6.Bölüm: Yara İzleri

12.9K 586 71
                                    

İyi okumalar ♡

•••

En sonunda o gerici masadan kalkabilmiştik. Meriç Merve'yi nereye götürmüştü hiçbir fikrim yoktu ama umarım bir daha gelmeyeceği kadar uzaktadırlar.

Herkes salonda otururken kabalık olur diye odama da gidememiştim. Melih'in yanında oturup telefonla ilgileniyor gibi yapıyordum ama tek yaptığım galeriye girip rastgele fotoğraflara bakmaktı.

Yaklaşık 3 sene önceki fotoğrafa gitti elim. Lisenin ilk günüydü. Ben sabahın köründe kalktığım için somurtup kollarımı bağlamıştım. Hemen yanımda oturan Ayberk ise gözlerini kısacak kadar fazla gülümsüyordu.

Diğer fotoğrafa geçtim. Bu fotoğrafta Ayberk spor salonundaki basketbol sahasında oynuyordu. Tam zıplarken çektiğim güzel bir fotoğraftı.

Ortaokulda basketbol oynuyordu ama lisede takım olmadığı için devam edememişti.

Başka bir fotoğrafta bana sallanan tavşan kulaklarından almıştı. Başımda o varken kahkaha atıyordum.

En son fotoğrafa geldiğimde birden duruldum. Çocukluk fotoğrafım vardı. Ağlamaktan şişmiş gözlerle ve darmadağın kıvırcık saçlarla kameraya küskünce bakıyordum. Elimde ise beyaz küçük bir ayı oyuncağı vardı ve ona sarılıyordum.

"Bu sen misin? Ne kadar güzel."

Melih yandan başını uzatmış açık duran fotoğrafa hafif bir gülümsemeyle bakıyordu.

"Saçlara bak ya," diyip gülmeye başlayınca ben de hafifçe gülümsedim. Küçükken gerçekten de tatlı duruyormuşum.

"Ay ben de bakabilir miyim?"

Sağ tarafımdaki tekli koltukta oturan Hilda Hanım hevesle bana bakınca kafamı salladım ve telefonu ona uzattım.

Fotoğrafı görünce yüzünde güzel bir gülümseme oluştu. Yanına gelen Hakan Bey'e hevesle telefonu uzattı.

"Hakan bak ne kadar güzel."

Bunu gülümseyerek söylese de son kelimesinde sesi titremişti. Hakan Bey gülümseyerek bir bana bir telefona bakıyordu. En son sakince eşinin saçını öptü.

"Evet, çok güzel."

Sonra telefon elden ele gezdi ve herkesin yüzünde ufak da olsa bir tebessüm oluştu. Şimdi evde tatlı bir sakinlik vardı. Az önce olanların aksi bir şekilde.

"Annemin aynısısın." Mirza sert yüz hatlarına fazlasıyla yabancı duran bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Tanıştığımızdan beri ilk defa bu kadar gülümsüyordu. Ben de hafifçe karşılık verdim.

"Yanaklara bak ya çok tatlı. Bizimle büyüseydin ısırır dururdum."

Merih'in dedikleriyle birden bir sessizlik oluştu. Mirza'nın da benim de yüzümüzdeki gülümseme solmuştu.Sertçe nefesini verip gözlerini kaçırdı. Ne düşündüğünü tahmin edebiliyordum.

Keşke onlarla büyüseydim de yanaklarımı ısırıp dursaydı.

Oluşan bu sessizliğe rağmen yine de bir huzur vardı şu anki halimizde.

Ama yine de her huzurun, mutluluğun bir sonu vardı neticede. Bizim mutluluğumuzu da Meriç bozmuştu.

Sertçe kapı vurulunca onun geldiğini anladım. İster istemez gerilmiştim. Şimdi yine saçma sapan laflar edecekti. Bunu duymak istemediğim için ayağa kalktım.

"Ben odama gidebilir miyim?"

Hakan Bey'e bakarak sormuştum soruyu. Tam cevap verecekti ki sert adımlarla Meriç salona girdi. Şimdi herkeste derin bir sessizlik ve gerginlik vardı.

Kıvırcık | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin