3.Bölüm: Dört Abi Meselesi

21.3K 1K 523
                                    

İyi okumalar ♡

•••

Kapıyı açan kumral kıvırcık saçlı bir çocuktu. Benim erkek halimdi resmen. İster istemez onu süzerken onun da beni çatık kaşlarla süzdüğünü fark ettim.

Dakika bir gol bir! Hay çatık kaşınızı...

Hemen arkasında başkaları da görünmeye başlayınca yavaşça bir adım geriledim ama omuzlarımda hissettiğim ellerle duraksadım. Hakan Bey olduğunu anlamıştım hemen. Derin bir nefes aldım ve yavaşça eve girdim.

Salonu da kocamandı. Sol tarafta büyük bir yemek masası, hemen ilerimizde koltuklardan oluşan büyük bir salon, sağ tarafta ise tezgahı görünen bir mutfak vardı. İki yanda ise merdivenler vardı.

Saray yavrusuydu resmen. Kaybolmasam iyiydi burada.

Hepimiz koltuklara oturduğumuzda bir görevli benim bavulumu alıp yukarı kata çıkıyordu. Sanırım odam belliydi.

"Çocuklar, kız kardeşinizle tanışın. Irmak."

Hilda Hanım susunca ortada derin bir sessizlik oluştu. Elimi nereye koyacağımı bilemediğim için iki dizimin arasına sıkıştırdım. Titriyorlardı ve durduramıyordum. Başım da ağrıyordu. Hemen odam neresiyse oraya gidip deli gibi ağlamak istiyordum. Sonra bir de olanları Ayberk'e anlatıp bir daha ağlamak.

Kimse söze girmeyince Hakan Bey konuşmaya başladı bu sefer. "Siz tanıtmayacaksanız ben tanıtayım hemen herkesi." En sağda oturan ve başta bize kapıyı açan ilk kişiyi gösterdi. "Meriç. 20 yaşında ve Bilgisayar Mühendisliği okuyor. En küçük abin."

Bana gıcık bir bakış atıp gözlerini devirdi. Ben de aynısını yaptım dayanamayarak ama bakmamıştı bile. Hah, gıcık biri olduğu ne kadar belliydi.

Onlar bana burun kıvırırsa aynı karşılığı bulurlar valla. Kısasa kısas kardeş!

Ama gerçekten kardeş.

Bu sefer tekli koltukta oturan ve aşırı soğuk bakan diğerini gösterdi. Hakan Bey'e benziyordu ve esmerdi biraz. Diğerlerinin aksine saçları düzdü. Hakan Bey'e benziyordu daha çok. Ama bakışları çok korkunçtu. Bana çatık kaşlarla bakıyordu. Daha da ağlamak istedim.

Kimse sevmeyecekti beni işte. Beni asla benimsemeyeceklerdi. Hem artık abiye ihtiyacım yoktu ki benim. Çocukken istiyordum. Şimdi olmasa da olurdu.

Beni istemeyeni ben de istemem bir kere zaten. Çok da umurumdaydı sanki.

"Mirza. Doktor. 27 yaşında ve en büyük abin."

Hem yakışıklı hem zeki. E tabi genlerimde varmış demek ki benim de.

Mirza bana sadece başını bir kere salladı. Bir daha da yüzüme bakmadı tabi.

Aynen en cool sensin şimdi tamam.

Hıh çok da tın sanki. 30 olacak neredeyse şu hareketlere bak. Evlerine gelen her misafire böyle mi yapıyordu bunlar?

Misafir. Şu an tek hissettiğim vasıf buydu.

Bu sefer iki kişilik koltuktakilerden sağdakini gösterdi. "Merih. 22 yaşında ve Diş Hekimliği okuyor."

Merih çok şaşıracağım bir şey yaptı ve bana hafifçe gülümsedi. Allahım, gamzesi kocaman bir çukur resmen. Ve saçları benim bir tık açık rengimdi. Ayrıca benimkiler gibi kıvırcıktı. Bir de yeşildi gözledi.

Ben galiba aşık oldum arkadaşlar.

Abine mi?

Abim değil o! Onlar ne zaman beni kardeş olarak görürlerse o zaman ben de onları abim olarak görürdüm.

Kıvırcık | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin