''Doktor ne sordu?''
Asi, olduğu yere birazcık daha sokulurken Alaz'ın çenesindeki kirli sakalları da usulca okşamaya devam etmişti.
''Prosedürlük şeyler işte.''
Alaz ise boynuna yuva yapmış bu küçük kuşun kanatlarını şefkatle sıvazlamayı sürdürmüştü. Ona dokunmadan hayatın gerçekliğiyle baş etmesi mümkün olmuyordu.
''Alaz ya! Söyle dedim!''
''Nasılsın diye sordu.''
''Sen ne dedin?''
''İyiyim, siz nasılsınız, dedim.''
Yanağına bir tane patlatıp olduğu yerden doğrulmaya çalışınca Alaz gülerek; ''Tamam tamam, gitme!'' demiş ve Asi'yi yeniden bağrına çekmişti.
''Nasıl hissediyorsun, diye sordu. Korktuğumu söyledim.'' Gözlerini, görmediği bir boşluğa dikmişti. Asi ise nefesini tutmuş onu can kulağıyla dinlemeye koyulmuştu.
''Kendine zarar vermeyi düşünüyor musun dedi, pek değil dedim.''
''Alaz...'' Sarmalandığı kollardan birine sıkıca yapışıvermişti Asi.
''Bir şey yok güzelim, iyiyim ben...'' Bahar çiçeklerinin koktuğu kuzguni saçlara ufak öpücükler kondurup devam etmişti.
''Bu süre zarfında intihar etmeyi düşündün mü, dedi. Asi, sakin ol lütfen!'' Kolları arasındaki titreyiş Alaz'ın canını sıkmıştı. Anlatmak istemediği şeylerde zorlanmak hoşuna gitmiyordu bu yüzden.
''Hayır düşünmüyorum dedim. Ama...''
''Ama ne Alaz?''
Asi, dolan gözlerini sesine yansıtmamaya çalışmıştı.
''Yok olsam her şey daha iyi olacakmış gibi geli-''
''Hayır! Hayır, saçmalama!''
''Şşş, sakin ol Asi! Nolur üzülme şöyle! Bak bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Gel buraya güzelim, gel...''
Aniden doğrulan genç kadını tekrardan kendisine sarmıştı. Bu seferki sarışında Asi'nin kıpırdamasına izin vermeyecek bir sıkılık da mevcuttu.
''Niye yok olmak istediğimi sordu işte. Sizi mutsuz edip durduğumdan bahsettim.''
''Sen bizi çok mutlu ediyorsun ki!''
''Ağlama Asi kız... Bu öyle bir şey değil ki... Sen anlayamazsın bunu...'' Süzülen damlayı baş parmağıyla yakalayıp silivermişti.
''Bu zamana kadar iyileşme, yani zihnen iyileşme konusunda çok iyi gitmişim. Ben de sizin varlığınız sayesinde olduğunu söyledim. Sizi çok mu sevdiğimi sordu. Evet çok seviyorum dedim ben de.'' Hafifçe kıkırdadığında Asi de homurdanmıştı.
''Masal anlatıyormuş gibi anlatma şunu!''
''Niye? Belki uyursun biraz, sorularından yoruldum çüçük hanım!''
''İlla dürteceğiz seni, sanki kendiliğinden anlatıyorsun da!''
''N'apayım, ben de böyle bir insanım Asi kız, dünyaya gelişim bu.''
''Dünyaya gelişine başlatma şimdi!''
''Eh haklısın, pek başarılı bir girişim değilmişim...''
Gülümsemek istese de ağzına dolan kekremsi tat duyargalarını burkmuştu.
''Çağla... Burada ya... Sen iyi misin Alaz...''
''Değilim...''
''Gitsin mi?''
''Gitmesin... Şimdilik yani. Ada üzülebilir.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi'nin Hiç Yazılmamış Güncesi
Ficção GeralAsi'nin Alaz'dan ayrı olduğu beş senelik zamanda kızını, babasına anlatma isteğiyle ortaya çıkmış karalamaları ve beş yılın sonunda yaşananlara dair