15.Bölüm: Süper Kahraman

9.3K 473 53
                                    

İyi okumalar ♡

•••

13 Nisan 2014 ( Irmak 8 yaşında )

O gün hava düzelmiş gibiydi. Günlerce süren bahar yağmurları dün gece dinmişti, şimdi güneşin canlı sıcaklığı tenini karıncalandırıyordu. Irmak sekerek geldiği okul yolunu bitirip evinin sokağına girince adımlarını düzeltti hemen. Annesi onun bu şekilde koşturmasına kızardı. Yaşından olgun davranmasını isterdi, nedendir bilinmez. Ama o bir çocuktu, sokaklarda koşması kadar doğal bir şey var mıydı?

Eve girerken adımları az öncenin aksine korku doluydu. Dün gece su içerken bir bardak kırmıştı. Neyse ki ebeveynlerinin ikisi de sese uyanmamıştı. Hızlıca etrafı toparlamıştı ama annesinin eksik bardağı fark etmemesi için dualar ediyordu. Bir sürü ödevi vardı ve annesinin azarı uzun sürüyordu. Bazen ona ceza olarak ödevlerini yırtardı. Öğretmenine açıklamaya çalışsa da öğretmeni bir annenin bunları neden yapacağını sorunca bir cevap veremiyordu. Bu yüzden ondan da azar yiyordu.

Saçlarını örmeyi bir kızın annesinden öğrenmişti. Bir gün okulun bahçesinde onun saçlarını düzelten bir kadın ve kızını görmüştü. Arkaları dönüktü, bu yüzden Irmak onun yaptığı modeli aklına kazımıştı hemen. Sonraki gün saçını kendisi yapmıştı. Tabi biraz yamuk olmuştu saçlarının kıvırcıklığı yüzünden ama olsun, o gün bir şeyi başarmış gibi hissetmişti. O zamanlar çocukların saçlarını kendilerinin örmesi gerektiğini düşünüyordu. Çünkü annesi hiç örmemişti.

Zıplayarak zile yetişti. Dakikalar sonra kapı açıldı ve annesi göründü. Ona umursamaz bir bakış attı. "Misafirim var, çabuk içeri gel ve kahve yap. Daha sonra gözüme görünme. Ona senin yaramaz biri olmadığından bahsettim. Utandırma beni."

Irmak hızlıca başını salladı. "Tamam anne. Daha sonra ödevlerimi yapabilir miyim? Bugün daha çok verdi." Elindeki birkaç sayfa fotokopiyi hevesle salladı.

Kaşlarını çattı kadın. "Çamaşırlar dururken ne ödevi hanımefendi? Daha yeni bitirdi makine."

Hafifçe yutkundu. Genelde misafirleri varken ona çok fazla katı olmuyordu. Bunu fırsata çevirmeyi düşündü. Annesi içeri girerken hızla koşup arkasından yetişti.

"Annecim. Ama çok ödevim var. Şimdi başlasam bile bitmez belki. Yapmasam?"

Annesi hiddetle arkasını döndü. Dişlerinin arasından fısıldadı, zira oturma odasının önüne gelmişlerdi.

"Ne dediysem o! Mutfağa hadi, çabuk ol!"

Irmak annesi arkasını döner dönmez nefesini verdi ve omuzları düşük bir şekilde odasına gitti. Hızlıca üzerini değiştirip mutfağa doğru adımladı. Kahve yapmayı onun yaşındakiler bilmezdi, Irmak önceden bununla övünürdü. Ama belki de onun için çok erkendi?

Öğrendiği gibi yaptı, köpükleri görünce gülümsedi. Titreyen ellerle tepsiyi taşırken dökmemek için dualar ediyordu. En sonunda tepsiye bakarak salona girdiğinde dikkatlerin ona çevrildiğini hissetti. Ama bakamazdı, dökülürdü.

"Bu da kızım Irmak, pek hamarattır."

Sesindeki yumuşaklık Irmak'ı heyecanlandırdı,, hızla başını kaldırıp annesine baktı. Yumuşayınca nasıl olduğunu görmek için. Ona nasıl baktığını görmek için.

Ama annesinin yüzünde her misafir geldiğinde olduğu gibi bir yüz ifadesi görünce gülümsemesi soldu. Yapmacıklığı belli oluyordu. En azından Irmak bunu artık fark ediyordu. Her şey yalandı.

Kıvırcık | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin