İyi okumalar ♡♡
•••
"Gün içinde ben Marinette'im, normal bir hayatı olan normal bir kız. Ama benim hakkımda kimsenin bilmediği bir şey var. Çünkü benim bir sırrım var."
Televizyonun sesini biraz daha kısıp uyanan biri var mı diye etrafa baktım. Kimsenin olmadığını görünce hevesle jeneriği bitmek üzere olan favori çizgi filmime döndüm. Kaç kere baştan başlayıp izlediğimi hatırlamıyordum. O kadar seviyorum ki ortaokulda fan hesabı bile açmıştım, o derece.
Saat gece 2'ydi ve ben uyuyamamıştım. Daha doğrusu saçma sapan bir kâbus gördükten sonra yerimde dönüp durmuş, uyuyamamıştım. Daha sonra sessizce salona inip buraya kurulmuştum işte. Amacım çizgi film kanallarını karıştırıp biraz oyalanmaktı aslında. Ama Uğur Böceği ve Kara Kedi'yi görünce tabiri caizse deli danalar gibi sırıtıp TV'nin hemen karşısındaki ikili koltuğa kurulmuştum. Aradan 3 hafta geçmesine rağmen hâlâ daha alışamamış sayılırdım. Bu yüzden gece olunca daha rahat sayılırdım.
Üstümdeki pijama takımıyla tam uyumlu olmuştu bu çizgi dizi. Marinette'in kostümü gibi kırmızı siyah puantiyeli bir pijama takımı vardı üstümde. Saçlarım ise tepede Allah bilir ne haldeydi.
Tablete bakan küçük çocuklar gibi pür dikkat diziyi izlerken omzuma konan battaniyeyle birden yerimden sıçradım. Adım sesleri bile duymamıştım, korkudan ödüm patlamıştı.
Arkamı döndüğümde Hakan Bey'i görmeyi beklemiyordum. Dizlerimi kendime doğru çekmiştim, onu görünce hemen oturuşumu düzelttim. Nedensizce mahcup olmuştum. Misafir olduğum evde etrafı karıştırırken yakalanmış gibi bir histi. Sanki olmamam gereken bir yerdeydim de şimdi azar yiyecektim.
"Üzgünüm, gecenin bu saatinde..." diye mırıldanınca yüzündeki gülümseme büyüdü.
"Sorun yok, burası senin evin zaten."
"Öyle tabi de..." Ne diyeceğimi bilemeyerek etrafa bakmaya başladım. Tam o sırada Marinette ve Adrien'i göz göze bir halde görünce ağzım tabiri caizse "o" harfine döndü.
"Yaaaa," diye saçma sapan bir ses çıktı ağzımdan. Elimi ağzıma koyup göz ucuyla Hakan Bey'e baktım. Bu hâlime güldü.
"Seninle birlikte izleyebilir miyim?"
Gözlerim büyüdü ve şaşkınlıkla ona baktım. O ise yüzünde yumuşak bir gülümsemeyle bana bakmaya devam ediyordu. O bana böyle umutla bakarken nasıl hayır diyebilirdim ki? Hem galiba, ben de istiyordum beraber izlemeyi. Belki eski babamla eskiden yapmadığım aktiviteyi şimdi gerçekleştirebilirdim. Belki eski babamın buzlarını alırdı üstümden kendi sıcaklığıyla.
Başımı sallayıp onayladım. Gülümsemesi büyüdü. İkili koltuğa, yanımdaki boş yere oturdu. Omzumdaki battaniyeyi en kenara kadar çekip ona uzattım. Gülümseyip elimden aldı ve kendi omzuna koydu. Şimdi bir battaniye ikimizin omzundaydı.
Aramızdaki tatlı bir sessizlik vardı. Sanki konuşursak aramızdaki bu sessiz bağlantı bozulacak ve eskisi gibi kırık bir köprünün iki ayrı tarafında duracaktık. Birbirine gelmek isteyen ama engeller yüzünden gelemeyen iki insan gibi.
Bir bölüm bitince diğeri başladı ama benim aklım bambaşka yerlere kaymıştı bile çoktan. Bu çizgi filmi çocukluğumda da çok izlerdim ama hiç böyle babamla izlememiştim.
Evde tek başımaydım hep, beni annemin dayağından ve azarından koruyacak bir kardeşim yoktu. Babamın sevgisizliğini hissetmememi sağlayacak biri yoktu. Bazı geceler gizlice salonda oturup bu filmi izlerdim, ama o zamanlar çok soğuktu. İçimde hep bir yakalanma korkusuyla izlerdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvırcık | Gerçek Ailem
Teen Fictiongerçek aile | abi kurgusu ••• Keşke ailem başkası olsaydı diye düşündünüz mü hiç? Sizi bilmem ama ben hep başkası olsun istedim. Bir gün gerçek olacağını tahmin bile edemezdim. 17 yıl sonra hayatımın dönüm noktasını yaşadım ve gerçek ailemi buldum. ...