum.
.
Yerlerinize, hazır...BAŞLA!
.
Başta Bakugo hamle yapmadı. Fakat daha sonra kollarini, avuç içleri arkaya bakacak şekilde hizaladi ve elinden çıkan patlamalarda kendini hızlandırdı. Ben de hızımı kullanıp çoktan onun önüne geçmiştim bile. Hatta, erkenden bitirmek yerine Bakugo'ya yüzümü dönüp ona ters bir bakış atmıştım. Tabii ki de bu yarışmayı ben kazandım.
.
2.14 saniye...
.
Sınıfından yükselen alkış seslerini duyabiliyordum. Ve Bakugo... Yenildiği için fazlasıyla sinirliydi. Bir sebepten dolayı onda kendimi görüyordum. O da benim gibi 2. Olmaya katlanamıyordu.
.
İlk sınav bittiğinde Aizawa 5 dakikalık bir mola verdi. Ben sessiz ve sakin yerleri severdim. Molada da tercihim böyle bir yer oldu ve uzak olmayan sessiz bir yere geçtim. Oturduğum yerde, yan tarafımda oturan Bakugo'yu fark ettim. Direklerini dizlerine dayamış halde yere bakıyordu.
.
Derin Bir nefes aldım ve yanına doğru ilerledim.
.
"Hey.."
.
Kafasını ağır ağır kaldırdı ve beni görünce geri indirdi.
.
"Ne var?"
.
"Bak, biliyorum, 2. Olmak sana zor geliyor. Kendini hep 1. Olmaya adammışsın. Bu aslında iyi bir özellik fakat her zaman 1. Olamazsın, bazen 2.'lik de iyidir. Bunu unutma, ben de seninle aynıyım. Fakat seninle aynı durumu yaşamamak için bu anlattıklarımı hatırlıyorum. Bu da aklında bulunsun"
.
Gözlerini yerden ayırmadan cevap verdi.
.
"Bu söylediklerin kimin umurunda ha? Senden tavsiye isteyen olmadı, tamam mı? İyilik meleği gibi davranmayı kes!"
.
Her ne kadar bana bağırsa da onu anlıyordum...bu yüzdendir belki sinirlenmeyişim. Yanına biraz daha yaklaştım, artık oturduğumuz yerde bacaklarımız birbirine değiyordu.
.
"Bak, ben senin böyle biri olduğuna inanmıyorum. Sen bu değilsin. Sen böyle biri değilsin... neden kendini böyle olmaya zorluyorsun ki? "
.
"Nereden biliyorsun benim nasıl biri olduğumu? Daha seni tanımıyorum bile, sen de beni tanımıyorsun. Belki o kadar taş kalpliyim? Nereden bilebilirsin ki? Ve evet. Sizin gibi eziklere ayıracak vaktim yok."
.
"Bakugo, hayır sen öyle biri değilsin. Hem, taş kalpli olsan senin için hiçbir değeri olmayan, yalnızca Sınavda gördüğün bir kızı kurtarmazdın değil mi? Benim oradan düşüp ölmemi izleyebilirdin. Ama sen yapmadın. Beni kurtarmayı seçtin. Sen iyi birisin. Aslında o gün sana teşekkür edecektim. Fakat sen ne var deyince... biraz sinirlendim."
.
Kafası hala öne eğik dururken tepki vermiyordu. Benj göremeyeceğini bilsem de gülümsedim.
.
"Teşekkür ederim..."
.
Bunu dedikten sonra sınav alanına geri döndüm. Biliyorum, o çocuk bu kadar sert biri olamaz, vardır bir zaafı, endişesi... içinde bir iyilik bulunur yani. Bu iyiliği ortaya çıkarmalıyım. Neden bilmiyorum ama bunu kendime görev edindim. Bakugo'nun içindeki iyiliği ortaya çıkarmak...