İyi okumalar ♡
•••
Miraç'ın bana seslenmesiyle ortamda derin bir sessizlik oluşmuştu. Herkes önce birbirine bakıyor sonra bana bakıp tepkimi ölçüyordu. Ama ben de ne tepki vereceğimi bilmiyordum ki.
Miraç ise benden başka her yere bakıyordu. Dediği şeyi fark etmişti sonunda. Ama yine de onu bozmak istemeyip hafifçe boğazımı temizledim.
Ben tam cevap vereceğim sırada Miraç benden önce davrandı ve babasını yemek masasına doğru çekiştirmeye başladı.
"Ya da vazgeçtim, hadi yemek yiyelim."
O bunu diyince herkes ortamdaki sessizlik dağılsın diye onayladı ve masaya yerleşmeye başladı. Ben ve Hilda Hanım hariç.
"Sana kötü mü hissettirdi?"
Hilda Hanım yumuşak bir sesle bu soruyu sorunca duraksadım. Kötü hissetmemiştim aslında ama içimde tanımlayamadığım bir duygu oluşmuştu sanki. Hiçbir duyguya benzemiyordu. Daha huzurlu bir duyguydu.
"Kötü hissetmedim, sadece...hazırlıksızdım."
Başımı hafifçe ona çevirdiğimde bana anlayışlı bir gülümsemeyle baktığını gördüm. Aynı şekilde gülümsemeye çalıştım ama ne kadar becerebildiğim tartışılırdı.
"Anlıyorum merak etme. Zaman lazım sadece."
"Haklısınız."
Daha sonra konuşmadan masaya oturduk ikimiz de. Sakin geçen yemekten sonra izin isteyip hemen odama kaçtım. Daha fazla bu gerginliği kaldıramazdım çünkü.
Yatağa oturup Kıvırcık'ı elime aldım ve iç çektim. İşte dertleşme zamanım.
"Tek isteğim üniversiteyi kazanıp o evden kurtulmak ve artık hayatımı yaşamaktı. Ama şimdi her şey karmakarışık. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum Kıvırcık."
Cevap bekler gibi bebeğe baktığımı fark edince ofladım ve kendimi yatakta geriye attım. Keşke bu kadar karışık olmasaydı her şey. Tek derdimin yapamadığım sorular olduğu zamana geri dönmek istiyordum.
Kapım tıklayınca sessizce ofladım. Bu sefer kiminle aile konuşması yapacaktım acaba? Sadece bir akşamım sessiz geçemez miydi?
Yine de yerimde doğruldum ve "Girin," diye seslendim kapıdaki kişiye.
Kapı aralandığında gördüğüm kişi Hilda Hanım'dı. Bana hafif bir tebessümle baktıktan sonra kapıyı yavaşça kapattı ve yanıma geldi. Bem yatağın üstüne bağdaş kurunca gülümsemesini büyüttü ve aynı şekilde oturdu. Hafifçe gülümsedim.
"Nasılsın Irmak? Gerçekten nasıl olduğunu soruyorum ama."
Uzun zamandır bu soruyu duymadığımı fark edince hafifçe gözlerimi kapatıp iç çektim. Bu soruya iyiyim diyemezdim ama kötüyüm de diyemezdim.
"Aldığım her nefese şükrediyorum ama bazen canımı acıtmıyor da değil."
Dediğim cümleyle birlikte yüzündeki sakin gülümseme soldu ve ne diyeceğini bilemiyormuş gibi dudaklarını birbirine bastırdı. Bir cevap vermesini beklemiyordum zaten. Sadece uzun zaman sonra gerçek bir nasılsın sorusu duyunca gerçek hislerimi anlatmak istemiştim.
"Zamanla canını acıtan her şeyi birlikte atlatacağız. Biliyorum şu an söylediklerimin bir anlamı yok belki de ama beraber yaşadıkça aramızda duygusal bağ da oluşacak. Buna inanıyorum ben."
Dediğine hafifçe başımı salladım sadece. Niye bilmiyorum ama konuşsam ağlayacakmış gibi hissediyordum. Karşımdaki kadın benim annemdi ama birbirimize o kadar yabancıydık ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvırcık | Gerçek Ailem
Teen Fictiongerçek aile | abi kurgusu ••• Keşke ailem başkası olsaydı diye düşündünüz mü hiç? Sizi bilmem ama ben hep başkası olsun istedim. Bir gün gerçek olacağını tahmin bile edemezdim. 17 yıl sonra hayatımın dönüm noktasını yaşadım ve gerçek ailemi buldum. ...