Yarından Önce

2.5K 133 241
                                    

''Çağla daha uyuyacak mı?''

Cesur'un önüne yemek tabağını bırakıp yeniden tezgaha dönmüştü.

''Uyur ya... Uyandırırım bir yarım saate. Ya Ada? Ne zaman gelir minik prensesim?''

Asi gülümserken hazırladığı diğer tabağı da Alaz'ın önüne koymuştu. Canı pek bir şey istemiyordu. Yerine otururken Cesur'a bakmıştı.

''Daha var. Siz bayaa erken geldiniz. Zor muydu yolculuk? Çağla çok kötü olmadı değil mi?''

''Oldu. Önce binmek istemedi uçağa, kustu biraz. Zaten kuş kadar yiyor!''

Çorbasına daldıracağı kaşığı keyifsizce masaya bırakmıştı Cesur. Asi, uzanıp kaşığı gerisin geri kardeşinin eline yerleştirdi.

''Dosdoğru ye bak kafanı kırdırma bana!''

Alaz ise çoktan içmeye başlamıştı çorbasından. Umrunda değildi sohbet.

''Ee Alaz oğlan, hiç pas vermiyorsun bize?''

Cesur kafası dağılsın diye Alaz'a sataşmak istemişti.

''Umrumda değilsin, ondandır.''

Gözlerini kaldırıp karşısındakine bakmaya bile tenezzül etmemişti.

''Alaz!''

''İyileşmiş kız bu, laflara bak! Ulan kardeşin o senin ya biraz daha yumuşak olamaz mıydın? Onca yolu seni görecek diye katlandı geldi!''

Cesur'un kalp kırıklığı kendisini göstermekte gecikmemişti.

''Napabilirim? Ben mi dedim gel diye?''

''Alaz Allah aşkına sus ya!'' Asi'nin tahammülü de buraya kadardı.

''Benim konuşmak gibi bir niyetim yok zaten, ona söyle sen asıl.''

Çorbasını bitirince sarma ve dolmadan müteşekkil tabağını önüne çekmişti. Sabah Asi'yle birlikte hazırlamışlardı bunları. Eline aldığı çatalla bir müddet bakışmışlardı. Doymuştu galiba. Yiyesi yoktu pek bir şey. İştahı kaçmıştı.

''Bu herifle nasıl yaşıyorsun kızım ya! Şu suratsızlığa bak!''

''Onlara suratsız değilim merak etme!''

Cesur'a ters ters bakarken Asi'nin uyarıcı bakışlarıyla tabağına dönmüştü. Dolmalar sinirini bozuyordu. Kusacak gibi hissetmişti bir ân.

''Evdekilerin selamı var Asi. Nes-''

''Cesur!''

''Ha... Pardon...''

Alaz'a kaçamak bir bakış fırlatmıştı Cesur.

''Valizin birinde sizin için hediyeler var. Ada gelince bakarız.''

''Ya ne zahmet ettin ta oradan!''

''Zahmet mi olur kızım ya! Bir tanecik kız kardeşim var bir tanecik de yeğenim, size her şeyin en güzelini getireceğiz tabii! Özlemişsindir orayı...''

''Eh işte...''

Cesur'un tabağındaki sarmalardan birine uzanıp dalgınca ağzına atmıştı.

''Özledim galiba...''

''Gelecek misiniz bu yaz?''

''Gelmeyecekler!''

''Alaz!''

''Oğlum sen hayırdır ya kudurmuş köpek takılıyorsun?''

''Sana uyuzum?''

''Eyvallah da burnumuzdan getirme bir dur, dakka bir gol bir, az sakin ol!''

Asi'nin Hiç Yazılmamış GüncesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin