Sil Baştan

2.9K 153 289
                                    

''Arabaya geç!''

Asi'nin sert sesiyle bakışları önüne dönmüş ve aksayarak arabaya doğru yürümeye başlamıştı. Tüm vüudunda feci bir acı dolanıyordu. Canı yanıyordu fakat en sızlatanı Ada'nın çağrısına cevap veremediği için yakıyordu.

Ağzına dolan kanı yeniden yere tükürdü. Arabaya ulaşınca tutuna tutuna ön koltuğa geçmişti. Art arda yediği tekmelerden doğrultamıyordu vücudunu. Zar zor ön koltuğa kendisini atınca torpidodan bulduğu peçetelerle aynadaki aksini silmeye başladı. Ada'nın onu bu halde de görmesine gerek yoktu. Yeteri kadar berbat halini görmüştü.

''Anne, babama seslendim ama duymadı mı beni?''

Kaşlarını çatmış arabaya gitmeye çalışan babasını seyrediyordu.

Asi, derince nefeslendikten sonra kızıyla aynı boya gelip yanaklarından tuttuğu gibi kendisine çevirmişti minik yüzünü.

Alaz'ı seyretmesini istememişti.

''Arabaya geçmesini söyledim. Gitmemiz lazım.''

''Asi, ben de geleyim bekle.''

''Gerek yok Tolga.'' Gözlerini kaldırıp kötü kötü bakmıştı ona; ''Ada'yı niye buraya çıkardın?''

''Ben istedim ki! Beni bıraktınız gittiniz sandım anne, çok ağladım bağırdım bağırdım duymadınız beni!''

''Evet, Olivia sakinleştiremeyince alıp getirmek zorunda kaldım...''

''Bebeğim niye seni bırakalım, tabii ki seni de yanımızda götüreceğiz.''

''Evimize mi gidiyoruz?''

''Önce hastaneye uğramamız lazım.''

''Aa noldu ki?''

''Baban yere düşmüş...''

''Hiiiiiiii!''

Minik ellerini şokla ağzına götürmüştü.

''Çok mu düşmüş!''

''Maalesef bebeğim... Önce doktorlar onu iyileştirmeliler sonra da evimize gideceğiz.''

''Biliyor musun benim çiteskobum var ya ben babamı iyileştirebilirim değil mi anne?''

''Elbette bebeğim, elbette iyileştirebilirsin.''

Ada'nın kafasına kondurduğu öpücükle doğrulmuştu.

''Tolga, bugünlük benden bu kadar. Üzgünüm.''

''İnan hiç sorun değil. Ada'yı peşinizden ben getireyim istersen?''

Kararsızlık kızına baktığında; ''Ben babamla gidicem!'' itirazıyla karşılaşınca denemeye teşebbüs bile etmemişti Asi.

''Ben hallederim, sağol. Sen geç içeri, görüşürüz.''

''Bir şey olursa ara Asi, hemen gelirim.''

''Biliyorum, teşekkürler.''

Birbirlerine yorgunca gülümsedikten sonra kızının elinden tuttuğu gibi arabaya doğru ilerlemişlerdi.

''Nasıl düşmüş ki babam, ayağı mı kaymış?''

''Bilmem ki heralde öyle olmuş, görmedim nasıl düştüğünü.''

''Beni ararken mi düşmüş?''

''Yok, dışarı çıkmış. Sana da, benden habersiz dışarı çıkma diyorum ya, baban beni dinlememiş düşmüş işte.''

''Seni gidi yaramaz baba seni! Anne babama kızmamız gerek! Ben senin sözünü dinliyorum değil mi anne? Ben yaramaz değilim!''

''Dinliyorsun bebeğim. Çünkü bir şey söylüyorsam senin iyiliğin için değil mi?''

Asi'nin Hiç Yazılmamış GüncesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin