21. Bölüm: Gece çöktüğünde, gölgeler sahne alır
Müzayedenin düzenleneceği yere yaklaştıkça Seonghwa'nın hissettiği gerginlik artıyor, karanlık dünyaya biraz daha yaklaştığını hissediyordu. Safkan ile tekrar çift kılığına girmekte zorluk çekmese de, içindeki derin rahatsızlık her geçen saniye büyüyordu.
Gece çökmüştü, etraflarındaki karanlık, yalnızca uzaklardan gelen zayıf fener ışıklarıyla aydınlanıyordu. Müzayedenin yapılacağı yere doğru ilerlerken, bir yandan da planlarını gözden geçiriyorlardı. Gidecekleri müzayede seçkin vampirler arasında düzenlenen bir balo olarak kamufle edilmişti. Belli başlı kişiler güvenliğe şifreyi söyleyince asıl yere, yani yasadışı satımların yapıldığı alana götürülüyordu.
Saçları omuzlarına hafifçe düşmüş, solgun cildi, koyu saçlarıyla mükemmel bir kontrast oluştururken, yüz hatları keskin ve ince; sanki bir heykeltıraşın ellerinden çıkmış gibi kusursuzdu. Gözleri, karanlığın içinde bir yıldız gibi parıldıyordu. Bakışlarında ince bir sertlik ve derin bir keder saklanmıştı. Sessizliğinin ardında gizlenen yoğun bir irade ve savaşma arzusu tarafından çevrelenmiş haldeydi.
Üzerinde siyah takım elbise vardı. Hongjoong özellikle beden ölçülerini almış ve onun için diktirtmişti. Ceketinin omuzlarından aşağıya sarkan kesimi, ona zarif ve asil bir hava katarken, ince beyaz gömleği ve boynuna düzensizce bağlanmış kravatı, ona hem zarafet hem de bir isyankârlık kazandırmıştı. Ceketinin altında taşıdığı silahları neredeyse belliydi fakat dışarıdan bakıldığında mükemmel bir soylu imajı çizdiğinden olsa gerek kimsenin ondan şüphelenmeyeceği kesindi.
Bu sırada sürekli saçları geriye doğru taranmış, birkaç perçemi alnına dökülmüş ve yüzündeki soğuk ifadeyle yanında yürüyen Hongjoong'a bakıyordu. Vampirin kıyafetleri yine alışık olduğu kadar gösterişliydi. Baştan aşağı gece gibiydi. Siyah gömleğinin üzerine giydiği yeleğin parlak, deri dokusu ona tehlikeli ve baştan çıkarıcı bir hava katarken, boynunda taşıdığı küçük zincir, baştan çıkarıcılığını daha kışkırtıcı hale getirmişti.
Seonghwa, onu izlerken nefeslerinin teklediğini hissedebiliyordu.
Derin bakışları, çevresindeki her detayı dikkatle izlerken, vücudunun tamamı tetikte ve hazır haldeydi. Siyah rugan ayakkabılarının altında yankılanan her adımı, sokaklara taşan müziğin ritmiyle uyumlu, çevrelerindeki sessizliği kesiyordu. Yüzünde ince alaycılığıyla karışık sakinliği yansıtan, sanki çevresindeki her şey onun kontrolünde ve planladığı gibi ilerliyormuş gibi bir ifade yer edinmişti. Dudakları ince bir gülümsemeyle kıvrılmış, herhangi bir anda patlayacak gülüşe ya da tehditkâr bir söz söylemeye hazır haldeydi.
"Sanırım sevgilim gözlerini benden alamıyor."
Bu rol dağılımı alışık olması gereken bir şeydi. Hongjoong, kendini zengin ve acımasız bir alıcı gibi gösteriyor, dışarıya sanki gerçekte de öyle değilmiş gibi güçlü, kibirli ve soğukkanlı bir imaj çiziyordu. Sahte kimlikleri her ihtimale karşın yanlarındaydı ve balonun gerekliliğinden dolayı taktığı maskesi onun için adeta bir avantaj olmuştu. Tanınma ihtimali böylelikle yok denilecek kadar azdı ve adam, asimetrik desenlerle süslenmiş, üzerine ejderha figürü işlenmiş maskesinden memnun gözüküyordu.
Seonghwa ise onun sadık ve gizemli sevgilisi rolüne bürünmüş haldeydi. Sessiz, soğuk bakışlı ve etrafa güven verecek bir imaj çizmek zorundaydı. Görevi, vampirin arkasında durup gözlem yapmak, en ufak tehdit veya fırsatı fark edip harekete geçmekti. Yüzünde onunkine zıt, ince ve zarif kıvrımlara sahip detaylarla bezenmiş, ışığın yansımasıyla parıldayan, adeta bir mücevher kadar ışıltılı, hatta biraz da gösterişli gümüş renkli bir maske vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bellyache
Fanfiction》 SeongJoong + Vampire 《 Avcı, ayın parlak ışığında, soluk beyaz tenini sergilemekten çekinmeyen vampiri görür. Vampir de bir binanın tepesinden kendisine nişan alan avcıyı.