Fındık farelerim nasılsınız? Bölümleri 8 gün arayla yolluyorum. Hızlı davranıyorum çünkü yaz tatili bitmeden başladığım diğer hikayemi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
İYİ OKUMALAR!Yukarıdan topladığım kıvırcık saçlarımın rüzgarda uçuşmasına aldırmamaya çalışarak sahilde beni bekleyen Kerem, Renda ve Bora'nın yanına doğru yürümeye başladım. Mutluluk, huzur ve güven. Bu 3 kelime şuan da tam anlamıyla beni anlatıyordu. Mutluydum çünkü o hasret kaldığım kokuya kavuşmuştum. Huzurluydum çünkü yanımda o ve sevdiklerim vardı. Güvende hissediyordum çünkü ne olursa olsun bir daha asla ayrılmayacağımızı biliyordum.
Üzerimde ki karnımı belli eden beyaz elbise en az saçlarım kadar uçuşuyordu. Ayaklarımda olan, evdeyken giydiğim kahverengi tonlarında ki sandaletleri sahile inmeden önce çıkarmıştım. Adımlarımı hızlandırdığımda bir elimi karnıma koydum, diğer elimdeki pamuk şekerle yanlarına varmıştım. Hepimizin yüzünde bir gülümseme, huzur dolu bir mutluluk vardı. Sanki aylarca bu anıya muhtaç gibiydik. İleride anlatacağımız bir anıydı. Geçmiş günlerin izlerini yavaş yavaş silen bir anı. Belki de hiç unutmayacağımız bir anı.
İki gün önce Kerem'le tekrar barışmamızı Bora ve Renda'ya açıklamış, Renda zaten böyle olacağından eminmiş gibi hiç şaşırmamıştı. Bora ise beni tekrar üzecekmiş gibi sürekli Kerem'e sataşmış aralarındaki bu soğuk duvarları da yok etmek için de Renda ile bugünü planlayarak hep birlikte küçük bir tatil köyünün sahilinde vakit geçirmeye karar vermiştik. Elimdeki pamuk şeker paketini açıp yemeye başlamıştım çoktan ve hiçbiriyle de paylaşmaya niyetim yoktu.
"Zeynep, bu gidişle sen daha çok kilo alırsın benden söylemesi." deyip sırıtan Bora tüm hayat enerjimi sömürmüş gibiydi. Sanane benim pamuk şekerimden arkadaş!
"Kilo mu aldım. Hamilelikten değil mi? Çok mu kiloluyum?"
Sesim haddinden fazla titrek çıkarken Bora söylediği şeye anında pişman olmuştu. Tüm bunlar hamilelik hormonlarımın bir halaya girişmesi ve sanki birisi yere düşünce diğer hepsinin de onun için ağlaması gibiydi. Garip bir örnekti.
"Hayır, uykucu tospağam sen benim canımdan ötesin. Ne kilosu hamilelikten bunlar. Hem Renda'ya söyleme ama ondan bile güzelsin sen." dedi sesini sonlara doğru alçaltıp sadece benim duyabileceğim bir sesle. Hafifçe gülümsedim. Otele gidince de aynaya bakacağımı aklıma not ettim.Belimden kavrayıp kendine çeken Kerem alnını alnıma yaslayıp, "Güzelim, her halinle güzelsin sen." dedi. Sonrası malum. Yüzümdeki tebessüm onun sayesindeydi. Dudaklarıma bakıp gülümsedi. O gülümseyince, gülümsemem büyüdü. Yeşil gözlerine kenetledim bakışlarımı. Gözleri bir dudaklarıma, bir gözlerime kayıyordu hızlı hızlı. Korkuyordu sanki. Ters bir tepki vermemden yada kendini kaybetmekten. Usulca yaklaştım dudaklarına. Küçük bir dokunuştan sonra hızla kendimi geri çektim. Yüzümdeki sırıtış büyüdü.
"Pamuk şeker yiyeceğim ben."
Önce kaşlarını çattı. Sonra bakışları yumuşadı. Gülümsedi. O gülümseyince bende gülümsedim. İlerideki şezlonga oturduk. O bana pamuk şekeri yedirdi. Ben onu izledim. Yüzümüzdeki gülümseme hiç silinmedi. Hiç.***
Bora ve Renda odalarına geçmiş, her zaman ki olağan kavgalarını yapıyorlardı.
"Renda, neden böyle yapıyorsun?"
"Ben mi yapıyorum Bora! Sürekli Zeynep'e ilgi gösteren sen. Yanından ayrılmayan sen. Üzülse gönlünü almaya çalışan sen! Abim ne güne duruyor? Onunla o ilgilensin!"
"Renda abartıyorsun. O hamile!"
"Hamileyse hamile! Bende hamile kalayım o zaman! Bana da ilgi göster! İlla ki bu mu olsun?"
"Renda.." dedi dişlerinin arasından.
"Aptal olma!"
"Ben miyim aptal olan? Asıl sen dünyanın en salak adamısın." dedi Renda kendisini yatağa bırakırken.Öfke bedenini ele geçirmişti yine. Eskisi gibi bir sinir krizi geçirmek son isteyeceği şeydi Bora'nın. Hele ki Renda'nın karşısında olmamalıydı. Korkardı sevdiği kadın ondan. O eski günlere dönmek istemiyordu. Vücudu titremeye başladı bir zaman sonra. Renda farkında mıydı bunun? Bedenini sert bir şekilde duvarın en köşesine attı Bora. Dizlerini kendine çekip, kafasını iki elinin arasına aldı. Dişleri titemenin etkisiyle birbirine vurmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Öküz Var!
UmorismoKural belli. ''Her erkek öküzdür. Kimisi daha az, kimisi daha fazla.'' İkisi de bu kuralı kabullenerek aşık oluyor. Gülerek, ağlayarak yollarına devam ediyor. Ve sevmekten asla vazgeçmiyorlar.