17.Bölüm: Ateşkes

9.4K 595 79
                                    

Yaa şarkı ekleyecektim ama aynı anda ikisi olmuyor bir türlü o yüzden buraya yazıyorum.

Mavi Gri - Çok Özledim (AŞIĞIM)

İyi okumalar ♡♡

•••

3 hafta öncesini düşündüğümde ister istemez bu kadar uzun rüya olabilir mi diye düşünüp korkuyordum. Bundan tam 21 gün önce öğrenmiştim her şeyi. Şimdi geriye bakınca uzun süre geçmediğini fark ediyordum ama yaşadıklarım çok daha fazlaydı.

Gözlerim yorgunluktan kapanırken başımı yumruğuma yaslamış bir halde önümdeki televizyonu izliyordum. Bu sene sınavı salmıştım sanırım artık. Her ne kadar lisedeki ilk 3 yılımı ders çalışarak geçirip kendimi ilerletsem de bu sene çalışmayınca kazanamayacağımı düşünüyordum. Çalışamıyordum.

Gözüm kapanıp başım aşağıya düşünce birinin elini tam düştüğüm yerde hissettim. Hızla başımı kaldırınca Hakan Bey olduğunu gördüm. Gülümsedi.

"Uyumalısın artık."

O bunu dedikten sonra esneyince bu sefer kıkırdadı. Ben de gülüp yerimden doğruldum. Tam karşı koltukta bana bakıp duran Miraç'ın yanına gidip elimi uzattım. Fark etmediğimi sanıyordu ama bana bakıp durduğunun gayet farkındaydım.

Göz kırptım. "Unutmadım merak etme. Gel bakalım."

Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu ve elimi tutup yerinden kalktı büyük bir hevesle. Bu haline gülüp tekrar esnedim. Bugün çok yorucuydu gerçekten.

Giray'lar gittikten sonra - giderken utanmasam tekrar ne zaman geleceğini soracaktım - Miraç ve Melih abim gelmişti. Miraç'la biraz satranç oynayıp Melih abimle matematik çalıştıktan sonra yemek yemiştik. Bu sefer Meriç de sofradaydı ama asla başını kaldırıp bana bakmamıştı. Tek kelime etmeden 5 dakikada yemeğini yiyip kaçmıştı masadan. Israrla bana baksın diye ona bakmıştım ama bakmamıştı.

Annem ona zaman tanımamız gerektiğini söylemişti. Yine de bence biraz abartıyordu. Özür bile dilemememişti benden. Bilerek yapmasa bile bunu hak ettiğimi düşünüyordum. Nedenini bilmesem de içimde bir kırgınlık oluşmuştu. Ama bunu hemen attım aklımdan. Benim için değersiz olan kişilere kırılmam saçmalıktı.

Mirza abim de yerinden kalkıp yanımıza geldi ve omzumu sıkıp gülümsedi. "Beraber çıkalım. Benim de uykum geldi."

Cümlenin sonuna doğru esneyince kelimeler garip bir hâl almıştı. Onu esnerken görünce ben de dayanamayıp esnedim. Aynısını Miraç da yapınca arkamızdan isyan dolu bir ses geldi.

"Lan gidin artık uyumaya. Zorla uykumu getirdiniz."

Merih abim uzandığı koltuktan bize çıkışınca gülerek salondan ayrıldık. Daha sonra 1 kilo daha vereceğim o mükemmel merdivenleri çıktık. Şimdi daha da yorgundum işte. Bunu günlük sporum yerine sayıyordum. Günde 5 kere inip çıksam gayet spor oluyordu bence.

Odamın önüne geldiğimde hemen sol taraftaki odanın önünde de abim durdu. Saçlarımı karıştırıp "İyi geceler," dedikten sonra odasına girdi. Çok beklemeden biz de odama girdik. Miraç bir hafta öncesine göre daha çekingendi sanki. Kapıda dikilince gülerek omzundan ittirdim.

"Ne oldu birden sana böyle?"

Ben bunu gülerek söylesem de onun yüz ifadesi hiç mutlu değildi. Bunu fark edince kaşlarım çatıldı ve onu yatağa oturtup hemen karşısına bağdaş kurup oturdum. Gözleri boncuk boncuk olmuştu, birazdan ağlayacakmış gibi. Burnunu çekti.

"Sorun ne?" diye sordum yumuşak bir sesle. Onu ilk defa böyle görüyordum. Evet içine kapanık biriydi ama bu iki gündür kabuğu ceviz kabuğundan halliceydi, hatta direkt duvar gibiydi. Bugün okula gitmediğim için bir şey olup olmadığını da bilmiyordum. Mecbur anlatmasını bekleyecektim.

Kıvırcık | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin