20.Bölüm: Lacivert Bere

5.5K 511 39
                                    

İyi okumalarr yorumlarınızı bekliyorum ♡♡

Biri size rap dinler misin diye bir soru sorarsa kaçın...

Berk Baysal - Hâlime Gülüyorum
•••

Elimdeki karta düşünerek baktım. Az bir sürem kalmıştı ve anlatmak için doğru kelimeleri bulmalıydım.

"Irmak süre bitiyor!"

Merih abim bana seslenince daha da heyecanlanıp yerimde dikleştim. Şu an yeni yılın ilk saatinde yani gecenin bir yarısı toplanmış tabu oynuyorduk. Herkes ikili grup olmuştu, turun sonunda en çok kelime bilen grup 3 puan alıyordu. İkinci grup 2, üçüncü grup 1, sonuncular ise puan alamıyordu.

Elimdeki karta bir kere daha baktım. Teflon. Nereden başlasaydım ki anlatmaya? Bir şekilde anlatmalıydım. Hazır hissedince abime baktım hemen.

"Mutfakta yemek yapıyorsun diyelim, neyle pişirirsin?"

"Fırınla!"

"Hayır, ocak kullanıyorsun."

Umutsuzca bana baktı. "Irmak bir kere bile yemek yapmadım ben neyle pişiriyoruz? Tencere?"

Güldüm. "Tencerenin derin olmayan hâli. Sapı uzun falan."

"Merih inanamıyorum sana oğlum ya!.."

Annem araya girince ben dahil gülmeye başlamıştık. Tabi abim ters ters bize bakıyordu. Ama insan tavayı bilmez miydi ya? Bir şekilde oradan çağrışım yaptırmaya çalışacaktım ama işim zor gibiydi.

"Tava!" Yerimde doğruldum hemen heyecanla. 15 saniye kalmıştı ve bunu bilmemiz gerekiyordu.

"Evet, onun çeşitlerini say."

"Kızım tava bir tane değil mi? Çeşitleri mi var?"

Diğerleri tekrardan gülmeye başlamıştı hâlimize. Elimi yavaşça alnıma vurdum.

"Son 6 saniye!" Son bir şey denemek istiyordum. Bir umut, belki bilirdi.

"PTFE' nin yaygın adı?" Hiç umudum yoktu ama abimin gözleri aydınlanınca heveslenmiştim. Süre bitmeden söylemeliydi.

"Teflon!"

"Süre bitti!"

"Bildik!" İkimiz de heyecanla ayağa kalkıp sarıldık ve gülmeye başladık. Kalbim mutluluktan ve son saniye heyecanından dolayı deli gibi atıyordu. Biz sarılırken göz ucuyla Meriç'in baktığını fark etmiştim. Yüzündeki ifadeyi tam anlamlandıramamıştım. Gülümsüyordu ama yarım yamalaktı. Biraz da buruktu. Ama daha fazla odaklanamadan abimle sarılmayı bıraktık. Uzanıp yanağımı sıktı.

"İyi akıl ettin he! Ee, kimin kardeşi?"

"Senin kardeşinim değil mi?"

Kolunu omzuma atıp kendine çekti. "Tabi kızım, en abin benim senin."

Gülümsedim. Karşılık olarak göz kırptı. Hemen sonra biri kolumdan çekiştirip abimden ayırınca o tarafa döndüm. Melih abimi görünce gülümsemem büyüdü. Bu sefer o kolunu omzuma atıp yanına çekti. Oradan oraya savruluyordum ama savuran memnun, savrulan memnundu.

"Ne demek en abisi benim? Ben senden büyüğüm bir kere, ben daha çok sayılıyorum."

Merih abim yüzünü buruşturup onun taklidini yaptı. Melih abim beni bırakıp peşinden koşunca güldüm. Şu an bu hâllerinden çok keyif alıyordum yalan yoktu.

"Sıra bizde koşuşturup durmayın."

Mirza abimin cümlesiyle herkes tekrardan yerine kurulmuştu. Meriç elindeki kartları karıştırıp Melih abime verdi. Yasaklı kelimeleri söylerse diye başında duran o olacaktı. Süre başlayınca heyecanla izlemeye başladık. Bu son turdu ve bundan sonra kazanan belli olacaktı. Gerçi abimle biz değildik o kesindi çünkü berbattık açıkçası. Toplam puanımızı hesaplamamıştım ama düşük olduğu kesindi.

Kıvırcık | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin