10. Bölüm

151 26 297
                                        

Medyadaki Kim Sejeong'un Top or Cliff klibi sevdiğim bir okuyucu tarafından bu kurgudaki Hwa'ya benzetildi ve evet aynısı...

O yüzden izlemek/dinlemek isteyen olursa diye medyaya ve kurgunun plsine bırakıyorum...

Ayrıca okurken dinlemeniz tavsiye edilir çünkü kurguyla çok uyumlu *ağlayan Hwa gifi*

༒︎

10. Bölüm: Gölge ve ışık arasında

Hongjoong, salonun rahat koltuğunda oturmuş, elindeki ağır ciltli bitki kitabının sayfalarını neredeyse mekanik bir şekilde çeviriyordu. Kitap, yılların tozunu üzerinde taşır gibi sararmış yapraklarıyla adeta eski çağdan kalma bir hazineye benziyordu. Sayfaların üzerine serpilmiş çizimler ve kuru mürekkep izleri, kitabın bir zamanlar büyük bir özenle hazırlandığının işaretçisiydi. Fakat Hongjoong'un zihni o sırada kitabın içeriğinden ziyade, Seonghwa'nın yavaş ve derin nefes alışverişinde takılı kalmıştı. Arada sırada bakışlarını sayfalardan kaldırıp sanki olduğu yerden görebilirmiş gibi avcının odasına doğru bakıyor, sonra salonda onunla beraber oturan diğerlerine göz atıyor ve yeniden Seonghwa'nın uyanışını beklemeye devam ediyordu.

Bu sırada Yunho, sabırsız bir hava içinde kollarını göğsünde kavuşturmuş kapı eşiğinde dikiliyordu. İlk başta safkana güvenmediği için onunla birlikte oturmaya devam etmiş, onu göz hapsine almaktan çekinmemişti. Lakin geçen saniyelerin sırasıyla dakikalara ve saatlere dönüşmesiyle bıkkınca ayaklanıp banyo yapmaya gitmişti. Vampir pek de yakın zamanda gideceğe benzemiyordu. Yine de Yunho umut etmiş ve döndüğünde onu halen salonlarında otururken bulduğunda dudaklarından kısa, bezmiş bir nefes dökülmüştü. Bakışları, Hongjoong'un elindeki kitaba değil, doğrudan ona yönelikti. Kitabı nereden ya da ne ara aldığı o anda hiç mi hiç umurunda değildi.

"Ne zaman gideceksin?"

Hongjoong, kitaptan başını kaldırdı ve Yunho'nun yüzündeki huzursuz ifadeyi inceledi kısa bir an. Genç adamın yüzünde, kaşlarının hafifçe çatılması ve dudaklarının sıkıca kapanmasıyla oluşan belirgin bir gerginlik vardı. Görünüşe göre onun bu bekleyişinden duyduğu rahatsızlığını saklamayı artık gerek görmüyordu.

Hongjoong, Yunho'nun bu doğrudan tavrına karşı sakinliğini koruyarak kitabı yavaşça kapattı. Kitabın kapağında, büyük, yeşil bir aloe vera bitkisi, canlı renkleriyle dikkat çekiyordu. "Seonghwa'nın uyanmasını bekliyorum," diye yanıtladı, sesinde en ufak bir acelecilik emaresi olmadan.

Ancak Yunho, Hongjoong'un cevabıyla tatmin olmamıştı. Odaya doğru yavaşça adımlarken, halen nemli olan saçları neredeyse önünü görmesine mâni olacak şekilde dağılmıştı. Onları hissettiği stresle daha da dağıtmaktan çekinmedi.

"Beklemeye devam mı edeceksin? Saatlerdir buradasın zaten. Gitme vaktin gelmedi mi daha?" Yunho'nun sesi, alttan alta bir sabırsızlık ve gerginlik taşıyordu. Her ne kadar yardımı için minnettar hissetse de Hongjoong'un varlığından duyduğu rahatsızlık su götürmeyen bir gerçekti ne de olsa.

Şu an odada bir köşeye çekilmiş olan Jongho ise başlangıçta sohbete dahil olma niyetindeydi. İkilinin arasındaki buzları eritmeye çalışmıştı uzun bir süre. Ancak bu çabasının gözüne giderek daha lüzumsuz görünmeye başlamasıyla birlikte en sonunda iç çekerek telefonunu çıkarmış ve rastgele bir oyun açmıştı. Renkli simgeler ve hareketli animasyonlar, dikkatini bu rahatsız edici atmosferden uzaklaştırmanın en iyi yoluydu. Bir yandan oyun oynarken, diğer yandan ikisinin arasında geçen tuhaf çekişmeyi uzaktan izlemekle yetiniyordu.

Yunho'nun sabırsızlığına rağmen, Hongjoong'un sakin ve kararlı duruşu hiç değişmedi. Derin bir nefes alarak elindeki kitabı dikkatle masanın üzerine bırakmış ve gözlerini Yunho'ya dikmişti. "Konu Seonghwa'yla ilgili. Onunla konuşmam gerekiyor," sesi nazik ama alttan kuyruğunu batırmak için çıkarmış bir akrep kadar zararsızdı(?), "Bugünlerde bazı kişiler yüzünden psikolojisi daha da bozulmuş gibi. Onu teselli etmem falan gerek, bilirsin." Konuşurken bir yandan da omzundaki olmayan tozları elleriyle ittirmiş ve sahte olduğu belli olan gülüşünü bir anlığına Yunho'ya çevirip eski ciddiyetine geri dönmüştü.

BellyacheHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin