Dabi'nin salıdırısından yaklaşık 5 saniye sonra kendime geldim. Kolum çok acıyordu fakat, damarlarımdaki kin ve nefret acıyı bastırıyordu. İlk önce hızlı bir hamleyle shigaraki'yi Deku'dan uzaklaştırdım. Daha sonra Dabi ile savaşan Bakugo'ya yardım ettim. Uzunca bir süre savaştıktan sonra Dabi, Kurogiri'nin özgünlüğü sayesinde kaçabilmişti.
Nefes nefese kalmıştım. Kalbimdeki heyecan azaldıkça kolumun acısı da o kadar artıyordu. Sanırsam 2. Derece bir yanıktı bu. Şu an Todoroki burada olsa çok güzel olurdu. Ayağa kalktım, onu bulmalıydım. Shoto'nun buz gücü acıyı biraz daha hafifletirdi. Ben yavaşça yürürken biri beni hafifçe kucağına aldı. Tanıdık vanilya ve lavanta kokusunu aldığımda gözlerimi onun gözlerine diktim. Bu koku cidden onun kişiliğinin tam tersiydi. Kırmızı gözleri endişeyle benimkilere bakıyordu.
"İyi misin?"
"İyiyim, sorun yok. Yürüyebilirim"
"Sen burada bekle, ben hemen döneceğim"
"Peki.."Yalnız kaldığımda bir ağaca yaslandım, gözlerimi gökyüzüne çevirdim.
'Acaba arkadaşlarım iyi mi?' Diye düşündüm. Umarım iyilerdir, onlara birşey olması düşüncesi. bile beni kahrediyor. Uykumun geldiğini hissedebiliyorum. Ama ya burada uyursam... beni bulurlarsa? Ben bunları düşünürken gözlerim yavaşça kapandı, bunun normal bir uyku olmadığını biliyordum, fakat direnemedim. Tek gördüğüm gözlerim kapanmak üzereyken bana doğru koşan Bakugo ve Shoto'ydu.
.
Ne kadar uyudum bilmiyorum, ama çok iyi uyuduğumu biliyorum. Gözlerimi açmadan önce, vücudumu uzunca esnettim,daha sonra da yavaşça gözlerimi açtım. Odanın bembeyaz olması gerçekten güzel bir zevk veriyordu. Huzur verici bir atmosfer...
Bir saniye ya? Ben neredeyim şu an?
.
Hızlıca oturur pozisyona geldiğimde başucumdaki sandalyede uyuyakalmış Bakugo'yu gördüm. Onu öyle görünce yüz ifadem rahatladı. Her zaman sinirli olan yüzü, uyurken çok masum gözüküyordu. Cebimdeki cep telefonumu çıkarıp onun fotoğrafını çektim. Burası bir hastaneydi. Gözlerim koluma kaydığında kolumun sargı bezi ile sarıldığını gördüm. Neler olduğunu öğrenmem lazım ama Bakugo'ya soramam,uykusunu bölmek istemmiyorum. Bu yüzden yataktan aşağıya indim. Yatağın üzerindeki örtüyü üzerine örttüm ve gitmeden önce onu uyandırmayacak şekilde saçlarını kırıştırdım.
.
"Şimdi konuşmuyoruz ama,bu değişmeyecek diye bir şey yok. Teşekkür ederim beni kurtardığın için."
.
Beni duymadığını bilsem de kulağına bunu fısıldadıktan sonra kapıdan dışarıya çıktım. Etrafta dolanırken bir doktor ile karşılaştım.
"Hey! merhaba, size bir şey sorabilir miyim?"
"Tabii, fakat yatağınızdan kalkmamanız lazımdı. Kendinizi iyi hissediyor musunuz?"
"Evet evet yeterince iyiyim. USJ'ye olan saldırıda arkadaşlarım da yaralanmıştı onlar neredeler?"Doktor bi an başını öne eğdi ve sessiz kaldı.
"Ne oldu? Söylesenize birine bir şey mi oldu?"Doktor derin bir nefes aldı ve konuştu.
"Aslında çoğu kişide pek bir şey yok fakat UA. Öğretmeni Aizawa ve öğrencisi İzuku Midoriya ağır yaralandı."Ağzım açık kalırken kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum. En son gördüğümde İzuku çok da kötü değildi. Aizawa-Sensei'yi de hiç görmemiştim. Doktora oda numaralarını sordum ve oraya doğru koşmaya başladım.
BAKUGO'NUN GÖZÜNDEN
Şimdi bu boş odada tek başıma oturuyorum. Ah şu çılgın kız yok mu.. demek ki arada bir uyuma taklidi yapmak işe yarıyormuş.
"Şimdi konuşmuyoruz ama, bu değişmeyecek diye bir şey yok... teşekkür ederim"Bana bunu dedi değil mi? Her ne kadar saklamaya çalışsam da dudaklarımdaki hafif sırıtış beni ele veriyordu. Benden asla beklenmeyecek bir şey yaptım.
Birine aşık oldum...
![](https://img.wattpad.com/cover/374311323-288-k401706.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐏𝐚𝐭𝐥𝐚𝐦𝐚𝐧𝛊𝐧 𝐯𝐞 𝐏𝐚𝐫𝛊𝐥𝐭𝛊𝐧𝛊𝐧 𝐃𝐚𝐧𝐬𝛊ꨄ|Hikari ve Bakugo'nun hikayesi...
FanfictionÖzgünlüksüz, sıradan bir kız, aynı zamanda 3 numaralı kahraman Hawks'ın kardeşi...bir yola baş koydu ve o yolu takip ediyor, tabii ki de bu yolda ona engeller çıkacak,... Acaba üstesinden gelebilecek mi? Enemies to lover hikayesi...