16.Bölüm: Prens ve Prenses Masalı

10.5K 524 162
                                    

İyi okumalar ♡♡

•••

"Sonra prenses prensi görmüş ama demiş ki, benim abilerim var. Bizden olmaz. Prens üzülmüş ama prensese asılmaya devam etmiş. Tabi sonra Merih abisi gelip bir güzel prensi dövmüş."

Tek gözümü açıp Merih'e baktım. Güya bana masal anlatacaktı uyumam için ama masalın sonu biraz kötü yerlere kaymıştı.

"Prensgülün suçu ne?"

Uyumadığımı fark edince gözlerini kısıp bana baktı. "Çok sevdin herhalde. Uyumamışsın."

Kıkırdadım. "Çok. Ama prense yazık oldu."

Gözleri daha da kısıldı ve bana kötü kötü bakmaya başladı. Uzanıp burnumu sıktı.

"Sana ne prensten? Çok da iyi yapmış prensesin abisi."

"Prensesin abisi de prens olmaz mı? Ona neden prens demiyorsun?"

Uzanıp saçlarımı elinde kıvırmaya başladı. Aynı zamanda esnemeye de başlamıştı.

"Çünkü prensesin abisinin tek önemsediği sıfat onun abisi olmakmış."

Yüzümde hayran olmuş bir gülümsemeyle ona bakınca o da gülümsedi ve bu sefer iki yanağımı yüzümü sallaya sallaya sıktı.

"Şu tombik yanağa bak yerim ya."

Gülümsemem kahkahaya dönünce o da bana katıldı ve gecenin bir yarısı kahkaha atmaya başladık. Şu an nerede miydik? Benim odamda ve yatağımda Merih'le birlikte uzanıyorduk. Bugün ikindi eve gelmiştik. Meriç gelir gelmez odasına kapanıp kimseye görünmemişti. Bir kere bile yüzüme bakmadan odaya kaçmıştı. Üzerine gitmek istemedim. Daha fazla olay kaldıramazdım.

Yemekte Mirza ve Melih abim durmadan yemek yedirip beni bir güzel şişirmişlerdi. Annemden bahsetmek bile istemiyordum. Köfteyi bile kontrol etmişti fındık var mı diye. Hoşuma gidiyordu, önemsendiğimi hissediyordum. Meriç yemeğe de katılmamıştı. Bilerek yaptığını düşünmemiştim hiç. Ama başlarda aklımda bir acaba oluşmuştu. Yine de sivri dili olmasına rağmen o kadar da kötü biri olamazdı Meriç.

Şimdi ise Merih benimle uyumak istediğini söyleyip - itiraz kabul etmiyordu - yanıma gelmişti. Yatak genişti, ikimiz rahat bir şekilde sığıyorduk. Yan yana yatıyorduk, ben uzanıyordum. O ise oturur vaziyette saçlarımla oynuyordu. Bir de masal anlatmaya başlamıştı. Tabi masalın sonu biraz saçma yerlere kaymıştı ama olsun. Bu an benim için o kadar kıymetliydi ki uyumak istememiştim. Sabaha kadar onunla böyle uzanmak istiyordum.

"Masalın adını söylemedin?" dedim sorarcasına. Bu dediğime bir süre düşündü. Prensesi sevdiği için abisinden dayak yiyen prensin hikayesinin adını çok merak ediyordum.

"Prens ve Koyun." Göz ucuyla bana baktı. "Prense Koyun."

Birden kahkaha atmaya başladım. Gülüşümü azaltmak için elimi ağzıma bastırsam da sesim hâlâ duyuluyordu. Merih gülüşüme gülümseyerek bakıyordu.

"Şaka şaka. Prens ve Prensesin Masalı. Ama sonu kötü biteninden. Dayaklı."

Güldüm. Ben tam bir şey diyecekken kapıya hafifçe vuruldu. Daha sonra yavaşça açıldığında Melih abim ve Mirza abimi beraber gördüm.

"Merih gece gece ne anlatıyorsun yine bize de anlat."

Melih abim Mirza abime yandan bir bakış atıp seslice nefesini verdi. Daha sonra onu biraz kenara ittirip içeri girdi. Yatakta yanımda yatan Merih'i kolundan tutup kaldırdı.

"Çok yoruyorsun kardeşimi git ben geçiyorum oraya."

Merih dehşetle ona bakarken onu tamamen yanımdan kaldırıp kendisi geçti bu sefer. Yüzümden gülümseme eksik olmuyordu onları izlerken. Melih abim kolunu omzuma atıp saçlarımı karıştırdı.

Kıvırcık | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin