Belki özlemişsinizdir... <3
Emine Hanım, kimsesiz olduğunu bildiği genç kadın için üzülüyordu. Sadece o da değil, varlığını öğrendiği gibi kaybetmişti torununu. Hangi yöne koşacağını şaşırmıştı. Oğlu da darmadumandı.
"Vah yavrum benim," dedi içli içli. "Gencecik yaşında kimsesiz buralarda."
Barış Alper, annesinin ağıtlarıyla kaşlarını çattı. "Ela kimsesiz değil. Ben varım, Meltem var." Dedi aksi ses tonuyla. "Onun yanında da böyle konuşup onu üzme anne."
Yüksel Bey, oğlunun annesiyle böyle konuşmasına elbette izin vermezdi. "Barış! Ne idüğü belirsiz bir kız için annene sesini yükseltemezsin. Yaşına başına bakmam, kırarım kemiklerini."
Kaç yaşına gelirse gelsin Barış babasından çekinirdi lakin göz göre göre Ela'ya bu şekilde bir itham yapılmasına da izin veremezdi.
"Baba!" diye bağırdı lakin devamını getiremedi. Emine Hanım araya girmişti.
"Evladım sen beni yanlış anladın. Ben Ela'yı da bizden belledim. Üç kızım vardı, Allah'ın izniyle dört oldu. Ben onun annesi olurum, yaralarını sararım."
Barış derin bir nefes alıp annesine baktı. Emine Hanım'ın gözlerindeki içtenlikle yumuşadı. Kendisini toparladı ve daha sakin bir tonda konuştu.
"Anne Ela seni sever. Sen ona el uzatmazsan kim uzatacak?" dedi, sesi hala biraz sert ama daha korumacıydı.
Yüksel Bey, oğlunun bu tavrını onaylamasa da Emine Hanım'ın yumuşatıcı sözleriyle bir nebze sakinleşmişti. "O zaman herkes haddini bilecek," diye mırıldandı. "Biz kimseyi dışlamayız ama ailemize zarar gelmesine de izin vermem."Barış, babasının onaylamaya yakın bu tavrına rağmen sessiz kaldı. Konuşmanın bir süre daha uzamasını istemiyordu.
Emine Hanım, hastane koridorundan geçerken içindeki karmaşık duygular yüzünden elini sıkıca göğsüne bastırdı. Derin bir nefes aldı. "Kendi evladım gibi seveceğim onu," diye mırıldandı kendi kendine. "Kimsesiz dediysek, biz varız ya! Kimseyi sahipsiz koymayız."
Ela'nın odasına vardığında, kapıyı hafifçe tıklattı. İçeriden yorgun bir ses yükseldi:
"Girin."Emine Hanım kapıyı aralayıp başını uzattı. Ela yatağında oturuyordu, yüzü solgun ve gözleri yorgundu. Bir an Ela'nın haline bakınca boğazı düğümlendi, ama toparlandı ve içeri girdi.
"Ela kızım," dedi yumuşak bir sesle. "Rahatsız etmiyorum ya?"
Ela başını salladı. Zaten çok halsizdi, geleni yargılayacak hali yoktu. "Buyurun," dedi kısık bir sesle.
Emine Hanım yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. "Ben geldim, Emine teyzen. Rahatsız etmemek için çok düşündüm ama içim el vermedi."
Ela'nın dudakları azıcık kıpırdadı. "Neden geldiniz?" dedi sessizce.
Emine Hanım bir süre sessiz kaldı, ne söyleyeceğini düşünüyordu. Sonunda Ela'nın ince eline kendi nasırlı elini uzattı. "Ben sana yabancı değilim artık kızım. Seni bizim evladımız bildim, bilmeye de devam edeceğim. Senin buralarda yalnız olduğunu duymak yüreğime hançer saplandı gibi oldu."
Ela, gözlerini yere dikti. "Ben yalnızlığa alışığım. Zaten herkes bir gün gider."
Emine Hanım kaşlarını çattı, ama sesi hala sakindi. "Biz Karadenizliyiz be kızım, bizim toprağımızda insan yalnız kalmaz. Biz düşeni yerden kaldırırız, yıkılanı ayağa dikeriz. Allah seni karşımıza çıkarmışsa boşuna değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
saklı kalan || barış alper yılmaz
FanfictionEla, Barış Alper için her zaman diğer kadındı.