5.Bölüm: İftira

18.3K 848 474
                                    

İyi okumalar ♡

•••

Merve kapıyı kocaman bir gülümsemeyle açmıştı. Sanki ben somurttukça o daha da gülümsüyordu inadıma. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemeyerek Hakan Bey'e baktım.

O da bana bakıyordu. Gözlerinde bana karşı bir mahcubiyet vardı. O da ne yapacağını bilemiyormuş gibi bir ona bir bana bakıyordu.

Biz öyle kapıda dikilirken Meriç kapının arkasından görünüp kolunu Merve'nin omzuna attı. Onu ilk defa bu kadar gülümserken görüyordum. Galiba önceden en iyi anlaşan bu ikisiydi.

"Baba, Merve sürpriz yapmış bize. Sanki onu özlediğimizi hissetmiş gibi. Çok iyi değil mi?"

Sinirle ellerimi yumruk yaptım. Bilerek, gözümün içine baka baka söylüyordu bunları. İnsan bu kadar adi biri olmamalıydı bence.

Sinirle nefesimi verdim. Umurumda bile olmamalıydı zaten. Birbirimizi en başından beri sevmemiştik. Eski kardeşini özlüyor olması da gayet normaldi. Bana neydi ki yani?

Dayanamayıp hızlı adımlarla kapıda dikilen Merve'yi kenara ittim ve eve girdim. Arkamdan Meriç'in bana sinirle seslendiğini duysam da umursamadım.

"Haddini bil Irmak!"

Hayır ağlamayacaksın Irmak. Bugün daha fazla ağlamak yoktu.

Hilda Hanım mutfaktan gülümseyerek çıktı ve bana doğru ilerlemeye başladı. Ama ben yavaşlamadan merdivenleri çıkmaya başladım. Aşağıda Miraç dışında kimse yoktu başka. Onun da yüzüne bakmamıştım.

Hayır bari gözümün önünde yapmasalardı bunu. Neden kimse beni de düşünmüyordu ki?

Merdivenlerin yarısına geldiğimde Merih'le karşılaştım. Başta bana gülümseyerek baktı ama sinirli halimi görünce yerinde durdu.

"Sorun ne?"

Dayanamayıp durdum. Sorun ne miydi?

Derin bir nefes alıp başımı kaldırdım ve benden 2 basamak yukarıda duran Merih'e baktım. Aynı zaman da gözümden bir damla yaş akmıştı.

"Sorun ne mi?" Bunu derken psikopat gibi gülümsediğime emindim. Daha 2 gün olmadan delirtmişlerdi beni bu evde.

"Sorun ne mi?" Bu sefer yüksek sesle bağırmıştım. Şu an farkında olmasam da odama gittiğim ilk an bunu yaptığım için pişman olacağıma emindim. Ama şu an beni kimse durduramazdı.

"Sorun kimsenin benim ne halde olduğumu fark etmemesi! Tamam, beni sevmediniz biliyorum. Beni kardeşiniz olarak da görmeyin, ona da tamamım. Ben üniversiteye gidene kadar dayanın sadece, sonrasında kurtulacaksınız benden ve eski kız kardeşinizle daha rahat vakit geçirebileceksiniz! Biliyorum onun için de zor durum bir sürü şey paylaştınız, ama beni de düşünün! Ben yapayalnızdım bunca sene, kimse yoktu yanımda. Bana fazlalıkmışım muamelesi yapmadan önce burada olmak istemediğimi düşünün tamam mı? Neyse ya, ben kime ne anlatıyorsam? Daha bugün hayatında onun da olacağını söyledin. Ya ben zaten yokum ki hayatınızda, hâlâ o var. Bana bu 2 günde bir hiç gibi hissettirdiniz. Ama sorun yok, bunca sene hayatımda yoktunuz bundan sonra da olmamaya devam edeceksiniz!"

Sinirle söylediklerimden sonra aynı hızla merdivenleri tekrardan çıkmaya başladım. Son gördüğüm Merih'in şaşkınca bakan gözleriydi.

En sonunda odama geldiğimde kapıyı biraz fazla sert çarpmıştım. Yatağa kendimi yüz üstü fırlatıp sessizce ağlamaya başladım.

İki ailem de beni kabul etmiyordu. Ama Merve'yi ikisi de kabul ediyordu. Hem benim yaşamam gereken hayatı çalmıştı hem de bunca zaman kötü de olsa beraber yaşadığım ailemi. Kendime itiraf etmek istemesem de o kızı deli gibi kıskanıyordum.

Kıvırcık | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin