Ama Babacığım

3.1K 144 125
                                    

‘‘Elimi sakın bırakma tamam mı babacığım?’’

‘‘Tamam!’’

Minik koala, babasının elinden sımsıkı tutmuştu. Bu sabah onu, babası götürecekti kreşine. Acayip heyecanlıydı bu yüzden! Zıplamak istiyordu!

Merdivenin son basamağından yere doğru müthiş bir zıplayış gerçekleştirince gururla babasına bakmıştı. Nasılım müthiştim dimi bakışlarına Alaz, kocaman gülümseyip kızının saçlarını karıştırmıştı.

‘‘Bak Matthew orada baba!"

Alaz, Ada’nın işaret ettiği fırından içeriye bakmıştı. Matthew denilen adam kasanın başında Ada’ya mutlulukla el sallıyordu.

‘‘İçeri giremeyiz babacığım, geç kalmadan gidelim hadi.’’

‘‘Ama nedeeen, Matthew bana kurabiye veriyor, vermezse çok üzülebilir ki!’’

‘‘Boşver, ben sana kurabiye yaparım evde.’’

Matthew’den hoşlanmamıştı.

Ada’nın sadece kendisini sevmesini istemek büyük bir bencillikti fakat Alaz zaten hep bencil bir insan olmuştu. Amcasından da dayısından da Tolgacığından da ve şimdi Matthew'inden de hiçbirinden haz etmiyordu!

Sabah sabah başına ağrılar girmişti bile...

‘‘Biliyor musun, biliyor musun ben kreşimin yolunu biliyorum ama tek başıma gidemezmişim, annem izin vermiyor maalesef ki…’’

El ele tutuşmuş yavaş yavaş kaldırım boyu yürüyorlardı. Henüz apartmanlarının olduğu uzun sokaklarını geçmemişlerdi. İleriden sağa döneceklerdi, yirmi dakikadan fazla yolları olduğundan erken çıkmışlardı bu sabah evden.

‘‘Yaa! Yolu bilmen harika bir şey bebeğim! Başka nereye gitmeyi biliyorsun?’’

‘‘Amcamlara!’’

‘‘Başka…’’

‘‘Tolgacığıma!’’

Alaz, gözlerini devirirken bu muhabbeti sürdürmemeye karar vermişti yoksa sonu iyi bitmeyecekti gibi görünüyordu maceralarının.

‘‘En sevdiğin renk ne Ada?’’

‘‘Hmmm pembe var bir tane, sonra Elsanın elbisesi de çok güzel, sonra da biliyor musun arabamızın rengi de Elsanın renginden, ben seçtim!’’

Alaz’ın yüzüne yayılan tebessüm Ada’nın çok hoşuna gitmişti.

‘‘Çok yakışıklısın babacığım!’’

‘‘Yaa! Teşekkür ederim küçük hanım!’’

‘‘Yaaaa ben çüçük hanım değilim!’’

‘‘Nesin peki?’’

‘‘Ada’yım ben unuttun mu, şapşik misin sen!’’

‘‘Unutmadım nasıl unutabilirim ki… Biricik kızımı unutmam imkansız.’’

Nihayet sokağın başına ulaştıklarında Ada, sağa dönmelerini söylemişti. Gerçi sağa dönmekten başka şansları da yoktu çünkü yolun sonuna gelmişlerdi. Ada'nın müthiş yol bilgilerine güvenip sağa dönmüşlerdi.

Asi'nin Hiç Yazılmamış GüncesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin