Bir Çaresi Bulunur

2K 138 261
                                    

''Nasıl da büyüyor...''

Ada, geceleyin tuvalete uyanmıştı. Annesine bağırarak kendi odasının kapısından çağırdığında babası kalkıp gelmişti yanına. İşlerini hallettiklerinde babasının boynuna atılıp kendi yatağı yerine onların yanında yatmak için mızıldamıştı. Kızını kırmak istemediğinden iyice kucakladığı gibi yataklarına götürmüştü minik koalasını.

Asi'yle ortalarına bıraktığında ikisini de sol koluyla kavramış sağ kolunu da üstlerine sımsıkı dolamıştı. Tost sarılmasıydı bu. Onların iki kolunun ulaşabileceği mesafede oluşlarına içi gidiyordu. Birkaç ay sonra kollarını biraz daha açması gerekecekti. Birkaç ay sonrasında ise epey geniş kollara ihtiyacı olacaktı. Tatlı uykularına dalmışken sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini açma sebepleri ise Asi'nin hızlıca kalkıp lavaboya koşması olmuştu.

''Çok mu kustun?''

Bağrına sere serpe uzanmış Ada'dan kalkıp gidememişti Asi'nin yanına. Tek gözü açık halde kapıdaki beyaz yüzlü genç kadına çatılmış kaşlarla bakmıştı.

''I ıhm, çok bir şey çıkarmadım...'' Öylesine midesi kalkmıştı. Ada'dan tarafa yatmak yerine Alaz'ın öbür yanına geçmek istemişti. Kolunu açan genç adamın üstüne boylu boyunca uzandığında minik pandasıyla alınları birbirine dokunmuştu. Alaz'ın bu kadar geniş bir bağrı olduğu için mutlu hissetmişti Asi. Yatağın kenarından düşmemek için iyice sokulmuştu sımsıcak vücudun üstünde.

''Çok sıcaksın!'' Yüzündeki gülümseme de dökülmüştü aralarına.

''Seni daha iyi ısıtabilmek için!'' diyen genç adamla kıkırdamışlardı.

''Çok çabuk büyüyor değil mi?''

Asi'nin bunu hangi bebeği için söylediğini ilkin anlamamıştı.

''Atlas mı?''

''Ada...''

Kızının yumuşacık saçlarını usulca sevmeye başlamıştı tıpkı bu sıcak bedene uzandığından beri omuzlarının usulca okşanması gibi.

''Gerçekten...'' Bağrında anlamsız kelimelerle söylenen minik koalalarına ışıltılarla bakmışlardı.

''Geçen sene buraya ilk geldiğimde çok daha küçüktü... Şimdi kucaklayınca ağırlığını hissediyorsun...''

''Saçlarının rengi açılmaya başladı baksana...''

''Daha da koyuydu, tıpkı senin saçların gibi...''

''Şimdi seninkilere benzemeye başladılar. Bu kadar babacı olması hiç hoş değil!''

''Eee babasının bi'tanecik güzeli o!'' Kızının kafasına hafifçe eğilip küçük bir öpücük bırakmıştı.

''Kıvırcıkları da dalgalı oluyor artık baksana! Bebek saçları çok güzel değil mi Alaz?''

''Çağla'ya benziyor...''

''Konuş onunla.''

Alaz, cevap vermek yerine bağrındaki iki güzelini daha sıkı kavramıştı.

Asi, konuşmayı sürdürmezken sıcağın etkisiyle yeniden gözlerini yummuştu. Çok geçmeden Ada'nın düzenli nefeslerine onunkiler de karışmıştı. Alaz, sağ yanağını onun başına yaslamadan tatlı kokusunu içine çekmişti. Uykusu kaçmıştı artık fakat ona, rahat bir yatak muamelesi yapan iki güzelinin saçlarını sırtlarını sevmeyi sürdürmüştü uzunca bir süre. Uykularını güzelce almalarını istemişti.

Başka şeyler düşünmek istemiyordu. 

-

Ada çantasını uzun koridora fırlatıp içeri paldır küldür girmişti.

Asi'nin Hiç Yazılmamış GüncesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin